Ki, beldeler içinde onun bir eşi yaratılmadı;
- Ülkeler arasında eşi yaratılmamış sütunlu İrem'e?
(7, 8) (Yüksek) sütunları olan İrem (şehrine) -ki şehirler içinde onun benzeri yaratılmamıştı.
Hiçbir ülkede eşi ortaya konmamıştı.
Ki, beldeler içinde onun bir eşi yaratılmadı;
Öyle bir şehir ki onun gibisi yaratılmamıştı.
Yörelerin arasında, onun bir benzeri yaratılmamıştı.
ki, o (günün) dünyasında bir benzeri daha inşa edilmemişti?
Ki beldeler içinde onun benzeri yaratılmamıştı.
Ki şehirler içinde onun bir benzeri yaratılmış değildi.
ki, o ülkeler içinde bir benzeri yaratılmamıştı.
ki bütün o topraklarda bir benzeri inşa edilmemişti?
(6-10) (Ey Muhammed!) Rabbinin, (Hud'un kavmi) Ad'e, şehirler içinde benzeri kurulmamış olan, sütunlarla dolu İrem'e, vadide kayaları oyan (Salih'in kavmi) Semud'a, kazıklar sahibi Firavun'a ne yaptığını görmedin mi?
Ki o beldeler içinde misli yaradılmamıştı
Ki ülkeler arasında onun eşi yaratılmamıştı.
Ki şehirler içinde onun bir benzeri yaratılmış değildi.
Ki o, şehirlerde bir benzeri yaratılmayandı,
Ki o, şehirlerde bir benzeri yaratılmayandı.
Ve şehirler arasında bir benzeri yaratılmamıştı..
(6-10) Beldeler içinde benzeri yaratılmamış ve yüksek binalarla dolu İrem şehrinde oturan Ad milletine. Vadideki kayaları oyup yontarak sağlam evler yapan Semud milletine, Çadırlı ordugahlar, piramitler sahibi Firavun'a, Rabbinin ne yaptığını görmedin mi?
Ki beldeler içinde onun benzeri yaratılmamıştı!
Hiç bir ülkede eşi ortaya konmamıştı?
Ki, beldeler içinde onun bir eşi yaratılmadı;
The one which was like no other in the land
The like of which had never been created in the land,
whose like was not created in any land –
There was nothing like it anywhere.
The one which was like no other in the land?
The one which was like no other in the land?