Hükümdar: "Onu bana getirin." dedi. Hükümdarın elçisi ona gelince, rabbine dön ve ona, ellerini kesen kadınların durumunu sor. Kuşkusuz Rabb'im onların hilesini bilendir.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ve kale | dedi ki | قول |
2 | l-meliku | Kral | ملك |
3 | 'tuni | bana getirin | اتي |
4 | bihi | onu | |
5 | felemma | ne zaman ki | |
6 | ca'ehu | gelince (Yusuf'a) | جيا |
7 | r-rasulu | elçi | رسل |
8 | kale | dedi | قول |
9 | rcia' | dön | رجع |
10 | ila | ||
11 | rabbike | efendine | ربب |
12 | feselhu | ve ona sor | سال |
13 | ma | neydi? | |
14 | balu | maksadı | بول |
15 | n-nisveti | kadınların | نسو |
16 | l-lati | ||
17 | kattaa'ne | kesen | قطع |
18 | eydiyehunne | ellerini | يدي |
19 | inne | şüphesiz | |
20 | rabbi | Rabbim | ربب |
21 | bikeydihinne | onların tuzaklarını | كيد |
22 | alimun | biliyor | علم |
Adam bu yorumu getirince kral dedi ki: "Onu bana getirin!"Elçi, Yusuf'a geldiği zaman, Yusuf dedi ki: "Efendine dön de ona 'Ellerini kesen o kadınların zoru neydi?' diye sor! Şüphesiz benim Rabbim onların hilesini çok iyi bilir."
Hükümdar "Onu bana getirin!" demişti. Elçi ona geldiğinde (Yusuf) şöyle demişti: "Efendine dön ve ona ‘Ellerini kesen o kadınların derdi neydi?' diye sor! Şüphesiz ki Rabbim onların hilesini çok iyi bilendir."
Kral, "Onu bana getirin" dedi. Elçi ona gidince, "Efendine dön ve parmaklarını kesen kadınların durumunu ondan sor. Kuşkusuz benim Efendim, onların entrikalarını bilir" dedi.
Hükümdar: "Onu bana getirin." dedi. Hükümdarın elçisi ona gelince, rabbine dön ve ona, ellerini kesen kadınların durumunu sor. Kuşkusuz Rabb'im onların hilesini bilendir.
Kral dedi ki "Onu bana getirin!" Elçi geldiğinde Yusuf şunları söyledi: "Efendine dön de sor bakalım, ellerini kesen kadınların derdi neymiş? Benim efendim (olan Allah) onların oyunlarını bilir."
Kral, dedi ki: "Onu, bana getirin!" Elçi, Ona geldiğinde, şöyle dedi: "Efendine dön ve ellerini kesen kadınların durumunu sor. Kuşkusuz, benim Efendim, onların çevirdiği dalavereleri bilir!"
(Bu yorum kendilerine iletilince,) kral "Onu bana getirin!" emrini verdi. Görevli kendisine gelince (Yusuf) dedi ki: "Efendine dön ve ona sor bakalım, ellerini kesen hanımların derdi neymiş? Şunu da iyi bil ki, benim Rabbim onların tuzaklarını çok iyi bilmektedir."
Kral: "Bu yorumu yapanı bana getirin." dedi. Elçi kendisine gelince, Yusuf dedi ki: "Kralına dön de sor bakalım, o ellerini kesen kadınların derdi neydi? Rabbim, o kadınların hilelerini çok iyi bilmektedir."
Hükümdar dedi ki: "Onu bana getirin." Ona elçi geldiğinde (Yusuf:) "Efendine (Rabbine) dön de ona sor: "Ellerini kesen o kadınların durumu neydi? Doğrusu benim Rabbim, onların hileli düzenlerini gerçekten bilendir."
Bunu duyan hükümdar: "Getirin bana onu" dedi. Bunun üzerine ona gönderilen adam gelince Yusuf: "Haydi efendine dön de sor ona, ellerini doğrayan kadınların maksatları neymiş? Şüphesiz ki, Rabbin onların hilelerini çok iyi bilir." dedi.
Ve (Yusuf'un yorumu kendisine ulaşır ulaşmaz) Kral: "Onu bana getirin!" dedi. Ama elçiler kendisine geldiğinde (Yusuf:) "Efendinize gidin ve ondan (önce) ellerini kesen kadınlar hakkındaki gerçeği (ortaya çıkarmasını) isteyin; çünkü, Rabbim onların oyunlarını/tuzaklarını bütün gerçeğiyle bilmektedir!"
