İçlerinden biri dedi ki: "Benim yakın bir arkadaşım vardı."
İçlerinden biri, "Benim, bir arkadaşım vardı" der.
İçlerinden bir (mümin) şöyle diyecek: "Benim yakın (bir arkadaş)ım vardı.
İçlerinden biri der ki, "Benim bir arkadaşım vardı."
İçlerinden biri dedi ki: "Benim yakın bir arkadaşım vardı."
Biri; "Benim bir yakın arkadaşım vardı," der;
Aralarından biri sözü alarak, şöyle diyecek: "Bir arkadaşım vardı!"
İçlerinden biri diyecek ki: "Bir zamanlar benim bir arkadaşım vardı;
İçlerinden bir sözcü şöyle der: "Benim yakın bir arkadaşım vardı."
Bir sözcü der ki: "Benim bir yakınım vardı."
İçlerinden bir sözcü: "Benim bir arkadaşım vardı."
İçlerinden biri şöyle diyecek: "Bakın, benim (yeryüzünde) bir arkadaşım vardı,
İçlerinden biri der ki: "Benim bir arkadaşım vardı."
İçlerinden bir söyliyen benim der: bir karinim vardı
Onlardan bir sözcü: "Benim, dedi, bir arkadaşım vardı."
Bir sözcü der ki: "Benim bir yakınım vardı."
İçlerinden bir sözcü der ki "Hakıykat, benim (dünyada) bir arkadaşım vardı.
İçlerinden bir sözcü der ki: Benim bir dostum vardı.
Onlardan biri: -Benim bir yakın arkadaşım vardı, der.
(51-53) Derken biri der ki: "Sahi, benim de yakın bir arkadaşım vardı. Yanıma gelir, iğneli iğneli "Sen de mi, derdi, bu masala inananlar arasında yer alıyorsun? Yani biz ölüp çürümüş kemik, toz toprak haline geldikten sonra, biz mi dirilip hesap vereceğiz, buna da inanılır mı?"
Onlardan biri dedi ki: "Gerçekten benim bir arkadaşım vardı. "
İçlerinden biri der ki, 'Benim bir arkadaşım vardı.'
İçlerinden biri dedi ki: "Benim yakın bir arkadaşım vardı."
One of them said: "I used to have a friend. "
(A speaker among them will say: “I had a companion,
One of them will say, ‘I used to have a friend
One of them will say, "I used to have a friend.
One of them said: "I used to have a friend."
One of them said, "I used to have a friend."