Bu gerçekten en büyük başarıdır.
İşte asıl büyük mutluluk ve kurtuluş budur.
Şüphesiz ki bu, büyük bir kurtuluştur.
İşte büyük zafer budur.
Bu gerçekten en büyük başarıdır.
Bu gerçekten muhteşem bir kurtuluş!
Aslında, en büyük başarı, gerçekten işte budur.
Evet bu, işte budur muhteşem zafer!"
Doğrusu bu, büyük başarının ta kendisidir.
Şüphesiz, bu, asıl büyük 'kurtuluş ve mutluluğun' ta kendisidir.
İşte bu, hiç şüphesiz o büyük murat, büyük bir kurtuluştur.
İşte bu; bu, gerçekten müthiş bir mazhariyettir!"
Şüphesiz bu (cennetteki nimetlere ulaşmak) büyük bir başarıdır.
Bu işte hiç şübhesiz o büyük murad, büyük kurtuluş
Gerçekten büyük başarı ve mutluluk budur!
Şüphesiz, bu, asıl büyük 'kurtuluş ve mutluluğun' ta kendisidir.
Muhakkak ki bu, büyük kurtuluşun ta kendisidir.
İşte bu, şüphesiz büyük kurtuluştur.
İşte bu, en büyük kurtuluştur.
(58-61) Sonra cennetteki arkadaşlarına dönerek: "O ilk ölümümüzden sonra artık bize burada ölüm olmayacak değil mi, o azap bize hiç ulaşmayacak değil mi? Ne güzel! Şükürler olsun! İşte kurtuluş, işte büyük başarı diye buna derler. Çalışanlar, asıl, böyle bir başarı elde etmek için çalışsınlar!"
"Muhakkak ki bu büyük kurtuluşun ta kendisidir. "
İşte büyük zafer budur.
Bu gerçekten en büyük başarıdır.
Such is the greatest triumph.
That is the Great Achievement!
Truly this is the Great Victory!
Such is the greatest triumph.
Such is the great triumph.
Such is the greatest triumph.