Haydi, yardımcılarını çağırsın.
- Hayır hayır! Eğer bu yaptığından vazgeçmezse, derhal onu o yalancı, günahkar alnından yakalarız. O, hemen gidip meclisini çağırsın. Biz de zebanileri çağıracağız.
(O), meclisini (destekçilerini) çağırsın!
O zaman haydi çağırsın kurultayını.
Haydi, yardımcılarını çağırsın.
Çağırsın bakalım yandaşlarını.
Haydi, çağırsın yandaşlarını.
haydi o kendi örgütünü çağırsın,
Hadi çağırsın derneğini/kurultayını!
O zaman da meclisini (yakın çevresini ve yandaşlarını) çağırsın.
O zaman çağırsın kurultayını, meclisini!
Bırak, kendi aklının (asılsız, düzmece) tavsiyelerini (yardımına) çağırsın,
Haydi, taraftarlarını çağırsın.
O vakıt çağırsın o kurultayını, meclisini
O zaman (o gitsin) de meclisini (adamlarını) çağırsın.
O zaman da meclisini (yakın çevresini ve yandaşlarını) çağırsın.
O vakit (durmasın) meclisini da'vet etsin!
Öyleyse topluluğunu çağırsın dursun.
-Haydi çağırsın çetesini/meclisini.
İstediği kadar grubunu yardıma çağırsın!
Haydi, çağırsın meclisini!
O zaman haydi çağırsın kurultayını.
Haydi, yardımcılarını çağırsın.
So let him call on his supporter.
Then let him call his council.
Let him call his attendants;
Let him then call on his helpers.
So let him call on his supporter.
So let him call on his assembly.