Ve o, hevasından konuşmaz.
- Battığı zaman yıldıza andolsun ki, arkadaşınız Muhammed sapmadı, azmadı. O, arzusuna göre de konuşmuyor. Bildirdikleri, kendisine vahyolunan bir vahiyden ibarettir.
Arzusundan konuşmuyor.
Ne de fanteziden konuşmaktadır.
Ve o, hevasından* konuşmaz.
O sözleri kendi arzusuna göre söylemiyor.
Ne de kendi isteklerine göre konuşuyor.
ne de kendi keyfinden konuşmaktadır.
O; kuruntudan, keyfinden konuşmuyor.
O, hevadan (kendi istek, düşünce ve tutkularına göre) konuşmaz.
Hevadan (arzusuna göre) söylemiyor.
ve ne de kendi arzu ve heveslerine göre konuşmaktadır:
O, nefis arzusu ile konuşmaz.
Ve hevadan söylemiyor
O heva'dan konuşmaz.
O, hevadan (kendi istek, düşünce ve tutkularına göre) konuşmaz.
Kendi (re'y-ü) hevasından söylemez o.
Kendiliğinden konuşmaz o.
Kendi hevasından konuşmuyor.
O kendi heva ve hevesiyle konuşmuyor.
(O), hevasından (hayali şeyleri) konuşmaz!
Ne de kendi kişisel arzusundan konuşmaktadır.
Ve o, hevasından* konuşmaz.
Nor does he speak from personal desire.
Nor speaks he from vain desire.
nor does he speak from whim.
Nor was he speaking out of a personal desire.
Nor does he speak from personal desire.
Nor does he speak from personal desire.