Eğer o ikisinin günah işledikleri anlaşılırsa, onların yerine mirasa hak sahibi olanlardan iki kişi geçer: "Bizim tanıklığımız o ikisinin tanıklığından daha doğrudur ve biz haddi aşmadık, öyle olsaydı kuşkusuz biz elbette zalimlerden oluruz." diye Allah'a yemin ederler.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | fein | eğer | |
2 | usira | anlaşılırsa | عثر |
3 | ala | ||
4 | ennehuma | onların | |
5 | stehakka | işledikleri | حقق |
6 | ismen | bir günah | اثم |
7 | fe aharani | başka iki kişi | اخر |
8 | yekumani | geçer | قوم |
9 | mekamehuma | onların yerine | قوم |
10 | mine | ||
11 | ellezine | kendisine | |
12 | stehakka | haksızlık edilenlerden | حقق |
13 | aleyhimu | onların üzerine | |
14 | l-evleyani | daha layık | ولي |
15 | fe yuksimani | yemin ederler | قسم |
16 | billahi | Allah'a | |
17 | leşehadetuna | mutlaka bizim şahidliğimiz | شهد |
18 | ehakku | daha doğrudur | حقق |
19 | min | ||
20 | şehadetihima | onların şahidliğinden | شهد |
21 | ve ma | ||
22 | a'tedeyna | biz (hakka) tecavüz etmedik | عدو |
23 | inna | yoksa biz elbette | |
24 | izen | o zaman | |
25 | lemine | oluruz | |
26 | z-zalimine | zalimlerden | ظلم |
Bu şahitlerin sonradan yalan söyleyerek bir günah kazandıkları anlaşılırsa, haklarına şahitlerin tecavüz ettiği ölüye daha yakın olan mirasçılardan iki kişi onların yerini alır ve "Andolsun ki bizim şahitliğimiz onların şahitliğinden daha gerçektir ve biz kimsenin hakkına tecavüz etmeyeceğiz, aksi takdirde biz, elbette zalimlerden oluruz" diye Allah'a yemin ederler.
Bunların (iki şahidin) günah işledikleri anlaşılırsa, haklarına tecavüz edilen (mağdur durumdaki)lerden diğerlerinin yerine geçecek çok daha uygun başka iki kişi onların yerini alır. (Bu iki kişi) "Doğrusu bizim şahitliğimiz onların şahitliğinden daha doğrudur; biz (kimsenin hakkına) tecavüz etmedik; aksi takdirde biz de elbette zalimlerden oluruz." diye Allah'a yemin ederler.
Tanıkların taraflı olduğu anlaşılırsa, önceki tanıkların haksızlığına uğrayan taraftan iki tanık onların yerine geçer ve ALLAH adına şöyle yemin ederler: "Tanıklığımız diğer ikisinin tanıklığından daha doğrudur. Biz sapmayacağız; yoksa zalim oluruz."
Eğer o ikisinin günah işledikleri anlaşılırsa, onların yerine mirasa hak sahibi olanlardan iki kişi geçer: "Bizim tanıklığımız o ikisinin tanıklığından daha doğrudur ve biz haddi aşmadık, öyle olsaydı kuşkusuz biz elbette zalimlerden oluruz." diye Allah'a yemin ederler.
Eğer şahitlerin, dalavereyle hak yiyecekleri sezilirse, haklarını yemek istedikleri kişilerden ikisi onların yerine geçsin, şöyle yemin etsinler: "Vallahi, bizim şahitliğimiz onlarınkinden daha doğrudur, biz kimsenin hakkını istemiyoruz. Öyle yaparsak elbette yanlış yapanlardan oluruz."
O iki kişinin suç işledikleri anlaşılırsa, hakkı olanlardan yakın iki kişi, onların yerine geçerek, Allah'a, şöyle yemin etsinler: "Bizim tanıklığımız, onların tanıklığından kesinlikle daha doğrudur. Biz, sınırı aşmadık. Yoksa kesinlikle haksızlık yapanlar arasında oluruz!"
Ama bu iki şahidin sonradan bu tür bir günah işledikleri ortaya çıkarsa, bu iki kişinin hakkını çiğnediği taraftan başka iki kişi onların yerini alır ve Allah adına şöyle yemin eder: "Bizim şahitliğimiz ötekilerin şahitliğinden daha doğrudur, zira biz hakka tecavüz etmedik; eğer böyle yaparsak bu kez de zalim biz olmuş oluruz."
