Eğer gerçekten Mü'minseniz, size ne oluyor da Resul sizi Rabb'inize güvenmeye çağırdığı halde, Allah'a güvenmiyorsunuz? Oysa sizden kesin söz almıştı.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ve ma | ve ne? | |
2 | lekum | oluyor size | |
3 | la | ||
4 | tu'minune | güvenmiyorsunuz | امن |
5 | billahi | Allah'a | |
6 | verrasulu | ve elçi | رسل |
7 | yed'ukum | sizi çağırdığı (halde) | دعو |
8 | litu'minu | inanmağa | امن |
9 | birabbikum | Rabbinize | ربب |
10 | ve kad | ve muhakkak | |
11 | ehaze | aldığı (halde) | اخذ |
12 | misakakum | sizin sağlam sözünüzü | وثق |
13 | in | eğer | |
14 | kuntum | iseniz | كون |
15 | mu'minine | inananlar | امن |
Size ne oluyor ki Allah'a inanmıyorsunuz? Oysa Peygamber sizi Rabbinize inanmaya çağırıyor. Allah da önceden sizden söz almıştı. İnanacaksanız şimdi inanınız!
Elçi sizi Rabbinize inanıp güvenmeye çağırdığı hâlde niçin Allah'a inanıp güvenmiyorsunuz? İnanıyorsanız o, sizden kesin bir söz de almıştı.
Efendinizi onaylamanız için elçi sizi çağırdığı halde size ne oluyor ki hala ALLAH'ı onaylamıyorsunuz? Hem O, sizden söz almıştı, eğer gerçeği onaylıyor iseniz.
Eğer gerçekten Mü'minseniz, size ne oluyor da Resul sizi Rabb'inize güvenmeye çağırdığı halde, Allah'a güvenmiyorsunuz? Oysa sizden kesin söz almıştı.
Sizin neyiniz var ki Allah'a ve elçisine güvenmiyorsunuz? Oysa o, sizden kesin söz almış olan Rabbinize güvenmeye çağırıyor. Söz verirken güvendiyseniz şimdi de güvenin.
Size ne oluyor ki, elçi, Efendinize inanmaya çağırmasına karşın, Allah'a inanmıyorsunuz? Üstelik sizden kesin söz almıştı; eğer inanıyorsanız?
Neden siz Allah'a inanınp güvenmeyesiniz; üstelik Rasul sizi Rabbinize inanıp güvenmeye çağırdığı, O da sizden söz almış olduğu halde? Tabi ki eğer inanmaya (gönüllü) iseniz?
İman sahipleri iseniz size ne oluyor da Allah'a güvenmiyorsunuz? Oysaki Resul sizi Rabbinize inanmaya çağırıyor, sizden kuvvetli bir söz de almıştır.
Size ne oluyor ki, elçi sizi Rabbinize iman etmeye çağırıp dururken Allah'a iman etmiyorsunuz? Oysa O, sizden kesin bir söz almıştı. Eğer mü'min iseniz (inanıp sözünüzü gerçekleştirin).
Ne diye Allah'a iman etmiyorsunuz ki, peygamber sizi Rabbinize iman edesiniz diye davet edip duruyor?! Oysa sizden kesin söz de almıştı; eğer gerçek müminler olacaksanız.
Elçi, sizi Rabbiniz (olan Allah)a inanmaya çağırdığı ve O sizden bir taahhüt almış bulunduğu halde neden Allah'a inanmazsınız? (Herhangi bir şeye) inanabildiğiniz halde (O'na neden inanmıyorsunuz)?
Peygamber, sizi, Rabbinize iman etmeniz için davet edip dururken size ne oluyor da Allah'a iman etmiyorsunuz? Halbuki (Allah ezelde) sizden sağlam bir söz de almıştı. Eğer inanacak kimselerseniz (bu çağrıya uyun).
Hem neye iyman etmiyesiniz Allaha ki Peygamber sizi Rabbınıza iyman edesiniz diye da'vet edip duruyor, hal bu ise misakınızı da aldı? Gerçek mü'min olacaksanız?
Elçi sizi Rabbinize inanmağa (güvenmeğe) çağırdığı ve (bu konuda) sizden sağlam söz almış olduğu halde inananlar iseniz neden Allah'a güvenmiyorsunuz?
Size ne oluyor ki, elçi sizi rabbinize inanmaya çağırıp dururken Tanrı'ya inanmıyorsunuz? Oysa O, sizden kesin bir söz almıştı. Eğer inançlı iseniz (inanıp sözünüzü gerçekleştirin).
Peygamber, Rabbinize iman etmeniz için sizi da'vet edib dururken, size ne oluyor ki Allaha iman etmiyorsunuz? Halbuki O, sizden kat'i te'minat da almışdı. Eğer Ona iman edeceklerseniz (hemen buna koşun).
Peygamber; sizi Rabbınıza iman etmeye çağırdığı halde, niçin Allah'a inanmıyorsunuz? Halbuki O, sizden kesin söz almıştı. Eğer inanacaklardan iseniz.
Ne diye Allah'a ve peygamberine inanmıyorsunuz? O, sizi Rabbinize inanmaya çağırıyor. Eğer, iman ettiyseniz, o sizden kesin söz almıştı.
Size ne oluyor ki, Resulullah da sizi Rabbinize iman etmeye çağırdığı halde, Allah'a inanmıyorsunuz. Oysa Allah sizden bu hususta kesin söz almıştı, eğer imana gelecekseniz bu yeter.
Esma'sıyla hakikatiniz olan Allah'a niçin iman etmiyorsunuz? Rasul, Esma'sıyla sizi yoktan var kılan Rabbinize iman etmeniz için davet ederken ve üstelik de sizin misakınızı almışken! Eğer iman edenlerseniz!
Rabbinize inanmanız için elçi sizi çağırdığı halde size ne oluyor ki hala ALLAH'a inanmıyorsunuz? Hem O, sizden söz almıştı, eğer inanıyor iseniz.
Eğer inanıyorsanız, size ne oluyor da Rasul sizi Rabb'inize güvenmeye çağırdığı halde, Allah'a güvenmiyorsunuz? Oysa sizden kesin söz almıştı.
Why should you not believe in God when the messenger is inviting you to believe in your Lord And He has already taken a pledge from you, if you are believers.
And why should you not believe in God, when the Messenger is calling you to believe in your Lord, and He has taken your agreement, if you be believers?
And what is the matter with you with you that you do not have iman in Allah, when the Messenger calls you to have iman in your Lord, and He has made a covenant with you if you are muminun?
Why should you not believe in GOD when the messenger is inviting you to believe in your Lord? He has taken a pledge from you, if you are believers.
Why should you not believe in God when the messenger is inviting you to believe in your Lord? And He has already taken a covenant from you, if you are believers.
Why should you not acknowledge God when the messenger is inviting you to acknowledge your Lord? He has already taken a pledge from you, if you are those who acknowledge.