Onu sizin için bir öğüt yapalım, duyan kulaklar onu duysun diye.
Onu sizin için öğüt yapalım ve belleyici kulaklar onu bellesin diye.
(Gerçeği) hatırlatma (vesilesi) yapalım ve kavrayan kulak(ların sahipleri) onu iyice kavrasın diye onları size (anlattık).*
Ki o size bir ders olsun ve dinleyen kulaklar anlasın.
Onu sizin için bir öğüt yapalım, duyan kulaklar onu duysun diye.
Bunu, aklınızdan çıkarmayacağınız bir bilgi ve kulağınıza küpe olsun diye yaptık.
Onu size bir uyarı yapalım ve duyan kulaklar onu kavrasın diye.
Onu, size bir ibret vesikası kılmak için, dahası işittiğini anlayan her kulak (sahibinin işin özünü) kavraması için (aktardık).
Ki onu size bir hatırlatıcı/düşündürücü yapalım ve kavrayabilen kulak kavrasın.
Öyle ki, onu sizlere bir ibret (hatırlatma ve öğüt) kılalım. 'Gerçeği belleyip kavrayabilen' kullar da onu belleyip kavrasın.'
Onu sizlere bir ibret yapalım ve belleyici kulaklar bellesin diye.
ki bütün bunları size (kesintisiz) bir uyarı haline getirelim ve her uyanık ve duyarlı kulak onu bilinçle algılayabilsin.
(11-12) Şüphesiz, (Nuh zamanında) su bastığı vakit, sizi gemide biz taşıdık ki, bu olayı sizin için bir uyarı yapalım ve belleyecek kulaklar da onu bellesin.
Onu sizlere bir anid yapalım ve belleyici kulaklar bellesin diye
Ki onu size bir ibret yapalım ve belleyen kulak(lar) onu bellesin.
Öyle ki, onu sizlere bir ibret (hatırlatma ve öğüt) kılalım. 'Gerçeği belleyip kavrayabilen' kullar da onu 'belleyip kavrasın'.
Onu sizin için bir öğüt ve ibret yapalım, onu belleyen kulaklar da bellesin diye.
Ki bunu sizin için bir öğüt ve ibret yapalım. Ve anlayışlı kulaklar anlasın diye.
Bunu sizin için bir öğüt/uyarı kılalım ve anlayışlı kulaklar duysun diye...
(11-12) Unutmayın ki Nuh zamanında, sular taştığı vakit, sizi (varlığınıza vesile olan atalarınızı) emniyetli gemide Biz taşımıştık! Onu sizin için hem bir ibret vesilesi kılalım, hem de can kulağı ile dinleyip ders alanlar iyice bellesinler diye böyle yapmıştık.
Onu, sizin için bir hatırlatma ve iyi algılayan kulak da onu iyi kavrasın diye (naklettik)!
Ki o size bir ders olsun ve dinleyen kulaklar anlasın.
Onu sizin için bir öğüt yapalım, duyan kulaklar onu duysun diye.
That We would make it as a reminder for you, and so that any listening ear may understand.
That We might make it a reminder for you, and that a conscious ear might be conscious of it.
to make it a reminder for you and something to be retained by retentive ears.
We rendered it a lesson for you, that any listening ear may understand.
That We would make it as a reminder for you, and so that any listening ear may understand.
That We would make it as a reminder for you, and so that any listening ear may understand.