Kral, "Onu bana getirin" dedi. Elçi, Yusuf'a gelince (Yusuf) dedi ki: "Efendine dön de, ellerini kesen o kadınların derdi ne idi, diye sor. Şüphesiz Rabbim onların hilesini hakkıyla bilendir."
Bunu duyan Melik de getirin bana onu, bunun üzerine ona gönderilen adem gelince, haydi Efendine dön de sor ona: o ellerini doğrayan kadınların maksadları ne imiş, şüphe yok ki rabbim onların hiylelerine alimdir dedi
(Elçi bu yorumu getirince) Kral: "Onu bana getirin." dedi. Elçi, Yusuf'un yanına gelince (Yusuf): "Efendine dön de ona sor, ellerini kesen o kadınların maksadı neydi? (Bunu ortaya çıkarsın). Şüphesiz Rabbim, onların tuzaklarını biliyor", dedi.
Hükümdar dedi ki: "Onu bana getirin." Ona elçi geldiğinde (Yusuf:) "Efendine (rabbine) dön de ona sor: 'Ellerini kesen o kadınların durumu neydi?' Doğrusu benim rabbim, onların hileli düzenlerini gerçekten bilendir."
(Bunu duyan) padişah dedi ki: "Onu (Yuusufu) bana getirin". Bunun üzerine ona elçi gelince: "Efendine dön de ellerini kesen o kadınların zoru neydi, kendisine sor. Şübhe yok ki benim Rabbim onların fendini hakkıyle bilicidir" dedi.
Hükümdar dedi ki: Onu bana getirin. Bunun üzerine ona elçi gelince: Efendine dön ve ellerini kesen o kadınların zoru neydi kendisine sor. Şüphesiz ki benim Rabbım, onların düzenini bilir, dedi.
Hükümdar: -O'nu bana getirin, dedi. Yusuf'a elçi gelince: -Efendine dön, kadınların niçin ellerini kestiğini sor. Şüphesiz Rabbim, onların hilesini bilir, dedi.
Bunu duyan Hükümdar: "Onu bana getirin!" dedi. Hükümdarın elçisi gelince Yusuf: "Sen önce dönüp efendine de ki: "O ellerini kesen kadınların meselesi neydi, kendisine soruver. Zaten benim efendim, o kadınların fendini pek iyi bilir."
Melik dedi ki: "Onu (Yusuf'u) bana getirin!".. . Ne zaman ki Ona (Yusuf'a) rasul (elçi) geldi, (Yusuf o rasule): "Rabbine (efendine) dön. . . Ona, 'Ellerini kesen kadınların hali ne idi?' diye sor. . . Muhakkak ki Rabbim, onların tuzaklarını Aliym'dir. "
Kral, 'Onu bana getirin,' dedi. Elçi ona gelince (Yusuf,) 'Rabbine dön ve parmaklarını kesen kadınların durumunu ondan sor. Kuşkusuz benim Rabbim, onların entrikalarını bilir,' dedi
Hükümdar: "Onu bana getirin." dedi. Hükümdarın elçisi ona gelince, efendine dön ve ona, ellerini kesen kadınların durumunu sor. Kuşkusuz Rabb'im onların hilesini bilendir.
And the King said: "Bring him to me. " So when the messenger came to him, he said: "Go back to your lord and ask him what was the matter regarding the women that cut their hands My Lord is well aware of their scheming."
And the King said: “Bring him to me!” But when the messenger came to him, he said: “Return thou to thy lord, and ask him what is the state of the women who cut their hands; my Lord knows of their plan.”
The King said, ‘Bring him to me straight away!’ but when the envoy came to him, he said, ‘Go back to your master and enquire of him what happened about the women who cut their hands. My Lord has knowledge of their cunning guile.’
The king said, "Bring him to me." When the messenger came to him, he said, "Go back to your lord and ask him to investigate the women who cut their hands. My Lord is fully aware of their schemes."
Andthe king said: "Bring him to me." So when the messenger came to him, he said: "Go back to your lord and ask him what was the matter regarding the women who cut their hands? Indeed, my Lord is aware of their plans."
The King said, "Bring him to me." When the messenger came to him, he said, "Go back to your lord and ask him what the matter was regarding the women that cut their hands? My Lord is well aware of their scheming."