Bedevi Araplardan geri kalanlar, sana: "Mallarımız ve ailemiz bizim seninle gelmemize engel oldu. Haydi, Allah'tan bağışlanmamızı dile." diyecekler. Onlar, kalplerinde olmayanı dilleri ile söylüyorlar. De ki: "Eğer Allah, size bir zarar veya yarar dilerse, buna kim engel olabilir?" Bilakis, Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | seyekulu | diyecekler ki | قول |
2 | leke | sana | |
3 | l-muhallefune | geri bırakılanlar | خلف |
4 | mine | -dan | |
5 | l-ea'rabi | Araplar- | عرب |
6 | şegaletna | bizi alıkoydu | شغل |
7 | emvaluna | mallarımız | مول |
8 | ve ehluna | ve çocuklarımız | اهل |
9 | festegfir | mağfiret dile | غفر |
10 | lena | bizim için | |
11 | yekulune | onlar söylüyorlar | قول |
12 | bielsinetihim | dilleriyle | لسن |
13 | ma | bir şeyi | |
14 | leyse | olmayan | ليس |
15 | fi | ||
16 | kulubihim | kalblerinde | قلب |
17 | kul | de ki | قول |
18 | femen | kim? | |
19 | yemliku | engel olabilir | ملك |
20 | lekum | sizin için | |
21 | mine | karşı | |
22 | llahi | Allah'a | |
23 | şey'en | herhangi bir şeyle | شيا |
24 | in | eğer | |
25 | erade | istese | رود |
26 | bikum | size | |
27 | derran | bir zarar vermek | ضرر |
28 | ev | yahut | |
29 | erade | istese | رود |
30 | bikum | size | |
31 | nef'an | bir yarar vermek | نفع |
32 | bel | hayır | |
33 | kane | كون | |
34 | llahu | Allah | |
35 | bima | olduklarınızı | |
36 | tea'melune | yapıyor(lar) | عمل |
37 | habiran | haber almaktadır | خبر |
Bedevilerden savaştan geri kalanlar sana, "Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu. Bizim için af dile" diyecekler. Onlar, kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler. De ki: "Allah size bir zarar vermeyi dilerse, yahut bir fayda murat ederse, onun sizin için dilediğine kim engel olabilir? Doğrusu şu ki, Allah sizin yaptıklarınızdan haberdardır."
Göçebelerden geride kalmış olanlar sana şöyle diyecekler: "Mallarımız ve ailelerimiz bizi meşgul etti. Bizim için bağışlanma dile!" Onlar, kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler. De ki: "(Allah) size bir zarar (vermeyi) dilerse veya bir yarar elde etmenizi isterse sizin için Allah'a karşı kimin bir şeye gücü yetebilir ki!" Gerçek şu ki Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
Araplardan geride kalanlar, "Paralarımız ve çoluk çocuğumuz bizi alıkoydu, bizim için bağışlanma dile" diyeceklerdir. Onlar gönüllerinde olmayanı, dilleriyle söylerler. De ki: "Sizin için bir zarar veya yarar dilerse ALLAH'ın bu dileğine kim engel olabilir?" Oysa ALLAH tüm yaptıklarınızdan haberdardır.
Bedevi Araplardan geri kalanlar, sana: "Mallarımız ve ailemiz bizim seninle gelmemize engel oldu. Haydi, Allah'tan bağışlanmamızı dile." diyecekler. Onlar, kalplerinde olmayanı dilleri ile söylüyorlar. De ki: "Eğer Allah, size bir zarar veya yarar dilerse, buna kim engel olabilir?" Bilakis, Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.
Çöl araplarından geride bırakılanlar sana şöyle diyeceklerdir: "Mallarımız ve ailemiz bütün vaktimizi aldı; bizim için Allah'tan bağışlanma dileğinde bulun." İçlerinde olmayanı dilleriyle söylüyorlar. De ki: "Allah size kötülük yapmayı istese ya da onun isteği size iyilik yapmak olsa kim bunun önüne geçebilir?" Hayır; Allah yaptığınız her şeyin içyüzünü bilir.
Geride kalan Araplar, şöyle diyecekler: "Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu; bizim için, Allah'tan bağışlanma dile!" Yüreklerinde olmayan bir şeyi dilleriyle söylüyorlar. De ki: "Allah, sizi bir yitime uğratmayı veya yarar sağlamayı dilerse, sizin için dilediği bir şeye, kim engel olabilir?" Hayır! Allah, yaptıklarınızdan Haberlidir.
