O halde resullerden kararlılık sahibi olanların sabrettikleri gibi sen de sabret! Onlar için aceleci olma. Onlar, kendilerine uyarısı yapılan şeyi gördükleri zaman, dünyada sanki gündüzün bir saati kadar kalmış gibi olurlar. Bu, bir bildirimdir. Artık doğru yoldan sapmış halktan başkası yok edilmez.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | fesbir | o halde sabret | صبر |
2 | kema | gibi | |
3 | sabera | sabrettikleri | صبر |
4 | ulu | sahibi | اول |
5 | l-azmi | azim (ve irade) | عزم |
6 | mine | ||
7 | r-rusuli | elçilerin | رسل |
8 | ve la | ve asla | |
9 | testea'cil | acele etme | عجل |
10 | lehum | onlar için | |
11 | keennehum | onlar gibi olurlar | |
12 | yevme | gün | يوم |
13 | yeravne | gördükleri | راي |
14 | ma | şeyi (azabı) | |
15 | yuadune | tehdit edildikleri | وعد |
16 | lem | ||
17 | yelbesu | (sanki) yaşamamışlar | لبث |
18 | illa | dışında | |
19 | saaten | bir sa'at | سوع |
20 | min | -den | |
21 | neharin | gündüz- | نهر |
22 | belagun | (bu) bir duyurudur | بلغ |
23 | fehel | ||
24 | yuhleku | helak mı edilecektir? | هلك |
25 | illa | başkası | |
26 | l-kavmu | topluluktan | قوم |
27 | l-fasikune | yoldan çıkmış | فسق |
Artık güç ve kuvvet sahibi peygamberlerin sabrettiği gibi sen de sabret! Onlara azabın çabuk gelmesini isteme. Onlar uyarıldıkları azabı gördükleri zaman, sanki günün bir saati kadar beklemiş gibi olacaklardır. Bu bir tebliğdir. Yoldan çıkan topluluklardan başkası helak olmayacaktır.
Elçilerden kararlılık sahibi olanların sabrettiği gibi sen de sabret! Onlar (inkârcılar) hakkında acele etme! Vadedildikleri azabı gördükleri gün sanki dünyada sadece gündüzün bir saati kadar kaldıklarını sanacaklar.* (Bu), bir tebliğdir. Yoldan çıkmış topluluktan başkası helak edilir mi hiç!
Karar ve azim sahibi elçiler nasıl sabrettiyse sen de sabret ve onlar için acele etme. Onlar, kendilerine söz verileni gördüklerinde, (sanki dünyada) gündüzün bir anı kadar kalmışlardır. Bu bir bildiridir: Yoldan çıkmış topluluklardan başkası mı yok edilir?
O halde resullerden kararlılık sahibi olanların sabrettikleri gibi sen de sabret! Onlar için aceleci olma. Onlar, kendilerine uyarısı yapılan şeyi gördükleri zaman, dünyada sanki gündüzün bir saati kadar kalmış gibi olurlar.* Bu, bir bildirimdir. Artık doğru yoldan sapmış halktan başkası yok edilmez.
Kararlı davranan elçiler nasıl sabrettiyse sen de öyle sabret. Onlar için aceleci olma. Tehdit edildikleri azabı görecekleri gün, sanki dünyada gündüzün bir saati kadar kaldıklarını sanacaklar. Bu bir bildiridir. Yoldan çıkan(fasık) topluluktan başka kim, bütün beklentilerinden yoksun bırakılır?
Kararlı ve dirençli elçilerin dirençli oldukları gibi, artık dirençli ol ve onlar için acele etme. Aslında, sözü verileni gördükleri gün, günün bir saatinden çok yaşamamış gibi olacaklardır. Bir duyurudur; öyle ya, yoldan çıkmış bir toplumdan başkası yıkıma uğratılır mı?
