Ant olsun ki, Allah, içlerinden, onlara ayetlerini okuyan, onları arındıran, onlara Kitap'ı ve Hikmet'i öğreten bir resul göndermekle, Mü'minlere iyilikte bulundu Oysa onlar daha önce açık bir sapkınlık içindeydiler.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | lekad | andolsun ki | |
2 | menne | lutufta bulundu | منن |
3 | llahu | Allah | |
4 | ala | karşı | |
5 | l-mu'minine | mü'minlere | امن |
6 | iz | ||
7 | bease | göndermekle | بعث |
8 | fihim | kendilerine | |
9 | rasulen | bir elçi | رسل |
10 | min | ||
11 | enfusihim | kendi içlerinden | نفس |
12 | yetlu | okuyan | تلو |
13 | aleyhim | onlara | |
14 | ayatihi | (Allah'ın) ayetlerini | ايي |
15 | ve yuzekkihim | ve kendilerini yücelten | زكو |
16 | ve yuallimuhumu | ve kendilerine öğreten | علم |
17 | l-kitabe | Kitap | كتب |
18 | velhikmete | ve hikmeti | حكم |
19 | vein | ||
20 | kanu | bulunuyorlarken | كون |
21 | min | ||
22 | kablu | daha önce | قبل |
23 | lefi | içinde | |
24 | delalin | bir sapıklık | ضلل |
25 | mubinin | açık | بين |
Andolsun ki içlerinden, kendilerine Allah'ın ayetlerini okuyan, onları arındırıp kitap ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle Allah, müminlere büyük bir lütufta bulunmuştur. Halbuki daha önce onlar apaçık sapıklık içindeydiler.
Şüphesiz ki içlerinden kendilerine (Allah'ın) ayetlerini tilavet etmekte (okuyup aktarmakta), onları (kötülüklerden) arındırmakta ve kendilerine Kitap ve hikmeti (doğru hükümleri) öğretmekte olan bir elçi göndermekle Allah müminlere büyük bir lütufta bulunmuştur. Onlar daha önce apaçık bir sapkınlık içindeydi.
ALLAH iman edenlerin içinden, onlara ayetlerini okuyan bir elçiyi göndermekle iyilikte bulundu. Onları arındırıyor, onlara kitap ve bilgelik öğretiyor. Oysa onlar daha önce apaçık bir sapıklık içindeydiler!
Ant olsun ki, Allah, içlerinden, onlara ayetlerini okuyan, onları arındıran, onlara Kitap'ı ve Hikmet'i* öğreten bir resul göndermekle, Mü'minlere iyilikte bulundu Oysa onlar daha önce açık bir sapkınlık içindeydiler.
Allah, içlerinden elçi çıkararak müminlere iyilikte bulundu. Bu Elçi onlara Allah'ın ayetlerini okur, onları geliştirir, onlara Kitabı ve hikmeti öğretir. Onlar daha önce açık bir sapkınlık içinde idiler.
Gerçek şu ki, Allah, kendi aralarından bir peygamber göndermekle, inananlara lütufta bulunmuştur. Hem O'nun ayetlerini onlara okuyor hem onları arındırıyor hem de onlara Kitap'ı ve bilgeliği öğretiyor. Oysa Ondan önce, apaçık bir sapkınlık içindeydiler.
Doğrusu Allah, ayetlerini onlara okumak, onları arındırmak, ilahi kelamı ve hikmeti onlara öğretmek için içlerinden bir elçi çıkararak mü'minlere ihsanda bulunmuştur; oysa ki daha önce apaçık bir sapıklık içerisinde bulunuyorlardı.
Yemin olsun ki, Allah müminlere lütufta bulunup onları minnettar bırakmıştır: Kendi içlerinde onlara öyle bir resul gönderdi ki, onlara Allah'ın ayetlerini okuyor, onları temizleyip arındırıyor, onlara Kitap'ı ve hikmeti öğretiyor. Oysaki onlar, bundan önce açık bir sapıklığın tam içindeydiler.
Andolsun ki Allah, mü'minlere, içlerinde kendilerinden onlara bir peygamber göndermekle lütufta bulunmuştur. (Ki O) Onlara ayetlerini okuyor, onları arındırıyor ve onlara Kitabı ve hikmeti öğretiyor. Ondan önce ise onlar apaçık bir sapıklık içindeydiler.
Allah, müminlere, aralarından kendilerine Allah'ın ayetlerini okuyan, onları arındıran ve onlara kitap ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulundu. Oysa, bundan önce açık bir sapıklık içinde idiler.
Allah, mesajlarını onlara iletmek, onları arındırmak ve onlara ilahi kelamı ve hikmeti öğretmek için içlerinden kendileri gibi (beşerden) bir elçi çıkararak müminlere lütufda bulunmuştur; halbuki daha önce apaçık bir sapıklık içinde bulunuyorlardı.
