Hepsi, Allah'ın huzuruna çıkacaklar. Güçsüz olan kimseler, büyüklük taslayanlara: "Gerçekten biz size uyan kimselerdik. Şimdi siz, Allah'ın azabından herhangi bir şeyi bizden savabilir misiniz?" diyecekler. Onlar: "Eğer Allah bize bir yol gösterseydi biz de kesinlikle size yol göstericiler olurduk. Sabretsek de sabretmesek de bizim için birdir. Bizim için kaçacak bir yer yoktur." dediler.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ve berazu | ve göründüler | برز |
2 | lillahi | Allah'ın huzurunda | |
3 | cemian | hepsi | جمع |
4 | fekale | dediler ki | قول |
5 | d-duafa'u | zayıflar | ضعف |
6 | lillezine | kimselere | |
7 | stekberu | büyüklük taslayan(lara) | كبر |
8 | inna | şüphesiz biz | |
9 | kunna | idik | كون |
10 | lekum | size | |
11 | tebean | tabi | تبع |
12 | fehel | misiniz? | |
13 | entum | siz | |
14 | mugnune | savabilir | غني |
15 | anna | bizden | |
16 | min | -ndan | |
17 | azabi | azabı- | عذب |
18 | llahi | Allah'ın | |
19 | min | (en ufak) | |
20 | şey'in | bir şey | شيا |
21 | kalu | dediler ki | قول |
22 | lev | eğer | |
23 | hedana | bize yol gösterseydi | هدي |
24 | llahu | Allah | |
25 | lehedeynakum | biz de size yol gösterirdik | هدي |
26 | seva'un | artık birdir | سوي |
27 | aleyna | bize | |
28 | ecezia'na | sızlansak da | جزع |
29 | em | ya da | |
30 | saberna | sabretsek de | صبر |
31 | ma | yoktur | |
32 | lena | bize | |
33 | min | hiç | |
34 | mehisin | kaçıp sığınacak bir yer | حيص |
Hepsi toplu halde Allah'ın huzuruna çıkacaklar. Ezilip horlananlar, büyüklük taslayanlara diyecekler ki: "Biz size uyduk. Şimdi siz bizden, Allah'ın azabından herhangi bir şey savabilir misiniz?" Büyüklük taslayanlar diyecekler ki: "Allah bize yol gösterseydi, biz de size yol gösterirdik. Artık şimdi sızlansak da sabretsek de bizim için birdir, kaçıp sığınacak bir yerimiz yoktur!"
(Kıyamet gününde) hepsi Allah'ın huzuruna çıkmış (olacak) ve zayıf olanlar kibirlenenlere diyecekler ki: "Şüphesiz ki biz size uymuştuk. Şimdi siz Allah'ın azabından herhangi bir şeyi bizden savabilir misiniz?" Onlar da şöyle diyeceklerdir: "Allah bizi doğru yola ulaştırsaydı biz de sizi doğru yola ulaştırırdık. Şimdi sızlansak da sabretsek de birdir. Artık bizim için hiçbir sığınak yoktur."
Hepsi ALLAH'ın huzuruna durduklarında. Zayıflar, büyüklük taslamış olanlara: "Biz sizin izleyicileriniz idik. Bizi ALLAH'ın azabından bir parça kurtarabilir misiniz?" dediler. Onlar da: "ALLAH bize bir yol gösterseydi biz de size gösterirdik. Artık sızlansak da dayansak da bizim için birdir, kaçıp kurtulacak bir yerimiz yok."
Hepsi, Allah'ın huzuruna çıkacaklar. Güçsüz olan kimseler, büyüklük taslayanlara: "Gerçekten biz size uyan kimselerdik. Şimdi siz, Allah'ın azabından herhangi bir şeyi bizden savabilir misiniz?" diyecekler. Onlar: "Eğer Allah bize bir yol gösterseydi biz de kesinlikle size yol göstericiler olurduk. Sabretsek de sabretmesek de bizim için birdir. Bizim için kaçacak bir yer yoktur." dediler.
Ahirette hepsi Allah'ın huzuruna çıkarılır. Zayıflar, kendini güçlü görenlere derler ki "Biz size uyan kimselerdik. Allah'ın herhangi bir azabındanbizi kurtarabilirsiniz değil mi?" Onlar şöyle derler: "Allah bizi yola getirseydi biz de sizi yola getirirdik. Artık sızlansak da bir, katlansak da... Bizim için de kurtuluş yoktur."
Ve tümü, Allah'ın karşısına çıkacaktır. Güçsüz olanlar, büyüklük taslayanlara, şöyle diyecekler: "Aslında, size uymuştuk. Şimdi, Allah'ın cezasını, bir parça bizden uzaklaştırabilir misiniz?" Diyecekler ki: "Allah, bizi doğru yola eriştirseydi, kesinlikle, biz de sizi doğru yola eriştirirdik. Şimdi yakınsak da katlansak da değişmez; bizim için kaçacak yer yok!"
