Eğer müşriklerden biri senden korunma isterse, ona bu korumayı sağla ki Allah'ın sözlerini öğrenip anlama imkanı bulabilsin. Sonra da onu güven içinde olacağı yere ulaştır. Zira bunlar, gerçeği bilmeyen bir halktır.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ve in | ve eğer | |
2 | ehadun | birisi | احد |
3 | mine | -dan | |
4 | l-muşrikine | ortak koşanlar- | شرك |
5 | stecarake | aman dilerse | جور |
6 | feecirhu | onu yanına al | جور |
7 | hatta | ta ki | |
8 | yesmea | işitsin | سمع |
9 | kelame | sözünü | كلم |
10 | llahi | Allah'ın | |
11 | summe | sonra | |
12 | eblighu | onu ulaştır | بلغ |
13 | me'menehu | güvenli bir yere | امن |
14 | zalike | böyle (yap) | |
15 | biennehum | çünkü onlar | |
16 | kavmun | bir topluluktur | قوم |
17 | la | ||
18 | yea'lemune | bilmez | علم |
Müşriklerden biri senden güvence isterse, Allah'ın kelamını anlaması için ona fırsat ver; sonra yine Müslüman olmazsa onu güven içinde bulunacağı bir yere ulaştır. İşte bu müsamaha, onların bilmeyen bir kavim olmalarından dolayıdır.
Müşriklerden biri senden yakınlık (güvence) dilerse, Allah'ın kelamını (duyup) dinleyinceye kadar ona yakınlık (güvence) ver! Sonra (Müslüman olmazsa) onu güven içinde bulunacağı bir yere ulaştır! İşte bu (hoşgörü, gerçeği) bilmeyen bir topluluk olmalarından dolayıdır.*
Putperestlerden biri sizden geçiş emniyeti dilerse ona koruma sağla ki ALLAH'ın sözünü işitsin; sonra onu kendisinin güvenlik bölgesine ulaştır. Çünkü onlar bilgisiz bir topluluktur.
Eğer müşriklerden biri senden korunma isterse, ona bu korumayı sağla ki Allah'ın sözlerini öğrenip anlama imkanı bulabilsin. Sonra da onu güven içinde olacağı yere ulaştır. Zira bunlar, gerçeği bilmeyen bir halktır.
O müşriklerden biri senden güvence isterse ona güvence ver ki Allah'ın sözünü dinlesin. Sonra onu, kendi güvenlik bölgesine ulaştır. Böyle yap çünkü onlar bilgisiz bir topluluktur.
Ortaklar koşanlardan birisi senin yakınlığını ararsa, onu koruma altına al ki, Allah'ın Sözünü duysun. Sonra, güvende olacağı yere onu ulaştır. Onlar, bilmeyen bir toplum olduğu için böyle yapılmalıdır.
Ve eğer müşriklerden biri senden sığınma hakkı isterse ona sığınak ol; bakarsın Allah'ın kelamına kulak verir. Sonunda onu kendini güvende hissedebileceği bir yere bırak! Böyle davran, çünkü onlar hakikati bilmeyen bir topluluktur.
Eğer müşriklerden biri senden güvence dilerse/senin yanına gelmek, sana komşu olmak isterse, ona güvence verip yakınlaşma isteğini kabul et ki, Allah'ın kelamını dinleyebilsin. Sonra da onu, güvenli gördüğü yere kadar götür. Böyle yapmanın gerekçesi şudur: Bunlar bilmeyen bir topluluktur.
Eğer müşriklerden biri, senden 'eman isterse', ona eman ver; öyle ki Allah'ın sözünü dinlemiş olsun, sonra onu 'güvenlik içinde olacağı yere ulaştır.' Bu, onların elbette bilmeyen bir topluluk olmaları nedeniyledir.
Ve eğer müşriklerden biri senden aman dileyerek yakınına gelmek isterse, Allah'ın kelamını dinleyebilmesi için ona aman ver, sonra onu güven duyacağı yere kadar gönder; çünkü onlar gerçeği bilmez bir toplulukturlar.
Ve Allahtan başkalarına tanrılık yakıştıranlardan biri senin korumana başvurursa, onu koruma altına al, olur ki (senden) Allahın sözünü işitip anla(yabili)r; ve sonra onu, kendini güvenlik içinde hissedebileceği bir yere ulaştır; bu (davranışın), onların (belki de yalnızca) (hakkı) bilmedikleri için (günah işleyen) kimselerden olmaları ihtimalinden dolayıdır.
