Sen onun hakkında ne bilebilirsin ki?
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | fime | ne (bilirsin)? | |
2 | ente | sen | |
3 | min | ||
4 | zikraha | onun söyleyesin | ذكر |
- Sana,kıyametin ne zaman gelip çatacağını soruyorlar. Sen onun hakkında ne söyleyebilirsin ki? Onun bilgisi sadece Rabbine aittir. Sen, sadece kıyametten korkanı uyaransın. Kıyameti gördükleri gün, dünyada ancak bir akşam, yahut bir kuşluk vakti kadar kalmış gibi olurlar.
Sen onu nerden hatırlayabilirsin ki!*
Onu bildirmek, (ey Muhammed) senin görevin değildir.
Sen onun hakkında ne bilebilirsin ki?
Sen nerede, onu bilmek nerede!
Sen, onu nereden bileceksin?
Sen nerde onun vaktini bilmek nerde!
Nerede sende, onu hatırlatacak şey!
Onunla ilgili bilgi vermekten yana, sende ne var ki...
Nerde senden onu anlatması (sen nerede, onu anlatmak nerede)?!
Sen onun hakkında ne söyleyebilirsin ki?
Onu bilip söylemek nerede, sen nerede?
Nerde senden onu anlatması?
Sen nerede, onun vaktini söylemek nerede?!
Onunla ilgili bilgi vermekten yana sende ne var ki...
Sende ona aid şey (bilgi) yokdur ki anlatasın.
Senin neyine onun zamanını bildirmek.
Senin neyine ondan haber vermek.
Sen nerede, onun vaktini bildirmek nerede?
(Oysa) onun bilgisi sende ne arar!
Onu bildirmek, (ey Muhammed) senin görevin değildir.
Sen onun hakkında ne bilebilirsin ki?
You have no knowledge if it.
What is any reminder thereof to thee?
What are you doing mentioning it?
It is not you (Muhammad) who is destined to announce its time.
You have no knowledge of it.
You have no knowledge if it.