Sana okutacağız; bir daha unutmayacaksın;
- Bundan böyle seni okutacağız; artık Allah'ın dilediği hariç, sen hiç unutmayacaksın. Şüphesiz Allah açığı ve gizleneni bilir.
(6, 7) Sana (Kur'an'ı) okutacağız ve sen -Allah'ın dilemesi hariç- (onu) unutmayacaksın. Şüphesiz ki O, açığı da gizli olanı da bilir.
Seni okutacağız; sen de unutmayacaksın.
Sana okutacağız*; bir daha unutmayacaksın;*
Sana Kur'an'ı okutacağız, sen unutmayacaksın.
Sana okutacağız; artık unutmayacaksın.
(Ey muhatab) Biz sana okutacağız ve sen asla unutmayacaksın;
Seni/sana okutacağız da artık unutmayacaksın.
Sana okutacağız, sen de unutmayacaksın.
Bundan böyle sana Kur'an okutacağız da unutmayacaksın.
Biz sana öğreteceğiz ve (öğrendiklerinden hiçbirini) unutmayacaksın,
Sana Kur'an'ı okutacağız ve sen onu unutmayacaksın.
Bundan böyle sana Kur'an okutacağız da unutmayacaksın
Sana (Kur'an'ı), okutacağız, unutmayacaksın.
Sana okutacağız, sen de unutmayacaksın.
(Habibim) seni okutacağız da (asla) unutmayacaksın.
Seni okutacağız da hiç unutmayacaksın.
Sana (Kur'an'ı) okutacağız, sen de unutmayacaksın.
(6-7) Bundan böyle sana Kur'an okutacağız da sen unutmayacaksın. Ancak Allah'ın dilediği müstesna. Çünkü O, size göre açık ve net olanı da, gizli olanı da pek iyi bilir.
Sana OKUtacağız da unutmayacaksın!
Seni okutacağız; sen de unutmayacaksın.
Sana okutacağız*; bir daha unutmayacaksın;*
We will make you study, so do not forget.
(We will make thee recite, and thou wilt not forget.)
We will cause you to recite so that you do not forget –
We will recite to you; do not forget.
We will let you read, so do not forget.
We will make you study, so do not forget.