Erhan Aktaş - Kerim Kur'an

Oysaki daha önce onu kesin olarak yalanlamışlardı. Uzak bir yerden gayb hakkında atıp tutuyorlardı.

وَقَدْ كَفَرُوا بِه۪ مِنْ قَبْلُۚ وَيَقْذِفُونَ بِالْغَيْبِ مِنْ مَكَانٍ بَع۪يدٍ
Ve kad keferu bihi min kabl, ve yakzifune bil gaybi min mekanin baid.
#kelimeanlamkök
1ve kadoysa andolsun
2keferuinkar etmişlerdiكفر
3bihionu
4min
5kabludaha önceقبل
6ve yekzifuneve atıyorlardıقذف
7bil-gaybigörülmeyeneغيب
8min-den
9mekaninyer-كون
10beiydinuzakبعد
  • Bayraktar Bayraklı Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali

    Onlar, bu duruma düşmeden önce inkar etmişler, bilmeden uzaktan taş atmışlardı.

  • Mehmet Okuyan Kur’an Meal-Tefsir

    Daha önce (dünyada) onu (gerçeği) inkâr etmişlerdi. Uzak bir yerden gayb (bilinemeyen) hakkında atıp tutuyorlardı.

  • Edip Yüksel Mesaj: Kuran Çevirisi

    Halbuki daha önce onu yalanlamışlardı. Bilgileri olmayan konularda uzaktan atıp tutuyorlardı.

  • Erhan Aktaş Kerim Kur'an

    Oysaki daha önce onu* kesin olarak yalanlamışlardı. Uzak bir yerden* gayb* hakkında atıp tutuyorlardı.

  • Süleymaniye Vakfı Süleymaniye Vakfı Meali

    Oysa daha önce görmezlikten gelerek* uzakça bir yerden karanlığa taş atıyorlardı*.

  • Ali Rıza Safa Kur'an-ı Kerim Gerçek

    Zaten daha önce, Onu inkar etmişlerdi ve gizli gerçekler hakkında uzaktan atıp duruyorlardı.

  • Mustafa İslamoğlu Hayat Kitabı Kur’an

    Oysa ki onlar daha önceden inkar etmişler ve (dünya gibi) uzak bir noktadan (ahiret gibi) idraki aşan bir gerçeğe dil uzatmışlardı.

  • Yaşar Nuri Öztürk Kur'an-ı Kerim Meali

    Daha önce inkar etmişlerdi onu. Gayba taş atıp duruyorlardı o uzak yerden.

  • Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı

    Oysa daha önce onu inkar etmişlerdi; onlar uzak bir yerden gayba atıp tutuyorlardı (dil uzatıyorlardı).

  • Elmalılı (sadeleştirilmiş)

    Oysa daha önce O'na küfretmişlerdi, uzak yerden gaybe taş atıyorlardı.

  • Muhammed Esed Kur'an Mesajı

    Halbuki önceleri hakikati inkara kalkışmışlar ve insan kavrayışının ötesindeki bazı şeylere uzaktan dil uzatmışlardı.

  • Diyanet İşleri Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali

    Oysa daha önce onu inkar etmişlerdi ve uzak bir yerden gayb hakkında atıp tutuyorlardı.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali

    Halbuki evvel ona küfretmişlerdi, uzak yerden gaybe taş atıyorlardı

  • Süleyman Ateş Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali

    Oysa daha önce onu inkar etmişlerdi. Uzak yerden görülmeyene taş atıyorlardı.

  • Gültekin Onan

    Oysa daha önce ona küfretmişlerdi; onlar uzak bir yerden gayba atıp tutuyorlardı (dil uzatıyorlardı).

  • Hasan Basri Çantay Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim

    Halbuki daha evvel ona küfretmişlerdi. Uzak bir yerden gaybe atıb tutuyorlardı.

  • İbni Kesir

    Halbuki daha önce onu inkar etmişlerdi. Uzak bir yerden gayba atıp tutuyorlardı.

  • Şaban Piriş Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı

    Oysa daha önce onu inkar etmişlerdi. Uzak bir yerden atıp tutuyorlardı.

  • Suat Yıldırım Kuran-ı Kerim ve Meali

    Halbuki daha önce onu inkar etmişlerdi ve uzak bir yerden gayba atıp tutuyorlardı!

  • Ahmed Hulusi Türkçe Kur'an Çözümü

    Daha önce o hakikati inkar etmişlerdi! Hakikatten uzak olarak, gaybları hakkında ileri geri atıp tutuyorlardı.

  • Edip Yüksel (Eski Baskı) Mesaj: Kuran Çevirisi

    Halbuki daha önce onu yalanlamışlardı. Bilgileri olmayan konularda uzaktan atıp tutuyorlardı.

  • Erhan Aktaş (Eski Baskı) Kerim Kur'an

    Oysaki daha önce onu* kesin olarak yalanlamışlardı. Uzak bir yerden* gayb* hakkında atıp tutuyorlardı.

  • Progressive Muslims

    And they had rejected it in the past; and they conjectured about the unseen from a place far off.

  • Sam Gerrans The Qur'an: A Complete Revelation

    When they denied it before, and attacked the Unseen from a place far away?

  • Aisha Bewley

    when beforehand they had rejected it, shooting forth about the Unseen from a distant place?

  • Rashad Khalifa The Final Testament

    They have rejected it in the past; they have decided instead to uphold conjecture and guesswork.

  • The Monotheist Group The Quran: A Monotheist Translation

    And they had rejected it in the past; and they made allegations regarding the unseen, from a place far off.

  • Edip-Layth Quran: A Reformist Translation

    They had rejected it in the past; and they conjectured about the unseen from a place far off.