Eğer onların bir günah işledikleri kesinlikle anlaşılırsa o zaman, tercih edilmiş olan bu ikisinin yerine bunların aleyhinde bulundukları taraftan iki kişi geçerek şöyle yemin ederler: "Allah şahit olsun ki bizim tanıklığımız, onların tanıklığından daha doğrudur. Biz hiçbir haksızlık yapmadık. Aksi halde mutlaka zalimlerden olurduk."
Eğer o ikisi aleyhinde kesin olarak günahı hak ettiklerine ilişkin bilgi sahibi olunursa, bu durumda haksızlığa uğrayanlardan iki kişi -ki bunlar buna daha hak sahibidirler- öbürlerinin yerine geçerler ve: "Bizim şehadetimiz o ikisinin şehadetinden şüphesiz daha doğrudur. Biz haddi aşmadık, yoksa gerçekten zulmedenlerden oluruz" diye Allah'a yemin ederler.
Eğer bu şahitlerin bir günah işledikleri anlaşılırsa o vakit tercihe şayan olan bu iki kişinin yerine, bunların aleyhlerinde bulundukları karşı taraftan iki şahit dikilir, bunlar da şöyle yemin ederler: "Vallahi bizim şahitliğimiz onların şahitliğinden daha doğrudur, biz kimsenin hakkına tecavüz etmedik, aksi halde şüphesiz zalimlerden oluruz."
Ama sonradan bu iki (şahid)in (bu) günahı işledikleri ortaya çıkarsa, bu iki kişi tarafından hakları gasbedilenler arasından başka iki kişi onların yerini alacak ve Allah adına şöyle yemin edecekler: "Bizim şahitliğimiz öteki iki kişinin şahitliğinden daha doğrudur ve biz hak ve adalet sınırlarını aşmadık yoksa zalimler arasına girmiş olurduk!"
(Eğer sonradan) o iki kişinin günaha girdikleri (yalan söyledikleri) anlaşılırsa, o zaman, bu öncelikli şahitlerin zarar verdiği kimselerden olan başka iki adam, onların yerine geçer ve "Allah'a yemin ederiz ki, bizim şahitliğimiz onların şahitliğinden elbette daha gerçektir. Biz hakkı da çiğneyip geçmedik. Çünkü o takdirde, biz elbette zalimlerden oluruz" diye yemin ederler.
Eğer bunların bir vebale müstehıkk olduklarına vukuf hasıl edilirse o vakıt ercah olan bu ikinin yirine bunların aleyhlerinde bulundukları mukabil taraftan diğer iki kişi dikilir şöyle yemin ederler: "billahı bizim şehadetimiz onların şehadetinden daha doğrudur ve hakkı tecavüz etmedik, şübhesiz o takdirde zalimlerden oluruz"
Eğer onların bir günah işledikleri (yalan söyleyip hakkı gizledikleri) anlaşılırsa; (o iki şahidin), haklarına tecavüz etmek istediği kimselerden (mirasçılardan, ölüye yakınlıklarından ve durumu daha iyi bildiklerinden dolayı şahidliğe) daha layık olan iki kişi, onların yerine geçer. Allah'a (şöyle) yemin ederler: "Mutlaka bizim şahidliğimiz, onların şahidliğinden daha doğrudur, biz (hakka) tecavüz etmedik, yoksa biz elbette zalimlerden oluruz" (derler).
Eğer o ikisi aleyhinde kesin olarak günahı hak ettiklerine ilişkin bilgi sahibi olunursa, bu durumda haksızlığa uğrayanlardan iki kişi -ki bunlar buna daha hak sahibidirler- öbürlerinin yerine geçerler ve: "Bizim şehadetimiz o ikisinin şehadetinden şüphesiz daha doğrudur. Biz haddi aşmadık, yoksa gerçekten zulmedenlerden oluruz" diye Tanrı'ya yemin ederler.