Bundan böyle (ey muhatap), elçilerden kararlılık ve direnç sahibi olanların yaptığı gibi sen de dirençle göğüs ger! Acele ile onların işinin bitirilmesini isteme! (Nasıl olsa) onlar vaad edilen o günü görünce, kendilerini gündüzün tek bir saati dışında sanki dünyada hiç yaşamamış (sayacaklar). Duyurumuz işte budur: Şu halde, hiç sorumsuzca davranan bir toplumdan başkası helak edilir mi?
Artık, resullerin azim sahibi olanlarının sabrettiği gibi sabret! O inkarcılar için acele etme! Tehdit edildikleri azabı gördükleri gün, gündüzün sadece bir saati kadar yaşamış gibi olurlar. Bir duyurudur bu. Sapmışlar topluluğundan başka kim helak edilir!
Artık sen sabret; Resullerden azim sahiplerinin sabrettikleri gibi, Onlar için de acele etme. Onlar, tehdit edildikleri şeyi (azabı) gördükleri gün, sanki gündüzün yalnızca bir saati kadar yaşamış(olacak)lardır. (Bu,) Bir tebliğdir. Artık fasık olan bir kavimden başkası yıkıma uğratılır mı?
O halde üstün irade sahibi peygamberlerin sabrettiği gibi sabret ve onlar hakkında ivedilik etme! Onlar, kendilerine va'dedilen acıyı görecekleri gün, gündüzün bir saatinden başka durmamışa döneceklerdir. Bu yeterli bir tebliğdir. Demek ki, helak edilecekler, başkası değil, ancak itaattan çıkmış fasıklar topluluğudur!
Öyleyse (ey inananlar!) Kalpleri azim ve kararlılıkla doldurulmuş olan bütün Peygamberler gibi sıkıntılara karşı sabırlı olun ve onlara sabırla katlanın. Ve (hakikati inkar edip duran) bu kişilerin hemen azaba çarptırılmalarını istemeyin, kendilerine vaad edilen şeyin (gerçekleştiğini) gördükleri o gün, (yeryüzünde) kaldıkları süre, onlara (dünyevi ölçülerle) ancak bir günün bir saati kadar (kısa görünecek.) Mesaj(ımız işte budur.) Öyleyse hiç sapkın bir halktan başkası yok edilir mi?
(Ey Muhammed!) O halde, yüksek azim sahibi peygamberlerin sabretmesi gibi sabret. Onlar için acele etme. Onlar tehdit edildikleri azabı gördükleri gün, sanki dünyada gündüzün bir anından başka kalmadıklarını sanırlar. Bu bir duyurudur. Ancak yoldan çıkmış olan topluluk helak edilir.
Binaenaleyh ülül'azim Peygamberlerin sabrettiği gibi sabret ve onlar hakkında ivedi etme, sanki onlar o va'dolundukları acıyı görecekleri gün gündüzün bir saatinden başka durmamışa döneceklerdir; kafi bir tebliğ, demek ki ihlak edilecek başka değil, ancak taatten çıkmış fasıklar güruhudur
O halde sen de, azim (ve irade) sahibi elçilerin sabrettikleri gibi sabret. O (nankör)ler için acele etme. Onlar, tehdidedildikleri azabı gördükleri gün, sanki gündüzün sadece bir sa'ati kadar yaşamış gibi olurlar. (Bu) Bir duyurudur. Yoldan çıkmış topluluktan başkası mı helak edilecektir?
Artık sen sabret; Resullerden azim sahiplerinin sabrettikleri gibi, onlar için de acele etme. Onlar, tehdit edildikleri şeyi (azabı) gördükleri gün sanki gündüzün yalnızca bir saati kadar yaşamış(olacak)lardır. (Bu,) Bir tebliğdir. Artık fasıklar kavminden başkası yıkıma uğratılır mı?
