De ki: "Yerin ve denizin karanlıklarından sizi kim kurtarır?" "Eğer bundan bizi kurtarırsa kuşkusuz şükredenlerden oluruz." diye O'na açık ve tezarruan yakarırsınız.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | kul | de ki | قول |
2 | men | kim | |
3 | yuneccikum | sizi kurtarıyor | نجو |
4 | min | -ndan | |
5 | zulumati | karanlıkları- | ظلم |
6 | l-berri | karanın | برر |
7 | velbehri | ve denizin | بحر |
8 | ted'unehu | O'na yakardığınızda | دعو |
9 | tederruan | gizli olarak | ضرع |
10 | ve hufyeten | ve açık olarak | خفي |
11 | lein | eğer | |
12 | encana | bizi kurtarırsa | نجو |
13 | min | ||
14 | hazihi | bundan | |
15 | lenekunenne | elbette olacağız | كون |
16 | mine | -den | |
17 | ş-şakirine | şükredenler- | شكر |
De ki: "Karanın ve denizin karanlıklarından, tehlikelerinden sizi kim kurtarabilir ki? O zaman Allah'a gizli gizli yalvararak: 'Eğer bizi bundan kurtarırsan andolsun şükredenlerden olacağız' diye dua edersiniz."
De ki: "Şüphesiz ki bizi bundan kurtarırsa şükredenlerden olacağız'* diye boyun eğerek ve gizlice yalvararak* O'na dua ederken karanın ve denizin karanlıklarından sizi kim kurtarabilir ki!"
De ki: "Gizli ve açık olarak ‘Bizi bundan kurtarsan şükredenlerden olacağız.' diye O'na yalvardığınızda sizi karanın ve denizin karanlıklarından kim kurtarabilir?"
De ki: "Yerin ve denizin karanlıklarından sizi kim kurtarır?" "Eğer bundan bizi kurtarırsa kuşkusuz şükredenlerden oluruz." diye O'na açık ve tezarruan* yakarırsınız.
De ki "Gizlice yalvarıp: 'Bizi bundan kurtarırsan elbette sana karşı görevlerini yerine getirenlerden oluruz' diye yakardığınız bir sırada, sizi karanın ve denizin karanlıklarından kurtaran kimdir?"
De ki: " ‘Bizi bundan kurtarırsan, kesinlikle şükredenler arasında olacağız!' diyerek, gizlice O'na yalvararak yakarışlarda bulunduğunuzda, karanın ve denizin karanlıklarından sizi kim kurtarır?"
De ki: "Siz, ta yüreğinizden 'eğer O bizi bu (musibet)ten kurtarırsa kesinlikle şükredenlerden olacağız' diye dua ettiğinizde, karanın ve denizin görünmez tehlikelerinden sizi kurtaracak olan biri var mı?"
Şunu sor: "Bizi bu durumdan kurtarırsa andolsun şükredenlerden olacağız' diye boyun büküp ürpererek O'na yakardığınızda, karanın ve denizin karanlıklarından sizi kim kurtarıyor?"
De ki: "Sizi karanın ve denizin karanlıklarından kim kurtarmaktadır ki, siz (açıktan ve) gizliden gizliye ona yalvararak dua etmektesiniz: -Andolsun, bizi bundan kurtarırsan, gerçekten şükredenlerden oluruz."
De ki: "Karanın, denizin karanlıklarından, gizliden gizliye yalvara yalvara: "Ahdimiz olsun eğer bizi kurtarırsan, hiç şüphesiz şükredenlerden oluruz." dediğinizde kim kurtarır sizi?
De ki: "Siz, boynunuzu bükerek ve içinizden, 'Eğer O bizi bu (sıkıntı)dan kurtarırsa kesinlikle şükredenlerden olacağız! diye Allaha yalvardığınızda karanın ve denizin kapkara tehlikelerinden sizi koruyacak olan kimdir?"
De ki: "Sizler, açıktan ve gizlice O'na 'Eğer bizi bundan kurtarırsa, elbette şükredenlerden olacağız' diye dua ederken, sizi karanın ve denizin karanlıklarından (tehlikelerinden) kim kurtarır?"
De ki kim kurtarır sizi o karanın, denizin zulmetlerinden, gizliden gizliye yalvara yalvara dualar ederek dediğiniz demler: Ahdimiz olsun eğer bizi bundan kurtarırsan şeksiz şüphesiz şakirinden oluruz
De ki: "Gizli ve açık olarak: 'Bizi bundan kurtarırsa elbette şükredenlerden olacağız!' diye O'na yalvarıp yakardığınız zaman, karanın ve denizin karanlıklarından sizi kim kurtarıyor?"
De ki: Sizi karanın ve denizin karanlıklarından kim kurtarmaktadır ki, siz (açıktan ve) gizliden gizliye ona yalvararak dua etmektesiniz: Andolsun, bizi bundan kurtarırsan, gerçekten şükredenlerden oluruz."
De ki: "Karanın ve denizin karanlıkları içinden sizi kim kurtarıyor ki ona (aşikar ve) gizli yalvararak (şöyle) düa edersiniz: Eğer bizi bundan selamete erdirirsen andolsun şükredenlerden olacağız".
De ki: Karanın ve denizlerin karanlıklarından sizi, kim kurtarır? Siz, gizlice O'na yalvarır yakarırsınız. Bizi bundan kurtarırsa; andolsun şükredenlerden olacağız.
De ki: -Karanın ve denizin karanlıklarından bizi kurtarırsan, elbette şükredenlerden olacağız, diye yalvararak ve gizlice dua ettiğinizde, sizi bundan kim kurtarır?
De ki: "Siz yalvara yakara, ağlaya sızlaya ve gizlice dualar ederek şöyle dediğiniz demler sizi karanın ve denizin karanlıklarından, tehlikelerinden kim kurtarır?""Eğer bizi bundan kurtarırsa, ahdimiz olsun, kesinlikle şükredenlerden olacağız."
De ki: "Karanın ve denizin karanlıklarından 'Bizi bundan kurtarırsan, elbette şükredenlerden olacağız' diye boyun büküp, derununuzdan O'na dua ettiğinizde, kim sizi kurtarır?"
De ki: 'Gizli ve açık olarak 'Bizi bundan kurtarsan şükredenlerden olacağız.' diye O'na yalvardığınızda sizi karanın ve denizin karanlıklarından kim kurtarabilir?'
De ki: "Yerin ve denizin karanlıklarından sizi kim kurtarır?" "Eğer bundan bizi kurtarırsa kuşkusuz şükredenlerden oluruz." diye O'na açık ve gizli tedarruan*da bulunursunuz.
Say: "Who rescues you from the darkness of the land and the sea" you call on Him openly and secretly: "If You save us from this, we will be of the thankful!"
Say thou: “Who delivers you from the darknesses of the land and the sea? You call to Him humbly and in secret: ‘If He delivers us from this, we will be among the grateful.’”
Say: ‘Who rescues you from the darkness of the land and sea? You call on Him humbly and secretly: "If you rescue us from this, we will truly be among the thankful. "’
Say, "Who can save you from the darkness of the land or the sea?" You implore Him loudly and secretly: "If He saves us this time, we will be eternally appreciative."
Say: "Who rescues you from the darkness of the land and the sea?" You call on Him in humility and in secret: "If You save us from this, we will be of the thankful!"
Say, "Who rescues you from the darkness of the land and the sea?," you call on Him openly and secretly: "If You save us from this, we will be of the thankful!"