Derken, (hesap günü) toptan Allah'ın huzuruna çıkmışlardır. Ve altta kalan zayıflar büyüklük taslayanlara diyecekler ki: "Sahiden biz zamanında size uymuştuk; şimdi siz Allah'ın azabından bir şeyi bizden savabilecek durumda mısınız?" Onlar cevap verecekler: "Eğer Allah bize bir yol gösterseydi, biz de size kılavuzluk ederdik; inleyip sızlasak da (başımıza gelene) sabretsek de, bizim için hepsi bir: artık bizim sığınacak bir yerimiz yok!"
Hepsi toplu halde, Allah'ın huzuruna çıkmış olacaklar. Ezilip horlananlar, büyüklük taslayanlara diyecekler ki: "Biz sizin birer uydunuzduk. Şimdi siz Allah'ın azabından bir kısmını bizden uzaklaştırabilir misiniz?" Cevap verecekler: "Allah bize kılavuzluk etseydi elbette biz de size kılavuzluk ederdik. Şimdi inleyip feryat etsek de sabretsek de bir. Sığınacak hiçbir yerimiz yok."
Onların tümü toplanıp (kıyamette) Allah'ın huzuruna çıktılar da zayıflar (müstaz'aflar) büyüklük taslayanlara (müstekbirlere) dedi ki: "Şüphesiz, biz size tabi idik; şimdi siz, bizden Allah'ın azabından herhangi bir şeyi önleyebiliyor musunuz?" Dediler ki: "Eğer Allah bize doğru yolu gösterseydi biz de sizlere doğru yolu gösterirdik. Şimdi yakınsak da, sabretsek de farketmez, bizim için kaçacak bir yer yoktur."
Bir de hepsi toplanarak Allah'ın huzuruna çıkarılacaktır; zayıflar büyüklük taslayanlara şöyle diyecekler: "Bizler sizlere uymuştuk; şimdi siz, Allah'ın azabından zerrece bir şeyi bizden savabilir misiniz?" "Allah bize hidayet etseydi, ebette sizi hidayete erdirirdik. şimdi bizler sızlansak da sabretsek de farketmez; bizim için kurtuluş yoktur!" diyeceklerdir.
Ve (o Yargı Günü'nde insanların) hepsi Allah'ın huzuruna çıkacaklar; işte o zaman, zayıf olanlar bir vakitler büyüklük taslamış olanlara: "Bakın, bizler sizin izleyicilerinizdik" diyecekler, "o halde şimdi bizden Allah'ın azabını biraz olsun savabilecek güçte misiniz?" (Ötekiler buna şöyle) cevap verecekler: "Eğer Allah bize (kurtuluş) yolu(nu) gösterirse, şüphesiz, biz sizi de peşimizden sürükleriz; fakat, görebildiğimiz kadarıyla, şimdi artık sızlansak da, (hak ettiğimiz azaba) katlansak da, hepsi bir: bizim için artık kurtuluş yok!"
İnsanların hepsi Allah'ın huzuruna çıkacak ve güçsüzler büyüklük taslayanlara diyecek ki: "Şüphesiz bizler size uymuştuk; şimdi siz az bir şey olsun, Allah'ın azabından bizi koruyabilecek misiniz?" Onlar da, "Eğer Allah bizi doğru yola eriştirseydi, biz de sizi doğru yola eriştirirdik. Şimdi sızlansak da, sabretsek de bizim için birdir. Artık bizim için hiçbir kurtuluş yoktur" derler.
Bir de hepsi toplanarak Allahın huzuruna çıkmışlardır, zuafa kısmı büyüklük taslıyanlara, şöyle demektedirler: bizler sizlere tabi' idik, şimdi siz, bizden Allahın azabından zerrece bir şey def' edebiliyor musunuz? Eğer, demişlerdir: Allah bize hidayet verse idi elbette sizi hidayeti erdirirdik, şimdi bizler sızlansak da sabretsek de müsavidir, bizim için kurtuluş yok
Hepsi Allah'ın huzurunda göründüler. Zayıflar, büyüklük taslayan(önder)ler(in)e: "Biz size tabi idik. Şimdi siz, bizden Allah'ın azabından (en ufak) bir şey savabilir misiniz?" dediler. (Büyüklük taslayanlar kendilerini ma'zur göstermek için: "Ne yapalım?") dediler: "Allah bize yol gösterseydi, biz de size yol gösterirdik. Artık biz sızlansak da, sabretsek de birdir; kaçıp sığınacak bir yerimiz yoktur!"
Onların tümü toplanıp (kıyamette) Tanrı'nın huzuruna çıktılar da zayıflar (müstaz'aflar) büyüklük taslayanlara (müstekbirlere) dedi ki: "Şüphesiz, biz size tabi idik; şimdi siz, bizden Tanrı'nın azabından herhangi bir şeyi önleyebiliyor musunuz?" Dediler ki: "Eğer Tanrı bize doğru yolu gösterseydi biz de sizlere doğru yolu gösterirdik. Şimdi yakınsak da, sabretsek de farketmez, bizim için kaçacak bir yer yoktur."
