Takva sahipleri cennetlerde ve nehir kenarlarındadır.
Takva sahipleri cennetlerde ve ırmakların kenarlarındadır.
(54, 55) Muttakîler (duyarlı olanlar) ise güçlü hükümdarın (Allah'ın) huzurunda ‘doğruluk makamındaki'* bahçelerde ve ırmak(ların kenarların)da olacaklardır.
Erdemliler, bahçeler ve ırmaklar içindedir.
Takva sahipleri cennetlerde* ve nehir kenarlarındadır.
Kendini yanlışlardan koruyanlar bahçelerde ve ırmaklarda olacak*,
Kuşkusuz, sorumluluk bilinci taşıyanlar, cennetlerde ve ırmaklardadır.
Ne var ki, sorumluluğunun bilincinde olanlar cennetlerde ve ırmaklar arasında (mest) olacaklar:
Korunup sakınanlar; bahçelerde, nehir kıyılarındadır.
Hiç şüphesiz muttakiler, cennetlerde ve nehir (çevresin)dedirler.
Şüphesiz takva sahipleri cennetlerde nur içindedirler.
(Bu nedenle,) Allah'a karşı sorumluluklarının bilincinde olanlar, kendilerini bir bahçeler ve akarsular (cennetin)de bulacaklar,
Şüphesiz Allah'a karşı gelmekten sakınanlar cennetlerde, ırmak başlarındadırlar.
Şübhesiz müttekıler Cennetlerde nur içinde
Korunanlar cennetlerde ırmaklar(ın kenarın)dadırlar.
Hiç şüphesiz muttakiler, cennetlerde ve nehir (çevresin)dedirler.
Şübhesiz ki takva saahibleri cennetlerde, ırmaklar (kenarların) da,
Muhakkak ki muttakiler, cennetlerde ve ırmaklardadırlar.
Korunanlar ise cennetlerde ve ırmaklarda.
Muhakkak ki korunanlar cennetlerde ve nehir kıyılarındadırlar.
Erdemliler, cennetler (bahçeler) ve ırmaklar içindedir.
Takva sahipleri cennetlerde* ve nehir kenarlarındadır.
The righteous will be in paradises and rivers.
Those of prudent fear will be among gardens and a river,
The people who have taqwa will be amid Gardens and Rivers,
Surely, the righteous have deserved gardens and rivers.
The righteous will be in gardens and rivers.
The righteous will be in paradises and rivers.