"Vay başıma gelene! Ben bir koca karı, kocam da bir ihtiyar olduğumuz halde, doğuracak mıyım? Doğrusu bu çok hayret edilecek bir şey!" dedi.
Hanımı,"Olacak şey değil! Ben bir kocakarı, bu kocam da bir ihtiyar iken çocuk mu doğuracağım? Bu, gerçekten şaşılacak bir şey!" dedi.
(Sâre) "Aa, vay başıma gelenler! Ben bir yaşlı, bu kocam da bir ihtiyarken çocuk mu doğuracağım? Şüphesiz ki bu şaşılacak bir şey!" demişti.*
"Vay başıma gelenler!" dedi, "Ben bir yaşlı kadın ve kocam da ihtiyar bir adam iken çocuk mu doğuracağım? Bu çok garip bir şey!"
"Vay başıma gelene! Ben bir koca karı, kocam da bir ihtiyar olduğumuz halde, doğuracak mıyım? Doğrusu bu çok hayret edilecek bir şey!" dedi.
"Vay başıma gelenler!" dedi. "Doğum mu yapacağım?" Ben gücünü kaybetmiş bir kadınım; bu da kocam, iyice yaşlanmış! Bu gerçekten tuhaf bir şey!"
"Vay başım!" dedi; "Ben yaşlı bir kadın, kocam da yaşlıyken doğuracak mıyım? Aslında, gerçekten şaşılacak bir şey bu!"
"Ah benim dertli başım! Ben yaşlı bir kadın şu kocam da bir piri fani olduğu halde, ben çocuk doğuracağım ha? Bu gerçekten de çok garip bir şey!" dedi.
"Vay başıma, dedi. Doğuracak mıyım ben? Kendim bir kocakarı, kocam bir ihtiyar. Gerçekten şaşılacak şey bu."
"Vay bana" dedi (kadın). "Ben kocamış bir kadın iken ve şu kocam da bir ihtiyar iken doğuracak mıyım? Gerçekten bu, şaşırtıcı bir şey!.."
Vay dedi zevcesi, "Ben bir kocakarı, kocam da bir ihtiyar iken doğurabilir miyim? Gerçekten bu çok şaşılacak bir şey !
"Vah bana!" dedi, "Ben yaşlı bir kadın, kocam da yaşlı bir adam iken, hala çocuk mu doğuracağım? Doğrusu, yadırganacak bir şey bu!"
Karısı, "Vay başıma gelenler! Ben bir kocakarı ve bu kocam da bir ihtiyar iken çocuk mu doğuracağım? Gerçekten bu, çok şaşılacak bir şey!" dedi.
Vay, dedi, doğuracak mıyım? Ben bir acuz, kocam da bu bir pir iken, her halde bu çok acib bir şey
"Vay, dedi, ben bir kocakarı, bu kocam da bir pir iken doğuracak mıyım? Bu, cidden şaşılacak bir şey!"
"Vay bana" dedi (kadın). "Ben kocamış bir kadın iken ve şu kocam da bir ihtiyar iken doğuracak mıyım? Gerçekten bu, şaşırtıcı bir şey!.."
"(Kadın) vay, dedi, kendim bir koca karı, şu zevcim de bir ihtiyar iken ben mi doğuracak mışım? Bu, cidden pek şaşılacak bir şey"!
Vay başıma gelenler, ben mi doğuracağım? Ben kocamış biri, şu erim de bir ihtiyar iken. Doğrusu bu, şaşılacak bir şey, dedi.
-Vay başıma gelenler, Ben ihtiyar bir kadınım, kocam da yaşlı olduğu halde nasıl doğurabilirim? Bu şaşılacak bir şey! dedi.
İbrahim'in hanımı: "Ay! dedi, ben bir kocakarı, kocam da bir pir iken ben mi doğuracağım! Doğrusu bu çok şaşılacak bir şey!"
(İbrahim'in karısı) dedi ki: "Vay bana! Ben bir yaşlı (adetten kesilmiş) kadın ve şu kocam da ihtiyar iken doğuracak mıyım? Muhakkak ki bu şaşılacak bir şeydir!"
'Vay başıma gelenler,' dedi, 'Ben bir yaşlı kadın ve kocam da ihtiyar bir adam iken çocuk mu doğuracağım? Bu çok garip bir şey!'
"Vay başıma gelene! Ben bir koca karı, kocam da bir ihtiyar olduğumuz halde, doğuracak mıyım? Doğrusu bu çok hayret edilecek bir şey!" dedi.
She said: "O my!, how can I give birth while I am an old woman, and here is my husband an old man This is indeed a strange thing!"
She said: “Oh, woe is me! Shall I bear a child when I am an old woman and this, my husband, an old man? This is an amazing thing!”
She said, ‘Woe is me! How can I give birth when I am an old woman and my husband here is an aged man? This is indeed an astonishing thing!’
She said, "Woe to me, how could I bear a child at my age, and here is my husband, an old man? This is really strange!"
She said: "O my! Shall I give birth when I am an old woman, and here is my husband an old man? This is indeed a strange thing!"
She said, "O my! how can I give birth while I am an old woman, and here is my husband an old man? This is indeed a strange thing!"