Öyleyse sakın yetimi hor görme.
Öyleyse sakın yetimi ezme!
Yetimi sakın ezme!
Öyleyse, öksüzü yüzüstü bırakma.
Öyleyse sakın yetimi* hor görme.*
Öyleyse sakın yetimi ezme.
Öyleyse yetime kötü davranma.
Dolayısıyla, asla yetime otoriter davranma (surat asma)
O halde, yetimi örseleme,
Öyleyse, sakın yetimi üzüp kahretme.
Öyle ise, sakın yetime kahretme (onu horlama)!
Öyleyse yetime haksızlık yapma,
Öyleyse sakın yetimi ezme!
Öyle ise amma yetime kahretme
Öyleyse sakın öksüzü ezme,
Öyleyse, sakın yetimi üzüp kahretme.
O halde, yetime gelince: (Ona sakın) kahretme.
O halde sakın yetime kahretme.
Şimdi yetimi hor görme.
Öyle ise, sakın yetimi güçsüz bulup hakkını yeme, sakın onu küçümseyip üzme!
O halde, yetime hor bakma!
Öyleyse, öksüzü yüzüstü bırakma.
Öyleyse sakın yetimi* hor görme.*
As for the orphan, you shall not make him sad.
Then as for the fatherless: oppress thou not.
So as for orphans, do not oppress them,
Therefore, you shall not forsake the orphan.
As for the orphan, you shall not make him sad.
As for the orphan, you shall not make him sad.