Eğer o iki (şahid) aleyhinde — (bu hususda) muhakkak bir vebale hak kazanmış (şahidlikde hıyanet etmiş) olduklarına (dair — bir) ıttıla haasıl edilirse o vakit, kendilerine hak terettüb eden (haksızlığa uğrayan mirasçılar) dan iki kişi ki onlar buna daha layık, (ölüye de) daha yakındırlar — öbürlerinin yerlerine geçerler. Binaen'aleyh "Vallahi bizim şahidliğimiz (yeminimiz) o iki kişinin şahidliğinden (yemininden) daha doğrudur. Biz (hakıykatı çiğneyib) aşmadık. Çünkü bu takdirde muhakkak ki zaalimlerden oluruz" diye Allaha yemin ederler.
Şayet onların aleyhinde gerçekten bir vebale hak kazanmış oldukları ortaya çıkarsa; onların aleyhlerine hak iddia ettikleri iki kişi, bunların yerine geçer. Ve; bizim şehadetimiz onların şehadetinden daha doğrudur, biz haddi aşmadık, o takdirde biz, doğrusu zalimlerden oluruz, diye Allah'a yemin ederler.
Eğer o ikisinin günaha düştükleri belli olursa, ölene daha yakın olan hak sahiplerinden diğer iki kişi onların yerine geçerler ve "bizim şahitliğimiz, bu ikisinin şahitliğinden daha doğrudur ve haksızlık yapmıyoruz, eğer haksızlık yaparsak o zaman zalimlerden oluruz." diye Allah'a yemin ederler.
Şayet sonradan bu şahitlerin yalan söyleyerek günah işledikleri anlaşılırsa, (şahitlerin haklarına tecavüz etmek istedikleri ve) ölüye daha yakın olan mirasçılardan iki kişi, öbürlerinin yerine geçerler ve "vallahi bizim şahitliğimiz onların şahitliğinden daha doğrudur ve biz kimsenin hakkına tecavüz etmedik. Aksi takdirde biz elbette zalimlerden oluruz!" diye yemin ederler.
Eğer o iki şahidin geçmişte bir yalan söylediği bilinirse, bunların yerine, karşısında bulundukları taraftan daha evla iki kişi geçer (ve): "Bizim şahitliğimiz o iki şahidin şahitliğinden elbette daha haktır.. . Biz haddi de aşmadık; yoksa o takdirde zalimlerden olurduk" diye Allah adına yemin ederler.
Tanıkların taraflı olduğu anlaşılırsa, önceki tanıkların haksızlığına uğrayan taraftan iki tanık onların yerine geçer ve ALLAH adına şöyle yemin ederler: 'Tanıklığımız diğer ikisinin tanıklığından daha doğrudur. Biz sapmayacağız; yoksa zalim oluruz.'
Eğer o ikisinin günah işledikleri anlaşılırsa, onların yerine mirasa hak sahibi olanlardan iki kişi geçer: "Bizim tanıklığımız o ikisinin tanıklığından daha doğrudur ve biz haddi aşmadık, öyle olsaydı kuşkusuz biz elbette zalimlerden oluruz." diye Allah'a yemin ederler.
If it is then found out that they had lied, then two others will take their place from those who were present, and they will swear by God: "Our testimony is more truthful than their testimony, and if we aggress, then we are of the wicked. "
But if it be found that they have laid claim in sin, then two others shall stand in their place — the two foremost from those that lay claim — and let them swear by God: “Our witness is worthier than their witness; and we have not transgressed: then would we be among the wrongdoers.”
If it then comes to light that the two of them have merited the allegation of wrongdoing, two others who have the most right to do so should take their place and swear by Allah: ‘Our testimony is truer than their testimony. We have not committed perjury. If we had we would indeed be wrongdoers.’
If the witnesses are found to be guilty of bias, then two others shall be asked to take their places. Choose two persons who were victimized by the first witnesses, and let them swear by GOD: "Our testimony is more truthful than theirs; we will not be biased. Otherwise, we will be transgressors."
If it is then found that they had indeed incurred the sin, then two others, from those who have been named as beneficiaries, will take their place; and they will swear by God: "Our testimony is more truthful than their testimony, and if we aggress, then we are of the wicked."
In case it is noticed that they were biased, then two others belonging to the discriminated party shall take their place. They should swear by God, "Our testimony is more truthful than their testimony, and if we transgress, then we are of the wicked."