Biz, onu zalimler için bir fitne yaptık.
Biz o ağacı, zalimler için bir azap kıldık.
Şüphesiz ki biz onu (zakkumu) zalimler için bir fitne (sıkıntı) kıldık.
Biz onu zalimler için bir test kıldık.
Biz, onu zalimler için bir fitne yaptık.
Onu, yanlış davrananlar için bir sıkıntı kaynağı yaparız.
Aslında, haksızlık yapanlar için, onu bir sınama yaptık.
Şüphe yok ki Biz onu zalimler için bir imtihan vesilesi kıldık.
O ağaç ki, zalimler için onu bir fitne yaptık.
Doğrusu biz, onu kafirler için bir fitne (bir imtihan konusu) kıldık.
Biz onu zalimler için bir fitne kılmışızdır.
Gerçek şu ki, biz o (ağac)ı zalimler için bir sınama aracı yaptık,
Şüphesiz biz onu zalimler için bir imtihan aracı kıldık.
Ki biz onu zalimler için bir fitne kılmışızdır
Biz onu zalimler için bir fitne (sınav) yaptık.
Doğrusu biz, onu kafirler için bir fitne (bir imtihan konusu) kıldık.
Hakıykat, biz onu zaalimler (kafirler) için bir fitne (imtihan) yapdık.
Doğrusu Biz, onu; zalimler için bir fitne yaptık.
Biz onu zalimler için bir fitne kıldık.
(62-65) "Şimdi iyi düşünün!" buyurur Yüce Allah, "Sonuç olarak böylesi bir mutluluk mu iyidir, yoksa zakkum ağacı mı? Biz onu zalimler için bir dert ve azap yaptık. O öyle bir ağaçtır ki cehennemin ta dibinden çıkar. Meyveleri, sanki şeytanların başları!"
Doğrusu biz onu (zakkum ağacını - bedeni) zalimler için bir sınav objesi kıldık (hakikatlerini mi hatırlayacaklar yoksa kendilerini beden kabul ederek mi yaşayacaklar).
Biz onu zalimler için bir test kıldık.
Biz, onu zalimler için bir fitne yaptık.
We have made it a punishment for the transgressors.
We have made it a means of denial for the wrongdoers.
which We have made to be an ordeal for the wrongdoers?
We have rendered it a punishment for the transgressors.
We have made it a punishment for the transgressors.
We have made it a punishment for the transgressors.