İki taraf arasında bir hicap vardır. Ve A'raf' üzerinde de hepsini simalarından tanıyan kimseler vardır. Henüz Cennet'e girmemiş olan, fakat girmeyi uman Cennet halkına: "Size selam olsun." diye seslendiler.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ve beynehuma | iki taraf arasında | بين |
2 | hicabun | bir perde (vardır) | حجب |
3 | ve ala | ve üzerinde | |
4 | l-ea'rafi | A'raf | عرف |
5 | ricalun | erkekler (vardır) | رجل |
6 | yea'rifune | tanıyan | عرف |
7 | kullen | hepsini | كلل |
8 | bisimahum | yüzlerindeki işaretleriyle | سوم |
9 | ve nadev | ve seslendiler | ندو |
10 | eshabe | halkına | صحب |
11 | l-cenneti | cennet | جنن |
12 | en | diye | |
13 | selamun | selam olsun | سلم |
14 | aleykum | size | |
15 | lem | ||
16 | yedhuluha | cennete girmemiş | دخل |
17 | vehum | fakat onlar | |
18 | yetmeune | beklemektedirler | طمع |
İki taraf/cennetlikler ve cehennemlikler arasında bir perde ve A'raf üzerinde de herkesi simalarından tanıyan adamlar vardır ki, bunlar henüz cennete giremedikleri halde girmeyi umarak cennet ehline, "Selam size!" diye seslenirler.
İki taraf (cennetlikler ve cehennemlikler) arasında bir perde ve a‘rafta* herkesi yüzlerinden tanıyan adamlar vardır. (Cennete girmeyi) arzulamalarına rağmen henüz oraya (cennete) giremeyen bu kişiler, cennet halkına "Selam üzerinize olsun!" diye seslenmiş (olacaklar)dır.
Aralarını bir perde böler. Kimlik istasyonunda bazı kimseler var ki herkesi görünüşlerinden tanırlar. Bahçe halkına, "Selam size" diye seslenirler. Bunlar oraya, canları istedikleri halde giremediler.*
İki taraf arasında bir hicap* vardır. Ve A'raf'* üzerinde de hepsini simalarından tanıyan kimseler vardır. Henüz Cennet'e girmemiş olan, fakat girmeyi uman Cennet halkına: "Size selam olsun." diye seslendiler.
Cennet ile cehennem arasında bir engel vardır. O (engeldeki) yüksek yerler üzerinde de değerli şahsiyetler olur. Herkesi yüzlerinden tanırlar. Cennetlik ahaliye* şöyle seslenirler: "Esenlik ve güvenlik sizedir (Selamun aleykum)" Bunlar, henüz Cennet'e girmemiş olanlardır ama oraya girme umudundadırlar.
İki taraf arasında bir perde ve Orta Yerde herkesi yüzünden tanıyan adamlar vardır. Daha oraya girmemiş, ama umutlu olan cennetin yoldaşlarına, şöyle seslenirler: "Size selam olsun!"*
O ikisi arasında bir engel bulunacaktır. Orada (iyilerle kötüleri) ayırdetme yetisiyle donatılmış kimseler olacak; onlar her iki kesimi de belirtilerinden tanıyacaklar ve henüz cennete girmeyen lakin girmek için sabırsızlanan cennetliklere "Selamün aleyküm!" diye seslenecekler.
İki taraf arasında bir perde, A'raf üzerinde de herkesi yüzlerinden tanıyan erler vardır. Cennet halkı, özleyip durdukları halde henüz ona girmemiş olanlara şöyle seslenirler: "Selam size!"
İki taraf arasında bir engel ve burçlar (A'raf) üstünde hepsini yüzlerinden tanıyan adamlar vardır. Cennete gireceklere: "Selam size" derler, ki bunlar, henüz girmeyen fakat (girmeyi) 'şiddetle arzu edip umanlardır.'
Artık iki taraf arasında bir perde ve A'raf üzerinde de herkesi simalarından tanıyan bir takım kimseler bulunacaktır. Ümit etmekle birlikte henüz cennete girmemiş olan bu kimseler, cennetliklere: "Selam size!" diye seslenmektedirler.
Bu iki taraf arasında bir engel bulunacaktır. Ve orada, (hayattayken) kendilerine (eğri ile doğruyu) ayırt edebilme yetisi bahşedilmiş, onların her birini taşıdığı belirtiden tanıyan kimseler olacak. Ve (girmek için) can attıkları halde cennete (henüz) girmemiş olan bu kimseler cennetliklere: "Size selam olsun" diye seslenecekler.