O halde (Habibim) peygamberlerden azim saahiblerinin sabretdikleri gibi sen de sabret. Onlar (ın azabı) için acele etme. Onlar tehdid edilmekde oldukları (azabı) görecekleri gün sanki kendileri (dünyada) gündüzün bir saatinden başka durmamış gibi (olacaklardır). (Bu, yeter) bir tebliğdir. Öyle ya, faasıklar güruhundan başkası helak edilir mi? (Asla).
Peygamberlerden azim sahibi olanların sabrettiği gibi sen de sabret. Onlar için acele etme. Onlar vaad olunduklarını gördükleri gün; sanki dünyada sadece gündüzün bir saatı kadar kaldıklarını sanırlar. Bu bir tebliğdir. Fasıklar güruhundan başkası helak edilir mi hiç?
O halde, sen de azim sahibi peygamberlerin sabrettiği gibi sabret! Onlar için acele etme! Onlar kendilerine vaat edileni gördükleri gün gündüzün bir saatinden fazla yaşamamış gibidirler. Bu bir tebliğdir. Fasık toplumdan başkası helak edilir mi?
O halde ey Resulüm! O üstün azim sahipleri olan peygamberler nasıl sabrettilerse, sen de öyle sabret. Onlar hakkında azap gelmesi için acele etme! Onlar, tehdit edildikleri azabı gördükleri gün, dünyada gündüzün, sadece bir saatinden daha fazla kalmadıklarını düşüneceklerdir. Bu bir duyurudur. Sözün kısası: "Allah'ın yolundan çıkmış güruhtan başkası helak edilmez."
Rasullerden Ulül Azm'ın sabrettiği gibi (sen de) sabret; onlar için acele etme! Tehdit edildikleri şeyi gördükleri (ölümü tattıkları) süreçte, sanki gündüzden bir saatten fazla (Dünya'da) kalmamış gibi olurlar! Belağ (bu yeterli bir tebliğdir)! İnancı bozuklar toplumundan başkası mı helak edilecek!
Karar ve azim sahibi elçiler nasıl sabrettiyse sen de sabret ve onlar için acele etme. Onlar, kendilerine söz verileni gördüklerinde, (sanki dünyada) gündüzün bir saati kadar kalmışlardır. Bu bir bildiridir: Yoldan çıkmış topluluklardan başkası mı yok edilir?
O halde rasullerden kararlılık sahibi olanların sabrettikleri gibi sen de sabret! Onlar için aceleci olma. Onlar, kendilerine uyarısı yapılan şeyi gördükleri zaman, dünyada sanki gündüzün bir saati kadar kalmış gibi olurlar.* Bu, bir bildirimdir. Artık doğru yoldan sapmış halktan başkası yok edilmez.
Therefore, be patient like the messengers of strong-will did before you and do not be in haste regarding them. On the Day they will see what they have been promised, it will be as if they had not remained except for one hour of a single day. A proclamation: "Are any destroyed except for the wicked people"
So be thou patient, as those of determination among the messengers were patient, and seek thou not to hasten for them. The day they see what they are promised, it will be as though they had not tarried an hour of a day. Notification! And will there be destroyed save the perfidious people?
So be steadfast as the Messengers with firm resolve were also steadfast. And do not seek to hasten it for them. On the Day they see what they were promised, it will be as if they had only tarried for just one hour of a single day. It has been transmitted! Will any be destroyed except for deviant people?
Therefore, be patient like the messengers before you who possessed strength and resorted to patience. Do not be in a hurry to see the retribution that will inevitably come to them. The day they see it, it will seem as if they lasted one hour of the day. This is a proclamation: Is it not the wicked who are consistently annihilated?
Therefore, be patient like the messengers of strong-will did before you and do not be in haste regarding them. On the Day they will see what they have been promised, it will be as if they had not remained except for one hour of a single day. A proclamation: "Are any destroyed except for the wicked people?"
Therefore, be patient like the messengers of strong-will did before you and do not be in haste regarding them. On the day they will see what they have been promised; it will be as if they had not remained except for one moment of a single day. A proclamation: "Are any destroyed except for the wicked people?"