Hayır, boşuna ummasınlar! Biz, onları bildikleri şeyden yarattık.
- Onlardan her biri nimet cennetine girmeyi mi umuyor? Hayır, öyle değil; biz onları bildikleri şeyden yarattık.
Hayır! Şüphesiz ki biz onları bildikleri şeyden yarattık.
Asla; biz onları yarattık, bildikleri şeyden...
Hayır, boşuna ummasınlar! Biz, onları bildikleri şeyden yarattık.
Boşuna beklerler. Biz, onları da bildikleri şeyden yarattık.
Asla! Aslında, onları, bildikleri şeyden yarattık.
Kesinlikle hayır. Şu bir gerçek ki onları iyi bildikleri bir şeyden yaratan Biziz.
Hayır, ummasınlar! Gerçek şu ki biz onları, bildikleri şeyden yarattık.
Hayır; doğrusu Biz onları bildikleri şeyden yarattık.
Yağma yok, Biz onları o bildikleri şeyden yarattık.
Asla! Çünkü, Biz onları (çok iyi) bildikleri bir şeyden yarattık!
Hayır (ne mümkün)! Şüphesiz biz onları kendilerinin de bildikleri şeyden (meniden) yarattık.
Yağma yok, biz onları o bildikleri nesneden yarattık
Hayır! Öyle şey yok! Biz onları bildikleri şeyden yarattık.
Hayır; doğrusu biz onları bildikleri şeyden yarattık.
Hayır (ne gezer)! Hakıykat biz onları (da) o bilib durdukları şeyden yaratdık.
Hayır. Doğrusu Biz; onları, bilip durdukları şeyden yarattık.
-Asla! Biz onları bildikleri şeyden yarattık.
(Hiç heveslenmesin, hiç kimsenin öteki insanlar üzerinde böbürlenmeye hakkı olamaz). Çünkü Biz onları da, öbür insanlar gibi, o bildikleri nesneden, meniden yarattık.
Hayır, asla! Muhakkak ki biz onları bildikleri şeyden (spermden) yarattık!
Asla; biz onları yarattık, bildikleri şeyden...
Hayır, boşuna ummasınlar! Biz, onları bildikleri şeyden yarattık.
No, We have created them from what they know.
No, indeed! We have created them from what they know.
Certainly not! We created them from what they know full well.
Never; we created them, and they know from what.
No, We have created them from what they know.
No, We have created them from what they know.