İkisi (cennet ve cehennem) arasında bir sur, A'raf üzerinde de birtakım adamlar vardır. Cennet ve cehennemliklerin hepsini simalarından tanımaktadırlar. Cennetliklere, "Selam olsun size!" diye seslenirler. Onlar henüz cennete girmemişlerdir, ama bunu ummaktadırlar.
Artık iki taraf arasında bir hıcab ve A'raf üzerinde bir takım rical, her birini simalariyle tanırlar, eshabı Cennete "selam olsun size" diye nida etmektedirler ki bunlar ümid etmekle beraber henüz ona girmemişlerdir
İki taraf arasında bir perde ve A'raf üzerinde de hepsini (hem cennetlikleri hem de cehennemlikleri, yüzlerindeki) işaretleriyle tanıyan erkekler vardır. (Bunlar), henüz cennete girmemiş olan, fakat girmeyi bekleyen, cennet halkına: "selam size!" diye seslendiler.
İki taraf arasında bir engel ve A'raf üzerinde hepsini yüzlerinden tanıyan adamlar vardır. Cennete gireceklere: "Selam size" derler, ki bunlar henüz girmeyen fakat (girmeyi) 'şiddetle arzu edip umanlardır'.
İki (taraf) arasında (surdan) bir perde ve "A'raaf" üzerinde de (cennetlik ve cehennemliklerin) her birini simalarıyle tanıyacak (müvahhid) rical vardır ki onlar henüz oraya (cennete) girmemiş, fakat onlar girmeyi şiddetle arzu eder olarak cennet yaranına: "Selamün aleyküm" diye nida ederler.
İki taraf arasında bir perde vardır. A'raf üzerinde de her birini simalarıyla tanıyan adamlar vardır. Cennetliklere: Size selam olsun, diye seslenirler. Bunlar, henüz girmeyen, ama uman kimselerdir.
(Cennet ehli ile cehennem ehli) arasında bir sur, surun burçları (A'raf'ın) üzerinde herkesi simalarından tanıyan kimseler vardır. Cennetliklere: -Selam size diye nida ederler. Henüz oraya girmemişler, fakat çok arzulamaktadırlar.
İki taraf arasında bir perde, A'raf üzerinde de cennetlik ve cehennemliklerin her birini simalarından tanıyacak kimseler vardır ki onlar, henüz cennete girmemiş, fakat girmeyi şiddetle arzular olarak cennetliklere "selamün aleyküm." diye seslenirler.
Onların ikisi (cennet ve cehennem) arasında bir perde vardır.. . A'rafta ise, her birini, onların yüzlerindeki alametlerden tanıyan RİCAL vardır. . . Cennet ashabına: "Selamun aleyküm" diye seslenirler. (Bu Rical henüz) cennete dahil olmamıştır. . . Onlar (cenneti) umarlar.
Aralarını bir perde böler. Orta yerde de bazı kimseler var ki herkesi görünüşlerinden tanırlar. Cennet halkına, 'Selam size,' diye seslenirler. Bunlar oraya (cennete), canları istedikleri halde giremediler.
İki taraf arasında bir hicap* vardır. Ve A'raf' üzerinde de hepsini simalarından tanıyan kimseler* vardır. Cennet halkına:* "Size selam olsun." diye seslendiler. Bunlar Cennet'e girmeyi uman kimselerdir.
And between them is a barrier, and on the elevated platform are men who recognized others by their features. And they called out to the dwellers of Paradise: "Peace be upon you!" They have not yet entered it, but they are hoping.
And between them is a partition; and upon the elevations are men recognising each by their mark; and they will call to the companions of the Garden: “Peace be upon you!” They have not entered it, though they desire to.
There will be a dividing wall between them and on the ramparts there will be men who recognise everyone by their mark. They will call out to the people of the Garden: ‘Peace be upon you!’ They will not enter it for all their ardent desire to do so.
A barrier separates them, while the Purgatory is occupied by people who recognize each side by their looks. They will call the dwellers of Paradise: "Peace be upon you." They did not enter (Paradise) through wishful thinking.,
And between them is a barrier, and on the elevated platform are men who recognized others by their features. And they called out to the dwellers of the Paradise: "Peace be upon you!" They have not yet entered it, but they are hoping.
A barrier separates them. At the identification station there are people who recognize others by their features. They called out to the dwellers of paradise: "Peace be upon you!" They have not yet entered it, but they are hoping.