Dinde zorlama yoktur. Artık, doğru olan yanlış olandan kesin olarak ayrılmıştır. Kim tağutu reddedip, Allah'a inanırsa, kuşkusuz ki kopması mümkün olmayan en sağlam kulpa tutunmuş olur. Allah, Her Şeyi İşiten ve Her Şeyi Bilen'dir.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | la | yoktur | |
2 | ikrahe | zorlama | كره |
3 | fi | ||
4 | d-dini | Dinde | دين |
5 | kad | elbette | |
6 | tebeyyene | seçilip belli olmuştur | بين |
7 | r-ruşdu | doğruluk | رشد |
8 | mine | ||
9 | l-gayyi | sapıklıktan | غوي |
10 | femen | kim | |
11 | yekfur | inkar eder | كفر |
12 | bit-taguti | tağut (şeytan)ı | طغي |
13 | ve yu'min | ve inanırsa | امن |
14 | billahi | Allah'a | |
15 | fekadi | muhakkak ki o | |
16 | stemseke | yapışmıştır | مسك |
17 | bil-urveti | bir kulpa | عرو |
18 | l-vuska | sağlam | وثق |
19 | la | ||
20 | nfisame | kopmayan | فصم |
21 | leha | ||
22 | vallahu | Allah | |
23 | semiun | işitendir | سمع |
24 | alimun | bilendir | علم |
Dinde zorlama yoktur. Artık doğru, yanlıştan ayrılmıştır. O halde tağutu/insanı Allah'tan uzaklaştıran her şeyi inkar edip Allah'a inananlar, hiçbir zaman kopmayacak en sağlam kulpa tutunmuşlardır. Zira, Allah her şeyi işitendir; her şeyi bilendir.
Dinde zorlama yoktur.* Elbette doğru yanlıştan ayrılmıştır. Kim tağut'u* (azgınlık edeni) reddedip Allah'a inanırsa, kopmayan en sağlam kulba* yapışmış demektir.* Allah duyandır, bilendir.
Dinde zorlama yoktur. Artık doğruluk, sapıklıktan ayrılmıştır. Kim ki azgın küstahı inkar edip ALLAH'ı onaylarsa, kopmaz ve sağlam bir bağa yapışmıştır. ALLAH İşitir, Bilir.*
Dinde zorlama yoktur. Artık, doğru olan yanlış olandan kesin olarak ayrılmıştır. Kim tağutu* reddedip, Allah'a inanırsa, kuşkusuz ki kopması mümkün olmayan en sağlam kulpa tutunmuş olur. Allah, Her Şeyi İşiten ve Her Şeyi Bilen'dir.
Dinde zorlama olamaz*; doğrular ile yanlış kurgular iyice ayrılmıştır. Kim taşkınlık edenleri (tağutları) tanımaz* da Allah'a güvenirse, kopması imkansız en sağlam kulpa yapışmış olur. Her şeyi dinleyen ve bilen Allah'tır.
Dinde zorlamak yoktur. Doğruluk, sapkınlıktan açıkça ayrılmıştır. Kim katışıksız dini kirletmek için uğraşanlara arkasını dönerek Allah'a inanırsa, hiçbir zaman kopmayacak en sağlam tutanağa tutunmuştur. Çünkü Allah, Duyandır; Bilendir.*
Zorlama dinde yoktur. Artık doğru ile yanlış birbirinden seçilip ayrılmıştır. Şu halde kim şeytani güç odaklarını reddeder de Allah'a inanırsa, kesinlikle kopmaz bir kulpa yapışmış olur: zira Allah her şeyi sınırsız işitendir, her şeyi limitsiz bilendir.
Dinde baskı - zorlama - tiksindirme yoktur. Doğru ve güzel olan, çirkinlik ve sapıklıktan açık bir biçimde ayrılmıştır. Her kim tağuta sırt dönüp Allah'a inanırsa hiç kuşkusuz sapasağlam bir kulpa yapışmış olur. Kopup parçalanması yoktur o kulpun. Allah, hakkıyla işiten, en iyi biçimde bilendir.
Dinde zorlama (ve baskı) yoktur. Şüphesiz, doğruluk (rüşd) sapıklıktan apaçık ayrılmıştır. Artık kim tağutu tanımayıp Allah'a inanırsa, o, sapasağlam bir kulpa yapışmıştır; bunun kopması yoktur. Allah, işitendir, bilendir.
Dinde zorlama yoktur. Doğruluk sapıklıktan kesin olarak ayrılmıştır. Artık her kim Tağut'a küfredip Allah'a iman ederse, işte o, en sağlam kulpa yapışmıştır. Allah, işitir, bilir.
