İsrailoğulları'nı denizden geçirdik. Firavun ve ordusu, azgınlık ve düşmanlıkla onların peşlerine düştüler. Boğulmak üzereyken: "İsrailoğulları'nın iman ettiği ilahtan başka ilah olmadığına iman ettim ve ben de Müslümanlardanım." dedi.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ve cave zna | ve geçirdik | جوز |
2 | bibeni | oğullarını | بني |
3 | israile | İsrail | |
4 | l-behra | denizden | بحر |
5 | fe etbeahum | onların peşlerine düştüler | تبع |
6 | fir'avnu | Firavun | |
7 | ve cunuduhu | ve askerleri de | جند |
8 | begyen | taşkınlıkla | بغي |
9 | ve adve n | ve düşmanlıkla | عدو |
10 | hatta | sonunda | |
11 | iza | zaman | |
12 | edrakehu | onu yakaladığı | درك |
13 | l-garaku | boğulma | غرق |
14 | kale | dedi | قول |
15 | amentu | iman ettim | امن |
16 | ennehu | elbette | |
17 | la | olmadığına | |
18 | ilahe | ilah | اله |
19 | illa | başka | |
20 | llezi | kimseden | |
21 | amenet | iman ettiği | امن |
22 | bihi | kendisine | |
23 | benu | oğullarının | بني |
24 | israile | İsrail | |
25 | ve ena | ve ben de | |
26 | mine | ||
27 | l-muslimine | Müslümanlardanım | سلم |
İsrailoğulları'nı denizden geçirdik; Firavun ve askerleri de zulmetmek ve saldırmak için onların arkalarına düştü. Nihayet boğulma tehlikesiyle burun buruna gelince Firavun,"Gerçekten İsrailoğulları'nın inandığından başka tanrı olmadığına inandım, ben de Müslümanlardanım" dedi.
Biz İsrailoğullarını denizden geçirmiştik de Firavun ve askerleri haksızlık etmek ve saldırmak üzere onları takip etmişti. Sonunda (denizde) boğulma zamanı gelince (Firavun) "İsrailoğullarının inandığı ilahtan başka ilah olmadığına ben de iman ettim. Ben de müslümanlardanım!" demişti.
İsrail oğullarını denizden geçirdik. Firavun ve ordusu ise küstahça ve düşmanca arkalarına düştü. Boğulmak üzereyken, "İsrail oğullarının onayladığından başka tanrı olmadığını onayladım, ben Müslümanım" dedi.
İsrailoğulları'nı denizden geçirdik. Firavun ve ordusu, azgınlık ve düşmanlıkla onların peşlerine düştüler. Boğulmak üzereyken: "İsrailoğulları'nın iman ettiği ilahtan başka ilah olmadığına iman ettim ve ben de Müslümanlardanım."* dedi.
İsrailoğullarını denizden geçirdik. Firavun ile orduları, onları yakalamak ve ezmek için hemen peşlerine düştüler. Boğulmak üzereyken Firavun dedi ki "İsrailoğullarının inanıp güvendiği ilahtan başka ilah olmadığına inandım. Ben de tam teslim olanlardanım(müslümanlardanım)"
Ve İsrailoğullarını, denizden geçirdik. Firavun ve ordusu, azgınlık ve düşmanlıkla arkalarına düştü. Boğulmak üzereyken, şöyle dedi: "İnandım! Kuşkusuz, İsrailoğullarının inandığından başka Tanrı yoktur. Ben de teslim olanlar arasındayım!"
Ve İsrailoğullarını denizden geçirdik. Hemen ardından Firavun ve ordusu kin ve nefretle onların peşini takip etti. Nihayet boğulacağını anladığında şöyle yakardı: "Ben de, İsrailoğullarının inandığından başka ilah olmadığına inandım; artık ben de O'na kayıtsız şartsız teslim olanlardanım!"
Ve İsrailoğullarını denizden geçirdik. Firavun ve ordusu, azgınlık ve düşmanlıkla onları izlemekteydi. Nihayet, boğulma ümüğüne çökünce şöyle dedi: "İman ettim. İsrailoğullarının inanmış olduğu dışında ilah yok. Ben de O'na teslim olanlardanım."
Biz, İsrailoğullarını denizden geçirdik; Firavun ve askerleri azgınlıkla ve düşmanlıkla peşlerine düştü. Sular onu boğacak düzeye erişince (Firavun): "İsrailoğullarının kendisine inandığı (ilahtan) başka ilah olmadığına inandım ve ben de müslümanlardanım" dedi.
Derken İsrail oğullarını denizden geçirdik. Firavun askerleriyle takip ve taarruz etmek için derhal arkalarına düştü. Sonunda boğulma kendini sıkboğaz edince: "İnandım, gerçekten de İsrail oğullarının iman ettiği Allah'tan başka tanrı yok, ben de O'na teslimiyet gösterenlerdenim!" dedi.
Derken İsrailoğulları'nı denizin öte yakasına geçirdik; bunun üzerine Firavun ve ordusu hışımla onların ardına düştü, (denizin dalgaları onları örtüp de Firavun) boğulmak üzereyken: "Elhak, inandım," dedi, "İsrailoğulları'nın inandığı Tanrı'dan başka tanrı yok! Ve ben de artık kendini yürekten O'na teslim eden kimselerdenim!"
