سورة الانسان

76. İnsan suresi
İnsan

Rahmeti Bol ve Kesintisiz Olan Allah'ın Adıyla

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

Bismillahir rahmanir rahim.

Anılmaya değer bir şey değilken, insanın üzerinden "dehr" den bir zaman gelip geçmedi mi?

هَلْ اَتٰى عَلَى الْاِنْسَانِ ح۪ينٌ مِنَ الدَّهْرِ لَمْ يَكُنْ شَيْـٔاً مَذْكُوراً

Hel eta alel insani hinun mined dehri lem yekun şey'en mezkura.

İnsanı karışık bir nutfeden yarattık. Onu sınava tabi tutacağız; bu nedenle onu duyan ve gören bir varlık yaptık.

اِنَّا خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ مِنْ نُطْفَةٍ اَمْشَاجٍۗ نَبْتَل۪يهِ فَجَعَلْنَاهُ سَم۪يعاً بَص۪يراً

İnna halaknel insane min nutfetin emşacin nebtelihi fe cealnahu semian basira.

Ona doğru yolu gösterdik. Ama isterse şükreden, isterse nankörlük eden biri olur.

اِنَّا هَدَيْنَاهُ السَّب۪يلَ اِمَّا شَا‌كِراً وَاِمَّا كَفُوراً

İnna hedeynahus sebile imma şakiren ve imma kefura.

Kafirler için zincirler, kelepçeler ve alevli ateş hazırladık.

اِنَّٓا اَعْتَدْنَا لِلْـكَافِر۪ينَ سَلَاسِلَا۬ وَاَغْلَالاً وَسَع۪يراً

İnna a'tedna lil kafirine selasile ve ağlalen ve seira.

İyi olanlar ise içinde kafur bulunan bir kadehten içerler.

اِنَّ الْاَبْرَارَ يَشْرَبُونَ مِنْ كَأْسٍ كَانَ مِزَاجُهَا كَافُوراًۚ

İnnel ebrara yeşrebune min ke'sin kane mizacuha kafura.

Allah'ın kullarının, içtikleri ve diledikleri kadar yararlandıkları bir kaynak.

عَيْناً يَشْرَبُ بِهَا عِبَادُ اللّٰهِ يُفَجِّرُونَهَا تَفْج۪يراً

Aynen yeşrebu biha ibadullahi yufecciruneha tefcira.

Verdikleri sözü yerine getirirler, kötülüğü salgın bir günden korkarlar.

يُوفُونَ بِالنَّذْرِ وَيَخَافُونَ يَوْماً كَانَ شَرُّهُ مُسْتَط۪يراً

Yufune bin nezri ve yehafune yevmen kane şerruhu mustetira.

İhtiyaçları olmasına rağmen yiyeceği; yoksula, öksüze ve tutsağa yedirirler.

وَيُطْعِمُونَ الطَّعَامَ عَلٰى حُبِّه۪ مِسْك۪يناً وَيَت۪يماً وَاَس۪يراً

Ve yut'imunet taame ala hubbihi miskinen ve yetimen ve esira

Biz, sizi yalnızca Allah'ın rızası için doyuruyoruz. Sizden bir karşılık veya bir teşekkür beklemiyoruz.

اِنَّمَا نُطْعِمُكُمْ لِوَجْهِ اللّٰهِ لَا نُر۪يدُ مِنْكُمْ جَزَٓاءً وَلَا شُكُوراً

İnnema nut'imukum li vechillahi la nuridu minkum cezaen ve la şukura.

Biz; yüzlerin asık olduğu, belalı, zor günde Rabb'imizin azabından korkarız.

اِنَّا نَخَافُ مِنْ رَبِّنَا يَوْماً عَبُوساً قَمْطَر۪يراً

İnna nehafu min rabbina yevmen abusen kamtarira.

Allah da bu nedenle onları, o günün kötülüğünden koruyacak. Ve onları, mutluluk ve sevince kavuşturacak.

فَوَقٰيهُمُ اللّٰهُ شَرَّ ذٰلِكَ الْيَوْمِ وَلَقّٰيهُمْ نَضْرَةً وَسُرُوراًۚ

Fe vekahumullahu şerra zalikel yevmi ve lakkahum nadreten ve surura.

Sabretmelerine karşılık onları Cennet ve ipek ile ödüllendirecektir.

وَجَزٰيهُمْ بِمَا صَبَرُوا جَنَّةً وَحَر۪يراًۙ

Ve cezahum bima saberu cenneten ve harira.

Orada, tahtlara kurulacaklar. Orada ne şiddetli bir sıcak ne de dondurucu bir soğuk görecekler.

مُتَّكِـ۪ٔينَ ف۪يهَا عَلَى الْاَرَٓائِكِۚ لَا يَرَوْنَ ف۪يهَا شَمْساً وَلَا زَمْهَر۪يراًۚ

Muttekiine fiha alel eraik, la yeravne fiha şemsen ve la zemherira.

Meyve ağaçlarının gölgeleri üzerlerine sarkacak, meyveleri yemeye hazır olarak yaklaştırılacak.

وَدَانِيَةً عَلَيْهِمْ ظِلَالُهَا وَذُلِّلَتْ قُطُوفُهَا تَذْل۪يلاً

Ve daniyeten aleyhim zılaluha ve zullilet kutufuha tezlila.

Gümüşten kaplar ve billur kupalarla aralarında dolaşılır.

وَيُطَافُ عَلَيْهِمْ بِاٰنِيَةٍ مِنْ فِضَّةٍ وَاَكْوَابٍ كَانَتْ قَوَار۪يرَاۙ

Ve yutafu aleyhim bi aniyetin min fıddatin ve ekvabin kanet kavarira.

