Biz, bir ayeti, başka bir ayetle değiştirdiğimiz zaman: "Allah ne indirdiğini bilirken, sen kesinlikle uyduruyorsun." derler. Hayır, onların çoğu gerçeği bilmiyor.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ve iza | ve zaman | |
2 | beddelna | değiştirdiğimiz | بدل |
3 | ayeten | bir ayeti | ايي |
4 | mekane | yerine | كون |
5 | ayetin | bir ayet | ايي |
6 | vallahu | ve Allah | |
7 | ea'lemu | bilirken | علم |
8 | bima | ne | |
9 | yunezzilu | indirdiğini | نزل |
10 | kalu | derler | قول |
11 | innema | şüphesiz | |
12 | ente | sen | |
13 | mufterin | iftira ediyorsun | فري |
14 | bel | hayır | |
15 | ekseruhum | onların çokları | كثر |
16 | la | ||
17 | yea'lemune | bilmiyorlar | علم |
Biz bir ayetin yerini başka bir ayetle değiştirdiğimiz zaman onlar şöyle derler: "Sen sadece düpedüz bir iftiracısın."HalbukiAllah ne indirdiğini en iyi bilendir, onların çoğu bilmiyorlar.
Biz bir ayetin yerine başka bir ayeti değiştirdiğimiz zaman -ki Allah neyi indireceğini çok iyi bilendir- "Sen ancak bir iftiracısın!" dediler. Hayır; onların çoğu (gerçeği) bilmezler.
Biz bir delilin yerine bir başka delili getirdiğimiz zaman ki ALLAH neyi indirdiğini iyi bilir, "Sen, ancak bir iftiracısın!" derler. Gerçekten çokları bilmiyor.
Biz, bir ayeti, başka bir ayetle değiştirdiğimiz zaman: "Allah ne indirdiğini bilirken, sen kesinlikle uyduruyorsun." derler. Hayır, onların çoğu gerçeği bilmiyor.
Allah, neyi indireceğini çok iyi bildiği halde, bir ayetin yerine başka bir ayeti koyduğumuzda sana şöyle dediler: "Sen sadece iftiracısın." Yok, onların pek çoğu bunu bilmezler.
Bir kanıtı değiştirerek yerine başka bir kanıt getirdiğimizde, Allah, ne indirdiğini bilmesine karşın, "Yalnızca uyduruyorsun!" derler. Hayır, onların çoğu bilmez.
Ve Biz bir ayeti diğeriyle değiştirdiğimizde, -ki Allah neyi ne zaman indireceğini pekala bilir- "Sen sadece ve sadece uydurduklarını söyleyen birisin!" derler; aksine onların çoğu (lafının nereye vardığını) bilmeyen kimselerdir.
Biz bir ayeti, bir başka ayetin yerine koyduğumuzda -ki Allah neyi indirmekte olduğunu daha iyi bilir- şöyle derler: "Sen düpedüz bir iftiracısın." Hayır, öyle değil. Bunların çokları bilmiyorlar.
Biz bir ayeti, bir (başka) ayetin yeriyle değiştirdiğimiz zaman, -Allah neyi indirdiğini daha iyi bilir.- "Sen yalnızca iftira edicisin" dediler. Hayır, onların çoğu bilmezler.
Bir ayeti bir ayetin yerine bedel yaptığımız zaman Allah indirdiğini ve indireceğini en iyi bilirken o şeytan dostları: "Sen yalnızca bir iftiracısın!" dediler. Hayır, onların çoğu bilmezler.
Biz bir ayetin yerine bir başka ayeti getirdiğimizde -ki Allah adım adım ne indirdiğini bütünüyle bilmektedir- (hakkı inkar edenler), "Sen sadece uyduruyorsun!" derler. Oysa onların çoğu bilmeyen, anlamayan kimselerdir!
Biz bir ayeti değiştirip yerine başka bir ayet getirdiğimiz zaman -ki Allah, neyi indireceğini gayet iyi bilir- onlar Peygamber'e, "Sen ancak uyduruyorsun" derler. Hayır, onların çoğu bilmezler.
Bir ayeti bir ayetin yerine bedel yaptığımız vakıt Allah indirdiğine ve indireceğine a'lem iken o Şeytan yaranı: "Sen sırf bir müfterisin" dediler, hayır onların çoğu bilmezler
Biz bir ayetin yerine başka bir ayet getirdiğimiz zaman, -Allah ne indirdiğini bilirken- "Sen (Allah'a) iftira ediyorsun (bu sözleri kendin uydurup Allah'ın üstüne atıyorsun)" derler. Hayır, onların çokları bilmiyorlar.
Biz bir ayeti, bir (başka) ayetin yeriyle değiştirdiğimiz zaman, Tanrı neyi indirdiğini daha iyi bilir... "Sen yalnızca iftira edicisin" dediler. Hayır onların çoğu bilmezler.
Biz bir ayeti diğer bir ayetin yerine (bunu nesh ederek) getirdiğimiz vakit — ki Allah neyi indireceğini çok iyi bilendir — dediler ki: "Sen ancak bir iftiracısın". Hayır, onların pek çoğu bilmezler.
Biz, bir ayetin yerine başka bir ayet getirdiğimiz zaman; Allah ne indirdiğini gayet iyi bilirken, onlar: Sen sadece uyduruyorsun, derler. Hayır onların çoğu bunu bilmezler.
Bir ayetin yerini başka bir ayetle değiştirdiğimiz zaman -ki Allah ne indirdiğini çok iyi bilir- şöyle derler: "sen ancak uyduruyorsun." Hayır, onların çoğu bilmiyorlar.
Biz bir ayetin yerine onun hükmünü neshedecek başka bir ayet getirdiğimiz zaman -ki Allah göndereceği ayetleri pek iyi bilmektedir- onlar: "Sen iftiracının tekisin!" dediler. Hayır, hiç de öyle değil! Onların çoğu işin gerçeğini bilmiyorlar.
Biz bir ayetin yerine başka bir ayeti getirdiğimizde, "Sen yalnızca bir iftiracısın!" dediler. Allah neyi inzal ettiğini daha iyi bilir! Bilakis, onların çoğunluğu bilmezler.
Biz bir delilin yerine bir başka delili getirdiğimiz zaman ki ALLAH neyi indirdiğini iyi bilir 'Sen, ancak bir iftiracısın!,' derler. Gerçekten çokları bilmiyor.
Biz, bir ayeti, başka bir ayetle değiştirdiğimiz zaman: "Allah ne indirdiğini bilirken, sen kesinlikle uyduruyorsun." derler. Hayır, onların çoğu gerçeği bilmiyorlar.
And if We exchange a verse in place of another verse; and God is more aware of what He is revealing; they Say: "You are making this up!" Alas, most of them do not know.
And when We change by a proof the place of a proof; and God best knows what He sends down. They say: “Thou art but inventing.” The truth is, most of them know not.
If we replace one ayat with another one – and Allah knows best what He is sending down – they say, ‘You are just inventing this!’ No indeed! Most of them have no knowledge.
When we substitute one revelation in place of another, and GOD is fully aware of what He reveals, they say, "You made this up!" Indeed, most of them do not know.
And if We exchange a revelation in place of another revelation; and God is more aware of what He is revealing; they say: "You are making this up!" Alas, most of them do not know.
If We exchange a sign in place of another sign; and God is more aware of what He is revealing; they say, "You are making this up!" Alas, most of them do not know.