Nereye baksan orada nimetler, büyük bir mülk ve saltanat görürsün.
Orada nereye bakarsan, nimet ve büyük bir saltanat görürsün.
(Cennette) her nereye bakarsan, (pek çok) nimet ve büyük bir otorite görürsün.
Nereye baksan nimetler ve büyük bir yönetim görürsün.
Nereye baksan orada nimetler, büyük bir mülk ve saltanat görürsün.
Orayı gördüğünde nimetleri ve büyük bir saltanatı da görmüş olursun.
Zaten nereye baksan, nimetler ve büyük bir yönetim görürsün.
Nereden bakacak olsan, sınırsız bir nimet deryası ve görkemli bir iktidar göreceksin.
Oraya baktığında, nereye göz atsan büyük bir nimet, büyük bir mülk ve yönetim görürsün.
Her nereye baksan, bir nimet ve büyük bir mülk görürsün.
Gördüğün zaman orada bol bir nimet ve büyük bir saltanat görürsün.
ve (nereye) baksan, (yalnız) kutsanmışlık ve aşkın bir düzen göreceksin.
Orada, görünce (sonsuz) nimetler ve büyük bir mülk (hükümranlık) görürsün.
Ve gördüğün zaman orada bir na'im ve pek büyük bir mülk görürsün
Orada nereye baksan, bir ni'met ve büyük bir mülk görürsün.
Her nereye baksan, bir nimet ve büyük bir mülk görürsün.
Orada herhangi bir yeri gördüğün zaman (büyük) bir ni'met, bol bir (ihtişam ve) saltanat görürsün.
Nereye baksan; orada bir nimet ve büyük bir mülk görürsün.
Nereye baksan, nimet ve büyük bir saltanat görürsün.
Hangi tarafa baksan hep nimet, servet, ihtişam, büyük bir saltanat görürsün.
Nereye baksan (sırf) nimet ve büyük bir mülk olarak görürsün.
Nereye baksan nimetler ve büyük bir yönetim görürsün.
Nereye baksan orada nimetler, büyük bir mülk ve saltanat görürsün.
And if you look, then you will see a blessing and a great dominion.
And when thou seest there, thou seest bliss and great dominion: —
Seeing them, you see delight and a great kingdom.
Wherever you look, you will see bliss, and a wonderful dominion.
And if you look, then you will see a blessing and a great dominion.
If you look, then you will see a blessing and a great dominion.