Miktarını kendilerinin belirledikleri gümüşten billur kadehler,

قَوَار۪يرَ مِنْ فِضَّةٍ قَدَّرُوهَا تَقْد۪يراً

Kavarira min fıddatin kadderuha takdira.

Ve orada, karışımı zencefil olan kadehler sunulur.

وَيُسْقَوْنَ ف۪يهَا كَأْساً كَانَ مِزَاجُهَا زَنْجَب۪يلاًۚ

Ve yuskavne fiha ke'sen kane mizacuha zencebila.

Selsebil denilen bir pınardan.

عَيْناً ف۪يهَا تُسَمّٰى سَلْسَب۪يلاً

Aynen fiha tusemma selsebila.

Ölümsüz gençler aralarında dolaşırlar. Onları gördüğünde, saçılmış inciler sanırsın.

وَيَطُوفُ عَلَيْهِمْ وِلْدَانٌ مُخَلَّدُونَۚ اِذَا رَاَيْتَهُمْ حَسِبْتَهُمْ لُؤْلُؤ۬اً مَنْثُوراً

Ve yetufu aleyhim vildanun muhalledun, iza reeytehum hasibtehum lu'luen mensura.

Nereye baksan orada nimetler, büyük bir mülk ve saltanat görürsün.

وَاِذَا رَاَيْتَ ثَمَّ رَاَيْتَ نَع۪يماً وَمُلْـكاً كَب۪يراً

Ve iza reeyte semme reeyte naimen ve mulken kebira.

Üzerlerinde yeşil ince ipekten ve parlak atlastan elbiseler vardır. Gümüş bileziklerle süslenecekler. Rabb'leri onlara tertemiz içecekler sunacak.

عَالِيَهُمْ ثِيَابُ سُنْدُسٍ خُضْرٌ وَاِسْتَبْرَقٌۘ وَحُلُّٓوا اَسَاوِرَ مِنْ فِضَّةٍۚ وَسَقٰيهُمْ رَبُّهُمْ شَرَاباً طَهُوراً

Aliyehum siyabu sundusin hudrun ve istebrakun ve hullu esavira min fıddah, ve sekahum rabbuhum şaraben tahura.

Bu sizin ödülünüzdür. Çabalarınız bu karşılığı hak etti.

اِنَّ هٰذَا كَانَ لَـكُمْ جَزَٓاءً وَكَانَ سَعْيُكُمْ مَشْكُوراً۟

İnne haza kane lekum cezaen ve kane sa'yukum meşkura.

Kuşkusuz Biz, Kur'an'ı sana parça parça indirdik.

اِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا عَلَيْكَ الْقُرْاٰنَ تَنْز۪يلاًۚ

İnna nahnu nezzelna aleykel kur'ane tenzila.

Artık Rabb'inin hükmü için sabret. Onlardan, günahkarlara ve gerçeği yalanlayan nankörlere uyma.

فَاصْبِرْ لِحُكْمِ رَبِّكَ وَلَا تُطِعْ مِنْهُمْ اٰثِماً اَوْ كَفُوراًۚ

Fasbir li hukmi rabbike ve la tutı'minhum asimen ev kefura.

Sabah akşam Rabb'inin ismini an.

وَاذْكُرِ اسْمَ رَبِّكَ بُكْرَةً وَاَص۪يلاًۚ

Vezkurisme rabbike bukreten ve asila.

Gecenin bir bölümünde O'na secde et. Ve gece uzunca O'nu tesbih et.

وَمِنَ الَّيْلِ فَاسْجُدْ لَهُ وَسَبِّحْهُ لَيْلاً طَو۪يلاً

Ve minel leyli fescud lehu ve sebbihhu leylen tavila.

Onlar çabuk geçen dünyayı seviyorlar, zor günü umursamıyorlar.

اِنَّ هٰٓؤُ۬لَٓاءِ يُحِبُّونَ الْعَاجِلَةَ وَيَذَرُونَ وَرَٓاءَهُمْ يَوْماً ثَق۪يلاً

İnne haulai yuhıbbunel acilete ve yezerune veraehum yevmen sekila.

Onları Biz yarattık. Yaratılışlarını sapasağlam yaptık. Dilersek onları yok eder, yerlerine benzerlerini getiririz.

نَحْنُ خَلَقْنَاهُمْ وَشَدَدْنَٓا اَسْرَهُمْۚ وَاِذَا شِئْنَا بَدَّلْـنَٓا اَمْثَالَهُمْ تَبْد۪يلاً

Nahnu halaknahum ve şededna esrehum, ve iza şi'na beddelna emsalehum tebdila.

Bu bir öğüttür. Artık dileyen onunla Rabb'ine varan bir yol edinir.

اِنَّ هٰذِه۪ تَذْكِرَةٌۚ فَمَنْ شَٓاءَ اتَّخَذَ اِلٰى رَبِّه۪ سَب۪يلاً

İnne hazihi tezkireh, fe men şaettehaze ila rabbihi sebila.

Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. Kuşkusuz Allah, Her Şeyi Bilen'dir, En İyi Hüküm Veren'dir.

وَمَا تَشَٓاؤُ۫نَ اِلَّٓا اَنْ يَشَٓاءَ اللّٰهُۜ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ عَل۪يماً حَك۪يماًۗ

Ve ma teşaune illa en yeşaallah, innallahe kane alimen hakima.

Hak edeni rahmetine alır. Zalimler için ise acıklı bir azap hazırladı.

يُدْخِلُ مَنْ يَشَٓاءُ ف۪ي رَحْمَتِه۪ۜ وَالظَّالِم۪ينَ اَعَدَّ لَهُمْ عَذَاباً اَل۪يماً

Yudhilu men yeşau fi rahmetih, vez zalimine eadde lehum azaben elima.