"Bize yakin gelene kadar."
- Onlar da şöyle cevap vereceklerdir: "İnanıp kulluk edenlerden değildik. Yoksulları doyurmuyorduk. Batıla dalanlarla birlikte dalardık. Ceza gününü yalanlardık. Sonunda ölüm bize geldi çattı."
Sonunda kesin bir gerçek (olan ölüm) bize gelip çattı."
"Nihayet (şimdi) kesin gerçeğe ulaştık."
"Bize yakin* gelene kadar."
Sonunda ölüm geldi çattı." derler.
"Gerçekler önümüze gelinceye dek!"
ta ki ölüm hakikati bizi gelip buluncaya kadar..."
"Nihayet, tartışılmaz ve karşı çıkılmaz bilgi önümüze dikildi."
"Sonunda yakin (kesin bir gerçek olan ölüm) gelip bize çattı."
bize o ölüm gelinceye kadar!"
(ölüm ile) her şey açık seçik ortaya çıkıncaya kadar."
"Nihayet ölüm bize gelip çattı."
Ta gelinciye kadar bize o yakin
"İşte böyle iken ölüm bize gelip çattı."
"Sonunda yakin (kesin bir gerçek olan ölüm) gelip bize çattı."
"Nihayet bize ölüm gelib çatdı".
Nihayet ölüm bize gelip çattı.
Ölüm bize gelene dek..
Ölüm bizi yakalayıncaya kadar hep böyle idik."
"Sonunda yakin (hakikatle yüzleşmek) oluştu!"
'Nihayet (şimdi) kesin gerçeğe ulaştık.'
"Bize yakin* gelene kadar."
"Until the certainty came to us. "
“Until the Certainty came to us.”
until the Certain came to us. ’
"Until certainty came to us now."
"Until the certainty came to us."
"Until the certainty came to us."