Semud halkına gelince, onlara doğru yolu göstermiştik. Fakat onlar körlüğü doğru yola tercih ettiler. Bunun üzerine, yaptıkları şeyler nedeniyle, alçaltıcı azabın yıldırımı onları yakaladı.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ve emma | gelince | |
2 | semudu | Semud(kavmin)e | |
3 | fehedeynahum | onlara yol gösterdik | هدي |
4 | festehabbu | fakat onlar yeğlediler | حبب |
5 | l-ama | körlüğü | عمي |
6 | ala | ||
7 | l-huda | doğru yolu bulmağa | هدي |
8 | feehazethum | böylece onları yakaladı | اخذ |
9 | saikatu | yıldırımı | صعق |
10 | l-azabi | azab | عذب |
11 | l-huni | alçaltıcı | هون |
12 | bima | yüzünden | |
13 | kanu | oldukları | كون |
14 | yeksibune | yapıyor(lar) | كسب |
Semud kavmine gelince, onlara yol gösterdik, fakat onlar körlüğü, doğru yolu bulmaya tercih ettiler. Böylece yaptıkları yüzünden alçaltıcı azap yıldırımı onları yakaladı.
Semûd'a gelince, onlara doğru yolu göstermiştik ama onlar körlüğü doğru yola tercih etmişlerdi. Böylece yapmakta oldukları kötülükler yüzünden küçük düşürücü azabın yıldırımı onları yakalayıp çarpmıştı.
Semud'a gelince, onlara yolu gösterdik. Ne var ki onlar körlüğü hidayete tercih ettiler. Sonunda, kazandıklarına karşılık, onları alçaltıcı azabın yıldırımı yakaladı.
Semud halkına gelince, onlara doğru yolu göstermiştik. Fakat onlar körlüğü doğru yola tercih ettiler. Bunun üzerine, yaptıkları şeyler nedeniyle, alçaltıcı azabın yıldırımı onları yakaladı.
Semud halkına da doğru yolu gösterdik ama onlar doğruyu değil, körlüğü tercih edince yaptıklarına karşılık gökten gelen alçaltıcı bir azaba çarpıldılar.
Ve Semud'a gelince; onlara da doğru yolu gösterdik. Yine de körlüğü doğru yola yeğlediler. Sonunda, yaptıklarına karşılık, alçaltıcı ceza yıldırımı onları yakaladı.
Semud kavmine gelince... Nitekim Biz onlara da yol göstermiştik, fakat onlar doğru yolu görmektense körlüğü tercih ettiler: Sonuçta yapa geldikleri şeylere karşılık, onları onur kırıcı azabın yıldırımı çarptı.
Semud'a gelince, biz onlara kılavuzluk ettik ama onlar körlüğü hidayete tercih ettiler. Bunun üzerine, kazandıkları yüzünden, alçaltıcı azabın yıldırımı onları yakaladı.
Semud'a gelince; Biz onlara doğru yolu gösterdik, fakat onlar körlüğü hidayete tercih ettiler. Böylece kazandıkları şeyler yüzünden onları alçaltıcı azabın yıldırımı yakalayıverdi.
Semud'a gelince, Biz onlara yolu gösterdik de onlar, hidayete karşı körlüğü sevmek istediler, derken yaptıkları yüzünden kendilerini o hor azap yıldırımı alıverdi.
Semud (kavmine) gelince, onlara doğru yolu gösterdik, ama onlar körlüğü doğru yola tercih ettiler. Ve böylece, yaptıkları (kötülükler)in bir karşılığı olarak onların üzerine alçaltıcı bir azap yıldırımı düştü.
Semud kavmine gelince, biz onlara doğru yolu göstermiştik. Ama onlar körlüğü hidayete tercih etmişler ve yaptıklarına karşılık, alçaltıcı azap yıldırımı onları çarpmıştı.
Semude gelince; biz onlara yolu gösterdik de onlar hidayete karşı körlüğü sevmek istediler, derken ve kendilerini kesibleri sebebiyle o hor azab saıkası alıverdi
Semud (kavmin)e gelince onlara yol gösterdik fakat onlar, körlüğü doğru yolu bulmağa yeğlediler. Böylece yaptıkları yüzünden alçaltıcı azab yıldırımı onları yakaladı.
Semud'a gelince; biz onlara doğru yolu gösterdik, fakat onlar körlüğü hidayete tercih ettiler. Böylece kazandıkları şeyler yüzünden onları alçaltıcı azabın yıldırımı yakalayıverdi.
Semuuda gelince: Biz onlara da doğru yolu gösterdik. Amma onlar körlüğü hidayete tercih etdiler. Onun için kendilerini, kazanageldikleri (şirk ve meaasi) yüzünden, o horlayıcı azab yıldırımı tutuverdi.
Semud'a gelince; onlara hidayeti göstermiştik, ama onlar körlüğü hidayete tercih ettiler ve yaptıkları yüzünden onları horlayıcı azabın yıldırımı çarptı.
Semud'a gelince, onlara doğru yolu göstermiştik. Onlar ise körlüğü kılavuza tercih ettiler. Bu sebeple onları, yaptıklarına karşılık zelil edici bir azabın sarsıntısı tutmuştu.
Semud halkına gelince, Biz onlara da doğru yolu gösterdik fakat onlar körlüğü hidayete tercih ettiler. Derken işledikleri işler sebebiyle alçaltıcı bir azap yıldırımı onları alıverdi.
Semud'a (Salih'in halkına) gelince, biz onlara hidayet ettik de onlar amalığı (körlüğü) sevip, hüdaya (hakikate) tercih ettiler.. . Bu halleri yüzünden kazandıkları ile horlayıcı - alçaltıcı azabın yıldırımı kendilerini yakaladı.
Semud'a gelince, onlara yolu gösterdik. Ne var ki onlar körlüğü hidayete tercih ettiler. Sonunda, kazandıklarına karşılık, onları alçaltıcı azabın yıldırımı yakaladı.
Semud kavmine gelince, onlara doğru yolu göstermiştik. Fakat onlar körlüğü doğru yola tercih ettiler. Bunun üzerine, yaptıkları şeyler nedeniyle, alçaltıcı azabın yıldırımı onları yakaladı.
And as for Thamud, We provided them with guidance, but they preferred blindness over guidance. Consequently, the blast of humiliating retribution annihilated them, because of what they earned.
And as for Thamūd: We guided them, but they preferred blindness over guidance, so the thunderbolt of the punishment of humiliation seized them for what they earned.
As for Thamud, We guided them, but they preferred blindness to guidance. So the lightning-bolt of the punishment of humiliation seized them on account of what they earned.
As for Thamoud, we provided them with guidance, but they preferred blindness over guidance. Consequently, the disastrous and shameful retribution annihilated them, because of what they earned.
And as for Thamud, We gave them the guidance, but they preferred blindness over guidance. Consequently, the blast of humiliating retribution annihilated them, because of what they earned.
As for Thamud, We provided them with guidance, but they preferred blindness over guidance. Consequently, the blast of humiliating retribution annihilated them, because of what they earned.