Eğer Allah'a ortak koşanlardan biri senden sığınma talebinde bulunursa, Allah'ın kelamını işitebilmesi için ona sığınma hakkı tanı. Sonra da onu güven içinde olacağı yere ulaştır. Bu, onların bilmeyen bir kavim olmaları sebebiyledir.
Ve eğer müşriklerden biri aman ile yakınına gelmek isterse ona aman ver, taki Allahın kelamını dinlesin, sonra da onun me'menine kadar gönder, çünkü bunlar hakikatı bilmez bir kavimdirler
Ve eğer ortak koşanlardan biri güvence dileyip yanına gelmek isterse, onu yanına al ki, Allah'ın sözünü işitsin; sonra onu güven içinde bulunacağı yere ulaştır. Böyle (yap), çünkü onlar, bilmez bir topluluktur.
Eğer müşriklerden biri senden 'eman isterse', ona eman ver; öyle ki Tanrı'nın sözünü dinlemiş olsun, sonra onu 'güvenlik içinde olacağı' (me'meneh) yere ulaştır. Bu, onların elbette bilmeyen bir kavim olmaları nedeniyledir.
Eğer (kendilerine tearruz edilmesi emrolunan) müşriklerden biri senden aman dilerse ona aman ver. Taki Allahın kelamını dinlesin. Sonra onu emin olduğu yere kadar (selametle) ulaşdır. Çünkü onlar (hakıykatı) bilmeyen bir kavmdir.
Eğer müşriklerden birisi senden aman dilerse; ona aman ver. Ta ki Allah'ın kelamını dinlesin. Sonra onu emin olacağı yere kadar ulaştır. Bu; onların bilmez bir kavim olmaları sebebiyledir.
Eğer müşriklerden birisi sana sığınırsa, onu güvene al, ta ki Allah'ın sözünü işitsin. Sonra onu güven içinde olacağı bir yere ulaştır. Çünkü onlar bilmeyen bir toplumdur.
Eğer müşriklerden biri senden sığınma hakkı isteyip yanına gelmek isterse, sen ona güvence ver, ta ki Allah'ın kelamını dinlesin, düşünsün. Sonra şayet Müslümanlığı benimsemezse onu, kendisini güvenlikte hissedeceği yere (vatanına) ulaştır. Öyle! (Bu sığınma ve gönderme işlemini yapmalı), zira onlar İslam'ın gerçek mahiyetini bilmeyen bir topluluktur.
Eğer müşriklerden biri senden pes edip, koruman altına girmek isterse, onu koruman altına al ki (sana yakınlaşarak) Allah kelamını işitsin; sonra onu güvende olacağı yere ulaştır.. . Böyle (yapmalısın), çünkü onlar (Hakikati) bilmeyen bir toplumdur.
Putperestlerden biri sizden geçiş emniyeti dilerse ona koruma sağla ki ALLAH'ın sözünü işitsin; sonra onu kendisinin güvenlik bölgesine ulaştır. Çünkü onlar bilgisiz bir topluluktur.
Eğer müşriklerden biri senden korunma isterse, ona bu korumayı sağla ki Allah'ın sözlerini öğrenip anlama imkanı bulabilsin. Sonra da onu güven içinde bulunacağı yere ulaştır. Zira bunlar, gerçeği bilmeyen bir kavimdir.
And if any of those who have set up partners seeks your protection, then you may protect him so that he may hear the words of God, then let him reach his sanctuary. This is because they are a people who do not know.
And if one of the idolaters seeks thy protection, then grant thou him protection until he hears the words of God; then convey thou him to his place of security — is it not that they are people who know not!
If any of the idolaters ask you for protection, give them protection until they have heard the words of Allah. Then convey them to a place where they are safe. That is because they are a people who do not know.
If one of the idol worshipers sought safe passage with you, you shall grant him safe passage, so that he can hear the word of GOD, then send him back to his place of security. That is because they are people who do not know.
And if any of the polytheists seeks your protection, then you may protect him so that he may hear the words of God, then let him reach his sanctity. This is because they are a people who do not know.
If any of those who have set up partners seeks your protection, then you may protect him so that he may hear the words of God, then let him reach his sanctuary. This is because they are a people who do not know.