"O halde onu insanların huzuruna getirin. Belki tanıklık eden çıkar" dediler.
"O halde, onu hemen insanların gözü önüne getirin, belki şahitlik ederler" dediler.
"Onu hemen insanların gözü önüne getirin! Belki şahitlik ederler." demişlerdi.
"Onu kamunun huzuruna çıkarın ki tanık olsunlar" dediler.
"O halde onu insanların huzuruna getirin. Belki tanıklık eden çıkar" dediler.
Diğerleri: "Getirin onu halkın önüne; belki bir gören olmuştur" diye karşılık verdi.
"Onu, insanların karşısına çıkarın; belki tanıklık eden olur!" dediler.
(Diğerleri) dediler ki: "Onu insanların önüne çıkarın; belki görgü şahitliği yapacak birileri çıkar!"
Dediler: "Halkın gözleri önüne getirin onu ki, açıkça görebilsinler."
Dediler ki: "Öyleyse, onu insanların gözü önüne getirin ki ona (nasıl bir ceza vereceğimize) şahid olsunlar."
hadi onu halkın gözleri önüne getirin, belki (onlar da aleyhinde) şehadet ederler." dediler.
(Berikiler:) "Onu insanların karşısına çıkarın, (aleyhine) tanıklık etsinler!" dediler.
(Bir kısmı da) "O halde haydi, onu insanların gözü önüne getirin. Belki (bu konuda) şahitlik ederler" dediler.
Haydin dediler: getirin onu nasın gözleri önüne belki şehadet ederler
"Onu insanların gözü önüne getirin de (nasıl cezalandırılacağına) tanık olsunlar" dediler.
Dediler ki: "Öyleyse, onu insanların gözü önüne getirin ki ona (nasıl bir ceza vereceğimize) şahid olsunlar."
Dediler: "O halde onu insanların gözleri önüne getirin. Olur ki onlar da (aleyhinde) şahidlik ederler".
Dediler ki: O halde bunların şahidlik edebilmeleri için onu insanların gözleri önüne getirin.
-Şahitlik etmeleri için onu halkın gözü önüne getirin, dediler.
"Haydin, dediler, getirin onu halkın huzuruna ki çekeceği cezaya onlar da şahit olsunlar."
Dediler ki: "Onu tutuklayıp halkın gözleri önüne getirin ki, herkes olaya şahit olsun. "
'Onu kamunun huzuruna çıkarın ki tanık olsunlar,' dediler.
"O halde onu insanların huzuruna getirin. Belki tanıklık eden çıkar" dediler.
They said: "Bring him before the eyes of the people so that they may be witness. "
They said: “Then bring him before the eyes of the people, that they might bear witness.”
They said, ‘Bring him before the people’s eyes so they can be witnesses. ’
They said, "Bring him before the eyes of all the people, that they may bear witness."
They said: "Bring him before the eyes of the people so that they may be witness."
They said, "Bring him before the eyes of the people so that they may bear witness."