Geride kalan bedeviler, "Mallarımız ve çocuklarımız bizi (sana katılmaktan) alıkoydu; artık Allah'tan bizim için af dile!" diyecekler. Onlar kalplerinde olmayan şeyi dile getiriyorlar. De ki: "Peki, şayet Allah size bir zarar vermeyi veya bir yarar sağlamayı dilemiş olsa, O'nun sizin için takdir ettiği şeye kim engel olabilir? Elbette hiç kimse! Ki zaten Allah yaptıklarınızdan ayrıntısıyla haberdardır.
Bedevilerden, geri bırakılmış olanlar sana şöyle diyecekler: "Bizleri, mallarımız ve ailelerimiz oyaladı. O halde bizim için Allah'tan af dile." Onlar, kalplerinde olmayan şeyi dilleriyle söylüyorlar. De ki: "Allah size bir zarar dilerse, yahut bir yarar murat ederse, O'nun sizin için dilediğine kim engel olabilir?" Doğrusu şu ki, Allah, sizin yaptıklarınızdan haberdardır.
Bedevilerden geride bırakılanlar, sana diyecekler ki: "Bizi mallarımız ve ailelerimiz meşgul etti. Bundan dolayı bizim için mağfiret dile." Onlar, kalplerinde olmayan şeyi dilleriyle söylüyorlar. De ki: "Şimdi Allah, size bir zarar isteyecek ya da bir yarar dileyecek olsa, sizin için Allah'a karşı kim herhangi bir şeyle güç yetirebilir? Hayır, Allah yaptıklarınızı haber alandır."
Bedevilerden (savaştan) geri bırakılanlar yakında sana: "Bizleri mallarımız ve ailelerimiz oyaladı, onun için bize bağışlama dile!" diyeceklerdir. Kalplerinde olmayan şeyi ağızlarıyla söyleyecekler. De ki: "Eğer Allah sizi bir zarara uğratmayı dilerse veya size bir yarar sağlamayı dilerse Allah'a karşı kim birşey yapabilir? Doğrusu Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır."
Geride kalan bedeviler sana: "Mallarımız ve ailelerimiz(e bakma mecburiyeti) bizi (gelmekten) alıkoydu; öyleyse (ey Muhammed,) Allah'tan bizim için mağfiret dile!" diyecekler. (Böylece) onlar kalplerinde olmayan bir şeyi dile getiriyorlar. De ki: "Allah size bir zarar vermek veya yarar sağlamak isterse, kim Allah'ın istediği bir şeyi geri çevirebilir? Hayır, (kimse çeviremez) ama Allah yaptıklarınızdan tamamiyle haberdardır!
Bedevilerin (savaştan) geri bırakılanları sana, "Bizi mallarımız ve ailelerimiz alıkoydu; Allah'tan bizim için af dile" diyecekler. Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler. De ki: "Allah, sizin bir zarara uğramanızı dilerse, yahut bir yarar elde etmenizi dilerse, O'na karşı kimin bir şeye gücü yeter? Hayır, Allah, yaptıklarınızdan haberdardır."
Yakında diyecek sana o a'rabilerden geri bırakılanlar ki: "bizleri mallarımız ve ailelerimiz oyaladı, onun için bize istiğfar ediver!" Kalblerinde olmıyan şey'i ağızlariyle söyliyecekler, de ki şimdi hakkınızda Allahdan kim bir şey'e malik olabilir eğer size bir zarar irade buyurur yahud bir menfeat irade buyurursa? Doğrusu Allah ne yapıyorduğunuza habir bulunuyor
Göçebe Araplardan geri bırakılanlar, sana diyecekler ki: "Mallarımız ve çocuklarımız bizi, (seninle beraber gelmekten) alıkoydu. Bizim için mağfiret dile." Onlar, dilleriyle kalblerinde olmayan bir şeyi söylüyorlar. De ki: "Allah size bir zarar vermek istemiş, yahut size bir yarar vermek istemiş olsa Allah'ın, sizin için dilediğine kim engel olabilir? Hayır, Allah yaptıklarınızı haber almaktadır."
Bedevilerden geride bırakılanlar sana diyecekler ki: "Bizi mallarımız ve ehlimiz (ailelerimiz) meşgul etti. Bundan dolayı bizim için mağfiret dile." Onlar, kalplerinde olmayan şeyi dilleriyle söylüyorlar. De ki: "Şimdi Tanrı, size bir zarar isteyecek ya da bir yarar dileyecek olsa, sizin için Tanrı'ya karşı kim herhangi bir şeyle güç yetirebilir? Hayır, Tanrı yaptıklarınızı haber alandır."
Bedevilerden geri bırakılanlar yakında sana "Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu. Onun için bizim yarlığanmamızı isteyiver" diyecekler. Onlar kalblerinde olmayan şey'i dilleriyle söylerler. Sen de ki: "Allah size bir zarar diler, yahud size bir faide dilerse Allah (ın meşiyyetinden ve kazaasından) her hangi bir şeyle sizi kim men'edebilir? Hayır, Allah yapmakda olduğunuz her şeyden hakkıyle haberdardır".
