Onların kalplerinde hastalık vardır. Allah da bu hastalıklarını arttırmıştır. Bu yalancılıklarından dolayı onlara can yakıcı bir azap vardır.
Onların kalplerinde bir hastalık vardır. Allah da onların hastalığını arttırmıştır. Yalan söylediklerinden dolayı, onlara acı veren bir azap vardır.
Kalplerinde bir hastalık* vardır. Allah da (bu nedenlerle) onların hastalığını artırmıştır. Yalanlamaları sebebiyle onlar için elem verici bir azap vardır.*
Kalplerinde hastalık var. ALLAH da hastalıklarını arttırır. Yalanları yüzünden acı bir azabı hak ederler.
Onların* kalplerinde hastalık* vardır. Allah da bu hastalıklarını arttırmıştır. Bu yalancılıklarından dolayı onlara can yakıcı bir azap vardır.
Bunların kalplerinde hastalık vardır; Allah bir hastalık daha vermiştir. Yalan söylemelerine karşılık hak ettikleri acıklı bir azaptır.*
Yüreklerinde sayrılık vardır. Allah da sayrılıklarını artırmıştır. Yalanları yüzünden, onlar için, acı bir ceza vardır.
Kalplerinde hastalık vardır; Allah da onların hastalığını arttırmıştır; ve ısrarlı yalanları yüzünden can yakıcı azabı hak ederler.
Kalplerinde bir hastalık vardır da Allah onları hastalık yönünden daha ileri götürmüştür. Ve onlar için, yalancılık etmiş olmaları yüzünden acıklı bir azap öngörülmüştür.
Kalplerinde hastalık vardır. Allah da hastalıklarını arttırmıştır. Yalan söylemekte olduklarından dolayı, onlar için acı bir azab vardır.
Kalplerinde bir hastalık vardır. Allah hastalıklarını artırmıştır ve yalancılık ettikleri için bunlara pek acı bir azap vardır.
Kalpleri hastalıklıdır, Allah hastalıklarını daha da artırmıştır ve ısrarlı yalanlarından dolayı onları şiddetli bir azap beklemektedir.
Kalplerinde münafıklıktan kaynaklanan bir hastalık vardır. Allah da onların hastalıklarını artırmıştır. Söyledikleri yalana karşılık da onlara elem dolu bir azap vardır.
Kalblerinde bir maraz vardır da Allah marazlarını artırmıştır, ve yalancılık ettikleri için bunlara elim bir azab vardır
Onların kablerinde hastalık vardır. Allah da hastalıklarını artırmıştır. Yalan söylemelerinden ötürü onlara acı bir azab vardır.
Kalplerinde hastalık (maraz) vardır. Tanrı da hastalıklarını arttırmıştır. Yalanlarından / yalanlamalarından dolayı onlar için acı bir azab vardır.
Kalblerinde bir maraz vardır onların. Allah da marazlarını artırdı. Yalan söylemekde oldukları için de onlara acıklı bir azab vardır.
Kalblerinde hastalık vardır. Allah da hastalıklarını artırdı. Yalan söylemekte olduklarından dolayı onlara elem verici bir azab vardır.
Onların kalplerinde hastalık vardır. Allah da onların hastalığını artırmıştır. Onlara, yalan söylemelerinden dolayı acı veren bir azap vardır.
Kalplerinde bir hastalık vardır. Allah da onların hastalıklarını daha da ilerletti. Bu yalancılık (ve samimiyetsizlikleri) sebebiyle bunlara gayet acı bir ceza vardır.
Onların şuurlarında (hakikati hissetme işlevinde) sağlıklı düşünememe hali vardır; Allah da bunu arttırmıştır. Yalanladıkları hakikatleri yüzünden feci bir azap yaşayacaklardır.
Kalplerinde hastalık var. ALLAH da hastalıklarını arttırır. Yalanları yüzünden acı bir azabı hakkederler.
Onların kalplerinde hastalık* vardır. Allah da bu hastalıklarını arttırmıştır. Bu yalancılıklarından* dolayı, onlara, can yakıcı bir azap vardır.
In their hearts is a disease, so God increases their disease, and they will have a painful retribution for what they have denied.
In their hearts is disease, so God has increased their disease; and for them is a painful punishment because they have lied.
There is a sickness in their hearts and Allah has increased their sickness. They will have a painful punishment on account of their denial.
In their minds there is a disease. Consequently, GOD augments their disease. They have incurred a painful retribution for their lying.
In their hearts is a disease, so God increases their disease, and they will have a painful retribution for what they have denied.
In their hearts is a disease, so God increases their disease, and they will have a painful retribution for what they have denied.