Sen kesinlikle o rüyayı doğruladın. Biz, Muhsinlere işte böyle karşılık veririz.
- Biz ona şöyle seslendik: "Ey İbrahim! Sen kesinlikle rüyanı doğruladın. İşte biz, iyileri böyle ödüllendiririz."
(104, 105) Biz ona "Ey İbrahim! Elbette rüyayı gerçekleştirdin. Şüphesiz ki biz, güzel davrananları böyle ödüllendiririz." diye seslenmiştik.
"Sen rüyanı uyguladın." İyileri böyle ödüllendiririz.
Sen kesinlikle o rüyayı doğruladın. Biz, Muhsinlere işte böyle karşılık veririz.
"Rüyanın gereğini yaptın. Biz güzel davrananları işte böyle ödüllendiririz.
"Düşü gerçekleştirdin!" Kuşkusuz, güzel davrananları, işte böyle ödüllendiririz.
"Artık rüyanı gerçekleştirmiş bulunuyorsun!" Nitekim Biz, iyilik yapanları işte böyle ödüllendiririz.
"Sen rüyayı gerçekleştirdin. İşte biz, güzel düşünüp güzel davrananları böyle ödüllendiririz."
"Gerçekten sen, rüyayı doğruladın. Şüphesiz biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz."
Rüyaya gerçekten sadakat gösterdin, işte Biz güzel davrananları böyle mükafatlandırırız."
sen şimdiden o rüya(nın amacı)nı yerine getirmiş oldun!" İşte iyilik yapanları Biz böyle ödüllendiririz:
"Gördüğün rüyanın hükmünü yerine getirdin. Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız."
Ru'yayı gerçek tasdık eyledin, biz böyle mükafat ederiz işte muhsinlere
"Sen rüyayı doğruladın, işte biz, güzel davrananları böyle mükafatlandırırız!"
"Gerçekten sen, rüyayı doğruladın. Şüphesiz biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz "
(104-105) Biz ona: "Ya Ibrahim, rü'yana sadakat gösterdin. Şübhesiz ki biz iyi hareket edenleri böyle mükafatlandırırız" diye nida etdik.
Sen rü'yayı gerçekleştirdin. Elbette Biz, ihsan edenleri böylece mükafatlandırırız.
Sen rüyanı gerçekleştirdin. Biz, iyileri böyle mükafatlandırırız.
(103-105) Her ikisi de Allah'ın emrine teslim olup, İbrahim oğlunu şakağı üzere yere yatırıp, Biz de ona: "İbrahim! Rüyanın gereğini yerine getirdin (onu kurban etmekten seni muaf tuttuk)" deyince (onları büyük bir sevinç kapladı). Biz iyileri işte böyle ödüllendiririz!
"Gerçekten rüyanı doğruladın.. . Doğrusu biz muhsinleri (müşahedelerinde Hak'tan gayrı bulunmayanları) böylece cezalandırırız (yaptığının sonucunu yaşatırız). "
'Sen rüyanı uyguladın.' İyileri böyle ödüllendiririz.
Sen kesinlikle o rüyayı doğruladın. Biz, Muhsinleri işte böyle ödüllendiririz.
"You have believed the vision. " It was such that We rewarded the righteous.
“Thou hast confirmed the vision!” Thus reward We the doers of good;
you have discharged your vision. ’ That is how We recompense good-doers.
"You have believed the dream." We thus reward the righteous.
"You have carried out the vision." It was such that We rewarded the righteous.
"You have acknowledged the vision." It was such that We rewarded the righteous.