Bedevilerden geri bırakılanlar sana diyeceklerdir ki: Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu. Allah'tan bizim bağışlanmamızı dile. Kalblerinde olmayanı dilleriyle söylüyorlar. De ki: Allah, size bir zarar gelmesini dilerse veya bir fayda elde etmenizi isterse; O'na karşı kim engel olabilir? Hayır, Allah yaptıklarınızdan haberdar olandır.
Geride kalan bedeviler, sana: -Bizi mallarımız ve ailelerimiz meşgul etti. Bizim için bağışlanma dile diyeceklerdir. Kalblerinde olmayanı dilleri ile söylüyorlar. De ki: Eğer Allah, size bir zarar veya fayda vermek isterse kim sizin için bir şeye sahip olabilir? Oysa hayır, Allah yapmakta olduklarınızdan haberdardır.
(Hudeybiye seferine katılmayıp) kaçak durumda geri kalan bedeviler sana gelip: "Bizi mallarımız ve ailelerimiz oyaladı da ondan katılamadık. Ne olur bizim için Allah'tan af dile!" derler. Onlar aslında, dilleriyle, kalplerinde olmayan şeyler söylerler. De ki: Şimdi hakkınızda Allah bir zarar veya fayda vermek isterse, kim O'na karşı koyup engelleyebilir? Hayır! İş sizin iddia ettiğiniz gibi değil. Allah her şeyden haberdar olduğu gibi sizin gazaya katılamayışınızın gerçek sebebinden de haberdardır.
Bedevilerden geri bırakılanlar: "Bizi mallarımız ve çoluk çocuğumuz meşgul etti; bizim için mağfiret dile" diyecekler.. . Onlar gerçekte, öyle düşünmediklerini dillendiriyorlar! De ki: "Sizde bir zarar açığa çıkarmayı irade ederse ya da sizde bir fayda oluşturmayı irade ederse; kim Allah'ın istediğine karşı koyabilir?". . . Hayır, Allah yaptıklarınızdan (yaratanı olarak) haberdardır.
Araplardan geride kalanlar, 'Paralarımız ve çoluk çocuğumuz bizi alıkoydu, bizim için bağışlanma dile,' diyeceklerdir. Onlar gönüllerindekini değil, dilleriyle söylerler. De ki, 'Sizin için bir zarar veya yarar dilerse ALLAH'ın bu dileğine kim engel olabilir?' Oysa ALLAH tüm yaptıklarınızdan haberdardır.
Araplardan geri bırakılanlar, sana: "Mallarımız ve ailemiz bizim seninle gelmemize engel oldu. Haydi, Allah'tan bağışlanmamızı dile." diyecekler. Onlar, kalplerinde olmayanı dilleri ile söylüyorlar. De ki: "Eğer Allah, size bir zarar veya yarar dilerse, buna kim engel olabilir?" Bilakis, Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.
The Nomads who lagged behind will say to you: "We were preoccupied with our money and our family, so ask forgiveness for us. " They say with their tongues what is not in their hearts. Say: "Who then would possess any power for you against God if He wanted harm to afflict you or if He wanted benefit for you" No, God is fully Aware of everything you do.
Those who were left behind of the desert Arabs will say to thee: “Our possessions and our families engaged us, so ask thou forgiveness for us.” They say with their tongues what is not in their hearts. Say thou: “Who has power for you against God in anything if He intends for you harm or intends for you benefit?” The truth is, God is aware of what you do.
Those Arabs who remained behind will say to you, ‘Our wealth and families kept us occupied, so ask forgiveness for us. ’ They say with their tongues what is not in their hearts. Say: ‘Who can control Allah for you in any way whether He wants harm for you or wants benefit for you?’ Allah is aware of what you do.
The sedentary Arabs who stay behind will say, "We have been preoccupied with our money and our families, so ask forgiveness for us!" They utter with their tongues what is not in their hearts. Say, "Who can protect you from GOD, if He willed any adversity for you, or if He willed any blessing for you?" GOD is fully Cognizant of everything you do.
The Nomads who lagged behind will say to you: "We were preoccupied with our money and our family, so ask forgiveness for us." They say with their tongues what is not in their hearts. Say: "Who then would possess any power for you against God if He wanted harm to afflict you or if He wanted benefit for you?" No, God is fully Aware of everything you do.
The Arabs who lagged behind will say to you: "We were preoccupied with our money and our family, so ask forgiveness for us." They say with their tongues what is not in their hearts. Say, "Who then would possess any power for you against God if He wanted harm to afflict you or if He wanted benefit for you?" No, God is fully Aware of everything you do.