Arkadaşınız sapkın ve azgın değil.
- Battığı zaman yıldıza andolsun ki, arkadaşınız Muhammed sapmadı, azmadı. O, arzusuna göre de konuşmuyor. Bildirdikleri, kendisine vahyolunan bir vahiyden ibarettir.
Arkadaşınız (Muhammed), sapmamış ve azgınlaşmamıştır.
Arkadaşınız (Muhammed) ne sapmıştır, ne de azmıştır.
Arkadaşınız sapkın ve azgın değil.
Arkadaşınızın yoldan çıkmadığı ve boş hayallere kapılmadığı da önemlidir.
Arkadaşınız, ne sapmış ne de azmıştır.
Arkadaşınız ne sapmıştır, ne kanmıştır;
Ki arkadaşınız ne saptı ne de azdı.
Sahibiniz (arkadaşınız olan peygamber) sapmadı ve azmadı.
arkadaşınız şaşırmadı, azıtmadı da!
Sizin bu arkadaşınız ne sapmış, ne de aldatılmıştır,
(1-2) Battığı zaman yıldıza andolsun ki, arkadaşınız (Muhammed haktan) sapmadı ve azmadı.
Şaşırmadı sahibiniz azıtmadı da
Arkadaşınız sapmadı, azmadı.
Arkadaşınız (olan peygamber) sapmadı ve azmadı.
saahibiniz (doğru yoldan) sapmadı. Baatıla da inanmadı.
Arkadaşınız sapmamış ve azmamıştır.
Arkadaşınız sapıtmadı, azdırılmadı.
Arkadaşınız (Muhammed) yanılmadı, sapmadı, aldanmadı.
Arkadaşınız ne saptı ne de azdı!
Arkadaşınız (Muhammed) ne sapmıştır, ne de azmıştır.
Arkadaşınız sapkın ve azgın değil.
Your friend was not astray, nor was he deceived.
Your companion has not strayed, nor has he erred,
your companion is not misguided or misled;
Your friend (Muhammad) was not astray, nor was he deceived.
Your friend was not astray, nor was he deceived.
Your friend was not astray, nor was he deceived.