Andolsun, Allah, mü'minlere kendi içlerinden; onlara ayetlerini okuyan, onları arıtıp tertemiz yapan, onlara kitab ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulunmuştur. Oysa onlar, daha önce apaçık bir sapıklık içinde idiler.
Hakikaten Allah mü'minleri minnetdar kıldı zira içlerinde kendilerinden bir Resul ba's buyurdu, onlara Allahın ayatını okuyor, onları tezkiye ediyor, onlara kitab ve hikmet öğretiyor halbuki bundan evvel açık bir dalal içinde idiler
Andolsun ki, Allah, mü'minlere büyük lutufta bulundu: Zira daha önce açık bir sapıklık içinde bulunuyorlarken onlara, kendi içlerinden, kendilerine Allah'ın ayetlerini okuyan, kendilerini yücelten ve kendilerine Kitap ve hikmeti öğreten bir elçi gönderdi.
Andolsun ki Tanrı inançlılara, içlerinde kendilerinden onlara bir peygamber göndermekle lütufta bulunmuştur. (Ki O) Onlara ayetlerini okuyor, onları arındırıyor ve onlara Kitabı ve hikmeti öğretiyor. Ondan önce ise onlar apaçık bir sapıklık içindeydiler.
Andolsun ki mü'minler daha evvel apaçık ve kat'i bir sapıklık içinde bulunuyorlarken Allah, içlerinden ve kendilerinden onlara — ayetlerini okur, onları tertemiz yapar, onlara Kitab ve hikmeti öğretir —bir peygamber göndermiş olduğu için büyük bir lutufda bulunmuşdur.
And olsun ki: Allah, mü'minlere büyük bir lutufda bulunmuştur. Zira onlara Allah'ın ayetlerini okuyan, teskiye eden, kitab ve hikmeti öğreten kendi içlerinden bir peygamber göndermiştir. Halbuki onlar, daha önce apaçık bir dalalet içindeydiler.
Allah, müminlere; onlara ayetlerini okuyan, arındıran, kitap ve hikmeti öğreten aralarından bir peygamber göndermekle büyük lütufta bulunmuştur oysa, bundan önce onlar apaçık bir sapıklık içindeydiler.
Gerçekten Allah, kendi içlerinden birini, onlara ayetlerini okuması, Onları her türlü kötülüklerden arındırması, Kendilerine kitap ve hikmeti öğretmesi için resul yapmakla, müminlere büyük bir lütuf ve inayette bulunmuştur. Halbuki daha önce onlar besbelli bir sapıklık içinde idiler.
Andolsun ki Allah iman edenlere bir lütuf olarak, içlerinde nefslerinden bir Rasul ba's etti (aralarından kendi türlerinden bir Rasul ortaya çıkardı), O'nun işaretlerini okuyor; onları arındırıyor, onlara hakikat bilgisini ve Hikmeti (her şeyin oluş sistem ve düzenini) öğretiyor. (Halbuki) onlar daha önce apaçık bir sapıklık içindeydiler!
ALLAH inananların içinden, onlara ayetlerini okuyan, onları arındıran, onlara kitap ve bilgelik öğreten bir elçiyi göndermekle iyilikte bulundu. Oysa onlar daha önce apaçık bir sapıklık içindeydiler!
And olsun ki, Allah, içlerinden, onlara ayetlerini okuyan, onları arındıran, onlara Kitap'ı ve Hikmet'i* öğreten bir rasul göndermekle, mü'minlere, büyük bir lütufta bulundu. Oysa onlar daha önce sapkınlık içindeydiler.
God has bestowed favour upon the believers by sending them a messenger from amongst themselves reciting His revelations and bettering them and teaching them the Scripture and the wisdom, and they were before in manifest darkness.
God indeed showed favour to the believers when He raised up among them a messenger among themselves, reciting to them His proofs, and increasing them in purity, and teaching them the Writ and wisdom — though they were before in manifest error.
Allah showed great kindness to the muminun when He sent a Messenger to them from among themselves to recite His Signs to them and purify them and teach them the Book and Wisdom, even though before that they were clearly misguided.
GOD has blessed the believers by raising in their midst a messenger from among them, to recite for them His revelations, and to purify them, and to teach them the scripture and wisdom. Before this, they had gone totally astray.
God has bestowed grace upon the believers by sending them a messenger from among themselves reciting His revelations and purifying them and teaching them the Book and the wisdom, and they were before in manifest darkness.
God has bestowed favor upon those who acknowledge by sending them a messenger from amongst themselves reciting His signs, improving them and teaching them the book and the wisdom, though they were before in manifest confusion.