Bana, yalnızca apaçık bir uyarıcı olduğum için vahyediliyor."
"Bana sadece apaçık bir uyarıcı olduğumdan dolayı vahyediliyor."
Bana sadece ‘apaçık bir uyarıcı olduğum' vahyediliyor."
"Apaçık bir uyarıcı olduğum için bana vahiy ediliyor."
Bana, yalnızca apaçık bir uyarıcı olduğum için vahyediliyor."
Bana sadece, doğruları açıklayan bir uyarıcı olmam vahyedilmektedir."
"Yalnızca, apaçık bir uyarıcı olduğum için bana bildiriliyor!"
ne var ki bana, sadece apaçık bir uyarıcı olduğum bildirilmektedir."
"Bana, sadece açık bir uyarıcı olduğum vahyediliyor."
"Bana ancak, yalnızca apaçık bir uyarıcı olduğum vahyolunmaktadır."
Fakat ben açık bir uyarıcı olduğum için o bilgi bana vahyolunuyor."
o, (Allah) tarafından bana vahyedilmemiş olsaydı ben de (size) apaçık bir uyarıda bulunamazdım!"
"Bana ancak, benim sadece bir uyarıcı olduğum vahyediliyor."
Fakat ben açık inzar edecek bir Peygamber olduğum içindir ki o ılm bana vahy olunuyor
"Ben ancak apaçık bir uyarıcı olduğum için (bu bilgi) bana vahyediliyor."
"Bana ancak, yalnızca apaçık bir uyarıcı olduğum vahyolunmaktadır."
"Ben ancak gelecek tehlikeleri apaçık haber verici (bir peygamber) olduğum içindir ki (o ilim) bana vahy olunuyor".
Bana, sadece vahyolunur. Ben, ancak apaçık bir uyarıcıyım.
Bana, apaçık bir uyarıcı olmamdan başka bir şey vahyolunmuyor.
Şu var ki: Bana sadece, açıkça uyarmak için gönderilen bir elçi olduğum vahyolunuyor."
"Bana vahyolan yalnızca apaçık bir uyarıcı olduğum!"
'Apaçık bir uyarıcı olduğum için bana vahyediliyor.'
Bana, yalnızca apaçık bir uyarıcı olduğum için vahyediliyor.
"It is only inspired to me that I am a clear warner. "
“It is only revealed to me, that I am a clear warner.”
It is only revealed to me that I am a clear warner. ’
"I am inspired that my sole mission is to deliver the warnings to you."
"It is only inspired to me that I am a clear warner."
"It is only inspired to me that I am a clear warner."