İnsana bilmediğini öğretti.
İnsana bilmediğini öğretti.
İnsana bilmediğini (O) öğretti.
İnsana bilmediklerini öğretti.
İnsana bilmediğini öğretti.
İnsana bilmediğini öğretmiştir*.
İnsana, bilmediklerini öğretendir.
O insana bilmediklerini öğretti.
İnsana bilmediğini öğretti.
İnsana bilmediğini öğretti.
O, insana bilmediği şeyleri öğretti.
insana bilmediğini belleten!
(4-5) O, kalemle yazmayı öğretendir, insana bilmediğini öğretendir.
O insana bilmediği şeyleri öğretti
İnsana bilmediğini öğretti.
İnsana bilmediğini öğretti.
İnsana bilmediğini O öğretdi.
İnsana bilmediğini öğretmiştir.
İnsana bilmediğini öğretendir.
İnsana bilmediklerini öğretendir.
(Yani) insana bilmediğini talim etti.
İnsana bilmediklerini öğretti.
İnsana bilmediğini öğretti.
He taught man what he did not know.
Taught man what he knew not.
taught man what he did not know.
He teaches man what he never knew.
He taught man what he did not know.
He taught the human being what he did not know.