"Ve bize karşı kin ve nefret duyuyorlar."
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ve innehum | ve elbette onlar | |
2 | lena | bizi | |
3 | legaizune | kızdırmaktadırlar | غيظ |
- Bu arada Firavun, şehirlere, "Doğrusu bunlar, bizi öfkelendiren döküntü azınlıklardır; elbette hepimiz uyanık olmalıyız" diyen haberciler gönderdi.
(54, 55, 56) "Şüphesiz ki bunlar az bir topluluktur; (ama) bize karşı öfke doludurlar. Biz ise donanımlı bir topluluğuz!" (demişti).
"Bize karşı öfkeyle ayaklanmaktadırlar."
"Ve bize karşı kin ve nefret duyuyorlar."
Ama bize karşı kin ve nefretle dolular.
"Aslında, bize, gerçekten kin duyuyorlar!"
Buna rağmen onlar bize karşı hınçla dolular.
"Fakat bize gerçekten öfke püskürüyolar."
"Ve elbette bize karşı da büyük bir öfke beslemektedirler.
fakat hakkımızda çok kin ve nefret besliyorlar;
fakat kalpleri bize karşı kin ve nefretle dolu;
"Şüphesiz onlar bize öfke duyuyorlar."
Fakat hakkımızda çok gayz besliyorlar
"Bizi kızdırmaktadırlar."
"Ve elbette bize karşı da büyük bir öfke beslemektedirler."
"(Böyle iken) onlar mutlakaa bizi darıltıcıdırlar".
Ve gerçekten bize de büyük bir öfke beslemektedirler.
Üstelik onlar bize karşı öfkelidirler.
"Fakat bize karşı kızgın olup diş bilemektedirler.
"Ne var ki bizi öfkelendiriyorlar!"
'Bize karşı öfkeyle ayaklanmaktadırlar.'
"Ve bize karşı kin ve nefret duyuyorlar."
"And they have done what has enraged us. "
“But they do enrage us
and we find them irritating
"They are now opposing us.
"And they have done what has enraged us."
"They have done what has enraged us."