Tekrar yola koyuldular. Nihayet bir delikanlıya rastladılar. Onu öldürdü. "Bir cana karşılık olmaksızın zekiyye bir canı öldürdün mü? Gerçekten dehşet verici bir şey yaptın!"
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | fentaleka | yine yürüdüler | طلق |
2 | hatta | nihayet | |
3 | iza | ||
4 | lekiya | rastladılar | لقي |
5 | gulamen | bir çocuğa | غلم |
6 | fekatelehu | hemen onu öldürdü | قتل |
7 | kale | (Musa) dedi ki | قول |
8 | ekatelte | mı katlettin? | قتل |
9 | nefsen | bir canı | نفس |
10 | zekiyyeten | tertemiz | زكو |
11 | bigayri | karşılığı olmadan | غير |
12 | nefsin | bir can | نفس |
13 | lekad | doğrusu | |
14 | ci'te | sen yaptın | جيا |
15 | şey'en | bir iş | شيا |
16 | nukran | çirkin | نكر |
Yine yürüdüler. Nihayet bir erkek çocuğuna rastladılar. O kul, hemen onu öldürdü. Musa, "Bir can karşılığı olmadan temiz bir çocuğa kıydın ha? Doğrusu sen, çirkin bir iş yaptın!" dedi.
(Yeniden) yola koyulmuşlardı. Sonunda bir erkek çocuğa rastladıklarında (melek) onu hemen öldürmüştü. (Musa) şöyle demişti: "Tertemiz (suçsuz) bir canı, bir can karşılığı olmaksızın öldürdün, öyle mi? Şüphesiz ki sen fena bir şey yaptın!"
Böylece yürüdüler. Nihayet bir delikanlıya rastladıklarında onu hemen öldürdü. "Kimseye kıymamış suçsuz bir kimseyi niçin öldürdün? Sen, çok kötü bir iş yaptın" dedi.
Tekrar yola koyuldular. Nihayet bir delikanlıya rastladılar. Onu öldürdü. "Bir cana karşılık olmaksızın zekiyye bir canı öldürdün mü? Gerçekten dehşet verici bir şey yaptın!"
Sonra yola koyuldular. Nihayet bir oğlan çocuğuyla karşılaştılar; o hemen çocuğu öldürdü. Musa dedi ki "Sen cana karşılık olmadan suçsuz birinin canına kıydın ha? Doğrusu, anlaşılmaz bir durum meydana getirdin."
Ardından yola koyulduklarında, bir delikanlıyla karşılaştılar; birden onu öldürdü. Dedi ki: "Bir cana karşılık olmaksızın, suçsuz birisini mi öldürdün? Gerçek şu ki, çok kötü bir eylem yaptın!"
Tekrar yola koyuldular; en sonunda bir delikanlıya rastladılar; derken, o (alim kişi) onu öldürüverdi. (Musa) "Ne, sen bir cana karşılık olmaksızın masum bir cana kıydın, öyle mi?" dedi; "Doğrusu sen çok büyük bir yasağı çiğnedin!"
Yine yola koyuldular. Bir süre sonra bir oğlana rastgeldiler; tuttu onu öldürdü. Musa dedi: "Tertemiz bir insanı, bir cana karşılık olmaksızın öldürdün ha!? Vallahi çok kötü bir iş yaptın!"
Böylece ikisi (yine) yola koyuldular. Nitekim bir çocukla karşılaştılar, o hemen tutup onu öldürüverdi. (Musa) Dedi ki: "Bir cana karşılık olmaksızın, tertemiz bir canı mı öldürdün? Andolsun, sen kötü bir iş yaptın."
Yine gittiler nihayet bir oğlana rastgeldiler; tuttu onu öldürüverdi. Musa: "Bir can karşılığı olmaksızın masum bir cana mı kıydın? Doğrusu çok kötü birşey yaptın!" dedi.
Böylece yeniden yola koyuldular; sonunda genç bir adama rastladılar: (bilge kişi) onu öldürdü, (Musa bunu görünce:) "Bir başka cana karşılık olmaksızın masum bir cana kıydın, öyle mi?" diye çıkıştı, "Gerçekten, çok korkunç bir iş yaptın sen!"
