Ant olsun ki onlara, yanılgılarını giderecek nice haberler geldi.
Şüphesiz onlara, geçmiş toplumların haberlerinden, kendilerini caydıracak kadar bilgi gelmiştir.
(4, 5) Yemin olsun ki onlara tastamam doğru hükümler içeren, (kendilerini) kötülükten engelleyecek haberler gelmiştir. (Yüz çevirene) uyarılar yarar sağlamaz.
Oysa, kötülüklerini engelleyecek uyarılar dolu haberler kendilerine gelmiş bulunuyor.
Ant olsun ki onlara, yanılgılarını giderecek nice haberler geldi.
Onlara ne haberler geliyor, içinde kendilerini bundan (yalandan) vazgeçirecek olanları da var.
Üstelik gerçek şu ki, buna son vermelerini sağlayacak haberler onlara gelmiştir.
Doğrusu onlara, içerisinde (gerçeği) gözlere zorla sokan haberler bulunan bir mesaj gelmiştir:
Yemin olsun ki, onlara haberlerden, içinde ihtar, sakındırma ve tehdit bulunanı gelmiştir.
Andolsun, onlara (kendilerini şirkten ve bozulmalardan) caydırıp vazgeçirtecek nice haberler geldi.
Andolsun ki, onlara kötülüklerden vazgeçirici haberleri de içeren kıssalar geldi!
Ve bakın, onlara (küstahlıklarını) önleyecek birçok haber gelmiştir;
Andolsun, onlara içinde caydırıcı tehditlerin bulunduğu haberler geldi.
Celalim hakkı için onlara kıssalardan öyleleri de geldi ki onlarda zecredecek haberler var
Andolsun, onlara, (batılda kalmalarını) önleyecek (ibret verici olayları anlatan) haberler geldi.
Andolsun, onlara (kendilerini şirkten ve bozulmalardan) caydırıp vazgeçirtecek nice haberler geldi.
Andolsun ki onlara (kendilerini küfür ve inaddan şiddetle) vaz geçirecek nice mühim haberler gelmişdir.
Andolsun ki; onlara vazgeçirecek nice önemli haberler gelmiştir.
Onlara boyun eğdirecek şeyin haberleri, onlara gelmiştir.
Oysa onlara kendilerini inkardan vazgeçirecek ibretler ihtiva eden nice olaylar bildirilmişti!
Andolsun ki onlara içinde vazgeçirici özellik ihtiva eden haberlerden gelmiştir.
Oysa, kötülüklerini engelleyecek uyarılar dolu haberler kendilerine gelmiş bulunuyor.
Ant olsun ki onlara, yanılgılarını giderecek nice haberler geldi.
While the news had come to them in which there was sufficient warning.
And there has come to them of reports that wherein is deterrence:
News has come to them which contains a threat:
Sufficient warnings have been delivered to alert them.
While the news had come to them in which there was sufficient warning.
While the news had come to them in which there was sufficient warning.