Dinde zorlama yoktur. Artık doğru ile yanlış, birbirinden ayrılmıştır: O halde, şeytani güçlere ve düzenlere (uymayı) reddedenler ve Allah'a inananlar, hiçbir zaman kopmayacak en sağlam mesnede tutunmuşlardır: Zira Allah her şeyi işitendir, her şeyi bilendir.
Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk sapıklıktan iyice ayrılmıştır. O halde, kim tağutu tanımayıp Allah'a inanırsa, kopmak bilmeyen sapasağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
Dinde ikrah yok, rüşd, dalalden cidden ayrıldı, artık her kim Taguta küfredib Allaha iman eylerse o işte en sağlam tutamağa yapışmıştır, öyle ki onun için kopmak yok, Allah işidir, bilir
Dinde zorlama yoktur. Doğruluk, sapıklıktan seçilip belli olmuştur. Kim tağut (şeytan)ı inkar edip Allah'a inanırsa, muhakkak ki o, kopmayan, sağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah işitendir, bilendir.
Dinde zorlama (ve baskı) yoktur. Kuşkusuz, doğruluk (rüşd) sapıklıktan apaçık ayrılmıştır. Artık kim tağutu tanımayıp (yekfür) Tanrı'ya inanırsa, o, sapasağlam bir kulpa yapışmıştır; bunun kopması yoktur. Tanrı işitendir, bilendir.
Dinde zorlama yokdur. Hakıykat, iman ile küfr apaçık meydana çıkmışdır. Artık kim şeytanı tanımayıp da Allaha iman ederse o, muhakkak ki kopması (mümkin) olmayan en sağlam kulpa yapışmışdır. Allah hakkıyle işidici, (her şey'i) kemaliyle bilicidir.
Dinde zorlama yoktur. Gerçekten hak, batıldan iyice ayrılmıştır. Tağut'u inkar edip, Allah'a inanan kimse kopmak bilmeyen sağlam bir kulpa sarılmıştır. Ve Allah, Semi'dir, Alim'dir.
Dinde zorlama yoktur. Hak yol, batıl yoldan apaçık ayrılmıştır. Kim tağutu tanımayıp, Allah'a iman ederse, muhakkak ki o (kimse) kopması mümkün olmayan en sağlam kulpa yapışmıştır. Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
Dinde zorlama yoktur. Doğru yol, sapıklıktan, hak batıldan ayrılıp belli olmuştur. Artık kim tağutu reddedip Allah'a iman ederse, işte o, kopması mümkün olmayan en sağlam tutamağa yapışmıştır. Allah her şeyi işitir, bilir.
"DİN"de (Allah yaratısı sistem ve düzeni {Sünnetullah} kabul konusunda) zorlama yoktur! Rüşd (Hakikat en olgun haliyle) ortaya çıkmış, sapık fikirlerden ayrılmıştır. Kim Tagut'u (gerçekte var olmayıp vehim yollu var sanılan kuvvelere tapınmayı) terk eder, (varlığını oluşturan) Allah'a (Esma'sına) iman ederse, kesinlikle o kopması mümkün olmayan, hakikatindeki sağlam bir kulpa yapışmış olur. Allah Semi' ve Aliym'dir.
Dinde zorlama yoktur. Artık doğruluk, sapıklıktan ayrılmıştır. Kim ki tağutu (despotları ve şeytani doktrinleri) inkar edip ALLAH'a inanırsa, kopmaz ve sağlam bir bağa yapışmıştır. ALLAH İşitir, Bilir.
Dinde zorlama yoktur. Artık, doğru olan yanlış olandan kesin olarak ayrılmıştır. Kim tağutu* reddedip, Allah'a inanırsa, kopması mümkün olmayan en sağlam kulpa tutunmuş olur. Allah, Her Şeyi İşiten ve Her Şeyi Bilen'dir.
There is no compulsion in the system; the proper way has been made clear from the wrong way. Whoever rejects evil, and believes in God, then he has grasped the most solid branch that will never break. God is Hearer, Knower.
There is no compulsion in doctrine; sound judgment has become clear from error. So whoso denies idols and believes in God, he has grasped the most firm handhold which has no break; and God is hearing and knowing.
There is no compulsion where the deen is concerned. Right guidance has become clearly distinct from error. Anyone who rejects false gods and has iman in Allah has grasped the Firmest Handhold, which will never give way. Allah is All-Hearing, All-Knowing.
There shall be no compulsion in religion: the right way is now distinct from the wrong way. Anyone who denounces the devil and believes in GOD has grasped the strongest bond; one that never breaks. GOD is Hearer, Omniscient.
There is no compulsion in the system; the proper way has been clarified from the wrong way. Whoever rejects evil, and believes in God, indeed he has taken grasp of the strongest hold that will never break. God is Hearer, Knower.
There is no compulsion in the system; the proper way has been made clear from the wrong way. Whoever rejects the transgressors, and acknowledges God, has grasped the firm branch that will never break. God is Hearer, Knower.