O insan yiyeceğine bir baksın!
İnsan, yediğine bir baksın!
Bu insan, yiyeceğine bir baksın!
İnsan, yiyeceğine bir baksın!
O insan* yiyeceğine bir baksın!
O insan, yiyeceğine bir baksın!
Madem öyle, insan, yiyeceklerine bir baksın.
İnsanoğlu yediklerine bir baksın:
Hadi, bakıversin insan, kendi yiyeceğine!
Bir de insan, yediğine bir bakıversin;
Bir de o insan yiyeceğine baksın!
Öyleyse insan, yiyeceklerin(in kaynağın)a bir baksın:
Her şeyden önce insan, yediği yemeğine bir baksın!
Bir de insan taamına baksın
İnsan şu yiyeceğine baksın.
Bir de insan, yediğine bir bakıversin;
Öyle ya, o insan (bir kerre) yediğine baksın.
Öyle ya insan yiyeceğine bir baksın.
İnsan yemeğine bir baksın.
İnsan yediğine bir baksın!
İnsan, yiyeceğine bir baksın!
İnsan* yiyeceğine bir baksın!
Let man look to his provisions.
So let man look at his food: —
Man has only to look at his food.
Let the human consider his food!
Let man look to his provisions.
Let the human being look to his provisions.