İsrailoğullarını denizden geçirdik. Firavun da, askerleriyle birlikte zulmetmek ve saldırmak üzere, derhal onları takibe koyuldu. Nihayet boğulmak üzere iken, "İsrailoğulları'nın iman ettiğinden başka hiçbir ilah olmadığına inandım. Ben de müslümanlardanım" dedi.
Derken Beni İsraili denizi geçirdik, derhal Fir'avn askerile ta'kıb ve taaruz için arkalarına düştü, nihayet gark kendini derdest edince; inandım hakıkat Beni İsrailin iyman ettiğinden başka ilah yok, ben de ona teslim olanlardanım, dedi
İsrail oğullarını denizden geçirdik, Fir'avn ve askerleri de zulmetmek ve saldırmak için onların arkalarına düştü. Nihayet boğulma kendisini yakalayınca (Fir'avn): "Gerçekten İsrail oğullarının inandığından başka tanrı olmadığına inandım, ben de müslümanlardanım!" dedi.
Biz, İsrailoğullarını denizden geçirdik; Firavun ve askerleri azgınlıkla ve düşmanlıkla peşlerine düştü. Sular onu boğacak düzeye erişince (Firavun): "İsrailoğullarının kendisine inandığından başka tanrı olmadığına inandım ve ben de müslümanlardanım" dedi.
Israil oğullarını denizden (selametle) geçirdik. Hemen Fir'avn, askerleriyle beraber, zulmederek ve saldırarak, arkalarına düşdü. Nihayet su onu boğmıya başlayınca (şöyle) dedi: "İnandım. Hakıykat İsrail oğullarının iman etdiğinden başka Tanrı yokmuş. Ben de müslümanlardanım".
İsrailoğullarına da denizi geçirdik. Firavun ve askerleri haksızlık ve düşmanlıkla ardlarına düştüler. Firavun boğulacağı anda: İsrailoğullarının iman ettiğinden başka tanrı olmadığına inandım. Artık ben de müslümanlardanım, dedi.
İsrailoğullarını denizden geçirdik. Firavun ve askerleri haksızlık ve düşmanlıkla arkalarına düştüler. Firavun boğulacağı anda: -İsrailoğulları'nın inandığından başka ilah olmadığına inandım. Artık ben O'na teslim olanlardanım, dedi.
Derken, İsrailoğullarını denizden geçirdik. Hemen Firavun, askerleriyle beraber haksız ve saldırgan bir şekilde peşlerine düştü. Nihayet boğulmak üzere iken: "İman ettim. İsrailoğullarının inandığı İlahtan başka tanrı yokmuş. Ben de Müslümanlardanım" dedi.
İsrailoğullarını denizden geçirdik.. . Firavun ve ordusu haddi aştı ve düşman olarak onları izledi. . . Ta ki boğulma hali ona erişince: "İman ettim ki tanrı yoktur, ancak İsrailoğullarının kendisine iman ettiği vardır. Ben müslimlerdenim" dedi.
İsrail oğullarını denizden geçirdik. Firavun ve ordusu ise küstahça ve düşmanca arkalarına düştü. Boğulmak üzereyken, 'İsrail oğullarının inandığından başka tanrı olmadığına inandım, ben müslümanım,' dedi.
İsrailoğulları'nı denizden geçirdik. Firavun ve ordusu, azgınlık ve düşmanlıkla onların peşlerine düştüler. Boğulmak üzereyken: "İsrailoğulları'nın iman ettiğinden başka ilah olmadığına iman ettim ve ben de Müslümanlardanım." dedi.
And We helped the Children of Israel cross the sea, and Pharaoh and his soldiers followed them out of hatred and animosity. But when he was certain to drown, he said: "I believe that there is no god except the One in whom the Children of Israel believe, and I am of those who have surrendered."
And We brought the children of Israel across the sea; and Pharaoh followed them with his forces in sectarian zealotry and enmity. When the drowning had overtaken him, he said: “I believe there is no god save He in whom the children of Israel believe; and I am of those submitting.”
We brought the tribe of Israel across the sea and Pharaoh and his troops pursued them out of tyranny and enmity. Then, when he was on the point of drowning, he said, ‘I believe that there is no god but Him in whom the tribe of Israel believe. I am one of the Muslims.’
We delivered the Children of Israel across the sea. Pharaoh and his troops pursued them, aggressively and sinfully. When drowning became a reality for him, he said, "I believe that there is no god except the One in whom the Children of Israel have believed; I am a submitter."
And We helped the Children of Israel cross the sea, and Pharaoh and his soldiers followed them out of hatred and animosity. But when he was certain to drown, he said: "I believe that there is no god except the One in whom the Children of Israel believe, and I am of those who have submitted."
We helped the Children of Israel cross the sea, and Pharaoh and his soldiers followed them out of hatred and animosity. But when drowning overtook him, he said, "I acknowledge that there is no god except the One in whom the Children of Israel acknowledge, and I am of those who have peacefully surrendered."