Hepsi toplanıb Allahın huzuruna çıkarlar da zaifler o büyüklük taslayanlara: "Siz sizin tebeanız (aveneniz) dik. Şimdi siz Allahın azabından (cüz'i) bir şey'i olsun bizden uzaklaşdırıb def edebiliyor musunuz?" derler. Onlar da: "Eğer, derler, Allah bize hidayet verseydi biz de size elbette doğru bir yol gösterirdik. Şimdi bizler sızlansak da, katlansak da birdir. Bizim için sığınacak hiç bir yer yokdur".
Onların hepsi; Allah'ın huzuruna toplanıp çıkarlar. Zayıflar büyüklük taslayanlara: Doğrusu biz; size uymuştuk. Allah'ın azabından bizi koruyabilecek misiniz? derler. Onlar da: Allah, bizi doğru yola eriştirseydi; biz de sizi eriştirirdik. Şu halde artık sızlansak da katlansak da birdir. Bizim için kaçıp sığınacak bir yer yoktur, derler.
Hepsi Allah'ın huzuruna çıkarlar; güçsüzler, büyüklük taslayanlara: -Biz size uymuştuk, Allah'ın azabından bizi koruyabilir misiniz? derler. Onlar da: -Allah bizi doğru yola eriştirseydi biz de sizi eriştirirdik. Artık sızlansak da sabretsek de birdir, çünkü kaçacak yerimiz yok, derler.
Bir de bakarsın kıyamet gününde hepsi toplanarak Allah'ın huzuruna çıkmışlar. Zayıflar büyüklük taslayanlara: "Biz," diyecekler, "Sizlere tabi idik. Şimdi siz, bize fayda sağlayıp da Allah'ın azabından azcık bir şey uzaklaştırabiliyor musunuz?"Büyüklük taslayanlar şöyle cevap verecekler: "Ne yapalım? Allah bize yol gösterseydi biz de size gösterirdik.Şimdi biz sabretsek de, sızlansak da sonuç değişmez. Anlaşıldı: Bizim kaçıp sığınacağımız bir yer yok!"
Hepsi Allah için, her yönleriyle, topluca ortadadırlar! Zayıflar, büyüklük taslayanlara: "Gerçekten biz, size tabi olanlar idik.. . (Şimdi) Allah'ın azabından bir şeyi bizden savabilir misiniz?". . . (Büyüklenenler) dediler ki: "Eğer Allah bize hidayet etseydi, elbette biz de size hidayet ederdik. . . (Şimdi) sızlanıp feryat etsek de yahut sabretsek de bize eşittir. . . (Zira) bizim kaçış yerimiz yoktur. "
Hepsi ALLAH'ın huzuruna durduklarında. Zayıflar, büyüklük taslamış olanlara: 'Biz sizin izleyicileriniz idik. Bizi ALLAH'ın azabından bir parça kurtarabilir misiniz,' dediler. Onlar da: 'ALLAH bize bir yol gösterseydi biz de size gösterirdik. Artık sızlansak da dayansak da bizim için birdir, kaçıp kurtulacak bir yerimiz yok.'
Hepsi, Allah'ın huzuruna çıkacaklar. Güçsüz olan kimseler, büyüklük taslayanlara: "Gerçekten biz size uyan kimselerdik. Şimdi siz, Allah'ın azabından herhangi bir şeyi bizden savabilir misiniz?" diyecekler. Onlar: "Eğer Allah bize bir yol gösterseydi biz de kesinlikle size yol göstericiler olurduk. Sabretsek de sabretmesek de bizim için birdir. Bizim için kaçacak bir yer yoktur." dediler.
And they appeared before God, all of them. And the weak ones said to those who were arrogant: "We were following you, so will you avail us anything from God's retribution" They said: "If God had guided us, then we would have guided you. It makes no difference if we cry out or are patient, for we have no refuge."
And they will emerge before God all together; and the weak will say to those who had waxed proud: “We were your followers; can you avail us something against the punishment of God?” They will say: “Had God guided us, we would have guided you; it is the same for us whether we be distressed or patient: we have no place of refuge.”
They will all parade before Allah and the weak will say to those who were arrogant, ‘We followed you, so can you help us at all against the punishment of Allah?’ They will say, ‘If Allah had guided us, we would have guided you. It makes no difference whether we cannot stand it or bear it patiently. We have no way of escape.’
When they all stand before GOD, the followers will say to the leaders, "We used to follow you. Can you spare us even a little bit of GOD's retribution?" They will say, "Had GOD guided us, we would have guided you. Now it is too late, whether we grieve or resort to patience, there is no exit for us."
Andthey appeared before God, all of them. And the weak ones said to those who were arrogant: "We were following you, so will you avail us anything from the retribution of God?" They said: "If God had guided us, then we would have guided you. It makes no difference if we cry out or are patient, for we have no refuge."
They all appeared before God. The weak ones said to those who were arrogant: "We were following you, so will you avail us anything from God's retribution?" They said, "If God had guided us, then we would have guided you. It makes no difference if we rage or endure, for we have no refuge."