Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri gelince ne bir an ertelenir ne de bir an öne alınır.
Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri gelince, ne bir an geri kalırlar ne de bir an öne gelebilirler.
Her ümmetin bir süresi vardır. Süreleri gelince ne bir saat (bir an) geri kalır ne de öne gelebilirler.*
Her bir toplumun bir süresi vardır. Süreleri gelince ne bir an erteleyebilirler, ne de öne alabilirler.
Her ümmetin* bir eceli* vardır. Ecelleri gelince ne bir an ertelenir ne de bir an öne alınır.
Her toplumun (ümmet) bir eceli vardır. Ecelleri gelince onu ne erteleyebilirler, ne de ecelleri gelmeden onun öne alınmasını sağlayabilirler*.
Her toplum için bir süre belirlenmiştir. Sonunda süreleri dolduğunda, ne bir saat ertelenirler ne de öne alınırlar.
Her toplumun bir vadesi vardır: Vadeleri dolduğu vakit, onu bir an ne erteleyebilirler ve ne öne alabilirler.
Her ümmet için belirlenmiş bir süre vardır. Süreleri dolunca ne bir saat geri kalırlar ne de öne geçerler.
Her ümmet için bir ecel vardır. Onların ecelleri gelince, ne bir saat ertelenebilirler ne de öne alınabilirler (tam zamanında çökerler.)
Her milletin bir sonu vardır ve o son gelince bir an geri de kalmazlar öne de geçemezler.
Ve her toplum için bir vade belirlenmiştir: Öyle ki, vadeleri dolduğunda onu bir tek an olsun, ne geciktirebilirler ne de öne alabilirler.
Her milletin belli bir eceli vardır. Onların eceli geldi mi, ne bir an geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler.
Her ümmet için bir müddet mukadder, müddetleri gelince bir lahza geri de kalmazlar, öne de geçemezler
Her ümmetin bir süresi vardır. Süreleri gelince (onlar), ne bir an geri kalırlar, ne de öne geçerler, (tam vaktinde batıp giderler).
Her ümmet için bir ecel vardır. Onların ecelleri gelince ne bir saat ertelenebilirler, ne de öne alınabilirler .
Her ümmetin (mukadder) bir eceli vardır. Binaen'aleyh o müddetleri gelince bir saat ne geri bırakabilirler, ne öne alabilirler.
Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri gelince; ne bir an geri kalır, ne de bir an ileri gidebilirler.
Her toplumun bir sonu vardır. Sonları geldiğinde; ne bir süre ertelenebilir ne de öne alınabilir.
Her ümmet için belirlenmiş bir müddet vardır. Vadeleri gelince ne bir an geri bırakabilir, ne de bir an öne alabilirler.
Her topluluğun takdir edilmiş bir ömrü vardır.. . Onların ömrünün sonu geldiğinde, ne bir an ertelenebilir, ne de öne alabilirler.
Her bir toplumun bir süresi vardır. Süreleri gelince ne bir an erteleyebilirler, ne de öne alabilirler.
Her ümmetin* bir eceli* vardır. Ecelleri geldiği zaman ne bir saat ertelenir ne de bir saat öne alınır.
And for every nation will be an allotted time; when their time is reached, they will not delay by one hour nor advance.
And for every community is a term; then when their term comes, they will not defer an hour, nor will they advance.
Children of Adam! if Messengers come to you from among yourselves, recounting My Signs to you, those who have taqwa and put things right, will feel no fear and will know no sorrow.
For each community, there is a predetermined life span. Once their interim comes to an end, they cannot delay it by one hour, nor advance it.
And for every nation will be an appointed time; when their time is reached, they will not delay by one hour nor advance.
For every nation will be an allotted time; when their time is reached, they will not delay by one moment nor advance it.