Onlar, kendilerine verdiğimiz nimetlere nankörlük etsinler ve gönüllerince yaşasınlar! Yakında neyin ne olduğunu görecekler!
Böylece kendilerine bahşettiğimiz nimetlere karşı nankörlük yapar ve dünyadaki hayatlarından zevk almaya devam ederler. Fakat yakında bileceklerdir.
(65, 66) Gemiye bindikleri zaman, dini yalnız O'na özgü kılarak Allah'a yalvarırlar. Fakat onları karaya kurtarınca (çıkarınca), bir de bakarsın ki kendilerine verdiklerimize karşılık nankörlük etmeleri için (Allah'a) ortak koşmaktadırlar.* (Bir süre daha) yararlansınlar (bakalım)! İleride (gerçeği) bilecekler!*
Bırak, kendilerine verdiklerimize nankörlük etsinler, zevklensinler. İleride bilecekler.
Onlar, kendilerine verdiğimiz nimetlere nankörlük etsinler ve gönüllerince yaşasınlar! Yakında neyin ne olduğunu görecekler!
Bunu, Allah'ın onlara verdiğini görmemek ve günlerini gün etmek için yaparlar. Onlar yakında öğreneceklerdir.
Kendilerine verdiklerimize nankörlük etsinler ve yararlansınlar; artık yakında öğrenecekler.
Sonuçta kendilerine verdiklerimize nankörlük etmiş ve kısa vadeli bir hazzı tüketmiş olurlar: Fakat zamanı gelince (gerçeği) anlayacaklar.
Verdiklerimize karşı nankörlük etsinler ve birazcık zevklensinler diye... Yakında bilecekler.
Kendilerine verdiğimiz (nimetler)e nankörlük etsinler ve yararlanıp metalansınlar diye. Ancak onlar yakında bileceklerdir.
Kendilerine verdiğimiz nimete nankörlük etsinler ve hayattan zevk alsınlar diye! Fakat ileride bilirler.
böylece kendilerine bahşettiğimiz her türlü (nimete) karşı nankörlük yapar ve dünyadaki hayatlarından (ahmakça) zevk almaya devam ederler; fakat, günü gelince (gerçeği) öğrenecekler.
Kendilerine verdiğimiz nimetlere nankörlük etsinler ve bir süre daha faydalansınlar bakalım! İleride bilecekler.
Ki kendilerine verdiğimiz ni'mete nankörlük etsinler ve hayattan zevk alsınlar diye, fakat ileride bilirler
Ki kendilerine verdiğimiz (ni'metler)e nankörlük etsinler ve (şu geçici hayatta) zevk içinde yaşasınlar. Ama yakında (gerçeği) bileceklerdir.
Kendilerine verdiğimiz (nimetler)e küfretsinler ve yararlanıp metalansınlar diye. Ancak onlar yakında bileceklerdir.
Ki (bu suretle) kendilerine verdiğimiz (ni'metler) e nankörlük etsinler ve (hayatdan) zevk alsınlar diye. Fakat onlar yakında bileceklerdir.
Kendilerine verdiğimize küfretsinler, eğlensinler bakalım. Yakında bileceklerdir.
Kendilerine verdiklerimize nankörlük edip, dünyada geçinip gitsinler bakalım, yakında öğrenecekler.
Neticede kendilerine verdiğimiz nimetlere nankörlük edip, güya geçici bir zevk alırlar. Alsınlar bakalım, yakında öğrenirler!
Kendilerine verdiklerimize (hakikatlerindeki kuvvelere) nankörlük yapsınlar ve (geçici şeylerden) faydalansınlar diye (şirke dönerler)! Yakında anlayacaklar!
Bırak, kendilerine verdiklerimize nankörlük etsinler, zevklensinler. İleride bilecekler.
Onlar, kendilerine verdiğimiz nimetlere nankörlük etsinler ve gönüllerince yaşasınlar! Yakında neyin ne olduğunu görecekler!
Let them reject what We have given them, and let them enjoy; for they will come to know.
That they might deny what We gave them, and enjoy themselves. But they will come to know!
Let them be ungrateful for what We have given them! Let them enjoy themselves – they will soon know!
Let them disbelieve in what we have given them, and let them enjoy temporarily; they will surely find out.
Let them reject what We have given them, and let them enjoy; for they will come to know.
Let them reject what We have given them, and let them enjoy; for they will come to know.