"Doğurmamış, doğurulmamıştır."
- O, doğurmamış ve doğurulmamıştır. Hiçbir şey O'na denk değildir.
Doğurtmamıştır (kimsenin babası değildir)* ve doğurulmamıştır (kimsenin çocuğu da değildir).
"Doğurmamıştır, doğurulmamıştır."
"Doğurmamış, doğurulmamıştır."
Çocuğu yoktur, kimsenin evladı da değildir.
"Doğurmamış ve doğurulmamıştır!"*
O doğurtmamıştır ve doğurulmamıştır.
Ne doğurmuştur O, ne doğurulmuştur!
O, doğurmamıştır ve doğurulmamıştır.
Doğurmadı ve doğurulmadı.
O doğurmamıştır, doğurulmamıştır;
O'ndan çocuk olmamıştır (Kimsenin babası değildir). Kendisi de doğmamıştır (kimsenin çocuğu değildir)."
Doğurmadı ve doğurulmadı
Kendisi doğurmamıştır ve doğurulmamıştır.
O, doğurmamıştır ve doğurulmamıştır.
Doğurmamışdır, doğurulmamışdır O.
Doğurmamış ve doğurulmamıştır.
Baba olmamıştır ve doğmamıştır.
Ne doğurdu, ne de doğuruldu.
"Doğurmamış ve doğurulmamıştır; (kendisinden varolmuş meydana gelmiş ikinci bir yapı yoktur ve kendisini var eden de yoktur)"
'Doğurmamıştır, doğurulmamıştır.'
Doğurmamış, doğurulmamıştır.
"He does not beget, nor was He begotten,"
“He neither begets, nor is He begotten,
He has not given birth and was not born.
"Never did He beget. Nor was He begotten.
"He does not beget, nor was He begotten,"
"Never did He beget, nor was He begotten,"