Yine yola koyuldular. Nihayet bir erkek çocukla karşılaştıklarında, adam (hemen) onu öldürdü. Musa, "Bir cana karşılık olmaksızın suçsuz birini mi öldürdün? Andolsun çok kötü bir iş yaptın!" dedi.
Yine gittiler, nihayet bir oğlana rast geldiler tuttu onu öldürüverdi, a! dedi: tertemiz bir nefsi bir nefis mukabili olmaksızın öldürdün mü? alimallah çok münker bir şey yaptın
Yine yürüdüler. Nihayet bir oğlana rastladılar. (O kul) hemen onu öldürdü. (Musa): "Bir can karşılığı olmadan temiz bir cana kıydın ha? Doğrusu sen, çirkin bir iş yaptın!" dedi.
Böylece ikisi (yine) yola koyuldular. Nitekim bir çocukla karşılaştılar, o hemen tutup onu öldürüverdi. (Musa) Dedi ki: "Bir cana karşılık olmaksızın, tertemiz bir canı mı öldürdün? Andolsun, sen benzeri görülmedik (nükra) bir şey yaptın."
Yine gitdiler. Nihayet bir oğlan çocuğuna rast geldikleri zaman o, hemen bunu öldürdü. (Musa) dedi ki: "Tertemiz (ma'sum) bir canı, (diğer) bir can karşılığı olmaksızın, öldürdün ha! Andolsun ki sen kötü bir şey yapdın"!
Yine gittiler, nihayet bir erkek çocuğa rastladılar. O, hemen bunu öldürdü. Cana karşılık olmaksızın masum bir kimseye mi kıydın? Doğrusu, çok kötü bir şey yaptın, dedi.
Yine yola devam ettiler. Sonunda bir gençle karşılaştılar. O, hemen onu öldürdü: -Bir cana karşılık olmaksızın, masum bir cana mı kıydın? Gerçekten çok kötü bir iş yaptın.
Yine yola koyuldular. Nihayet bir oğlan çocuğuna rastladılar ve (Hızır) onu öldürdü. Musa atılıp: "Ne yaptın?" dedi, "masum ve günahsız bir canı, kısas hükmü ile bir can karşılığında olmaksızın mı öldürdün?Doğrusu görülmemiş derecede fena bir iş yaptın!"
Yollarına devam ettiler.. . Nihayet küçük yaşta bir erkek çocuğa rastgeldiler; (Hızır) onu öldürdü! (Musa) dedi: "Kısas gerekçesi olmaksızın suçsuz birini öldürdün? Gerçekten çok çirkin - yanlış bir şey yaptın!"
Böylece yürüdüler. Nihayet bir delikanlıya rastladıklarında onu hemen öldürdü. 'Kimseye kıymamış suçsuz bir kimseyi niçin öldürdün? Sen, çok kötü bir iş yaptın,' dedi
Tekrar yola koyuldular. Nihayet bir delikanlıya rastladılar. Onu öldürdü. "Bir cana karşılık olmaksızın masum bir canı öldürdün mü? Gerçekten dehşet verici bir şey yaptın!"
So they ventured forth until they came upon a youth, and he killed him. He said: "Have you killed an innocent person without justice You have truly come with something awful!"
So they went forth. When they had met a lad, he killed him. He said: “Hast thou killed a pure soul for other than a soul? Thou hast done a terrible thing.”
So they went on until they met a youngster whom he killed. Musa said, ‘Have you killed a boy who has done no wrong, without it being in retaliation for someone else? This is truly an appalling thing that you have done!’
So they went. When they met a young boy, he killed him. He said, "Why did you kill such an innocent person, who did not kill another person? You have committed something horrendous."
So they ventured forth until they came upon a youth, and he killed him. He said: "Have you killed an innocent person without justice? You have done something awful!"
So they ventured forth until they came upon a youth, and he killed him. He said, "Have you killed an innocent person without justice? You have truly come with something awful!"