"Beni öldürecek ve tekrar diriltecek olan O'dur."
- İbrahim şöyle demişti: "Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum, ancak alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur. Ahiret gününde, yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim! Bana ilim ve egemenlik ver ve beni iyiler arasına kat!"
Beni öldürüp sonra diriltecek olandır.
"Beni öldüren ve sonra dirilten O'dur."
"Beni öldürecek ve tekrar diriltecek olan O'dur."
Beni öldürecek, sonra tekrar hayat verecektir.
"O, beni öldürecek, sonra yeniden yaşam verecektir!"
Beni öldürecek, sonra tekrar diriltecek olan da O'dur.
"Beni öldürecek, sonra diriltecek O'dur."
"Beni öldürecek, sonra diriltecek olan da O'dur,"
O ki, beni öldürür, sonra beni yine diriltir.
ve beni öldürecek olan ve sonra yeniden diriltecek olan (hep) O'dur.
"O, benim canımı alacak ve sonra diriltecek olandır."
Ve o ki beni öldürür, sonra beni yine diriltir
"Beni öldürecek, sonra diriltecek O'dur."
"Beni öldürecek, sonra diriltecek olan da O'dur."
"Beni öldürecek, sonra beni diriltecek olan Odur".
Ki O, öldürür beni, sonra da O, diriltir.
Beni öldürecek olan, sonra yeniden beni diriltecek olan O'dur.
O'dur beni öldürecek ve sonra da diriltecek olan.
"Ki O, beni öldüren, sonra dirilten. "
'Beni öldüren ve sonra dirilten O'dur.'
"Beni öldürecek ve tekrar diriltecek olan O'dur."
"And the One who will make me die and then bring me to life. "
“And who will give me death, then give me life,
He who will cause my death, then give me life;
"The One who puts me to death, then brings me back to life.
"And the One who will make me die and then bring me to life."
"The One who will make me die and then bring me to life."