"Hayır! Nefsiniz bu işte sizi aldatmış. Artık bana düşen güzelce sabretmektir. Umarım ki Allah hepsini birden bana kavuşturur. Gerçek şu ki O, Her Şeyi Bilen'dir, En İyi Hüküm Veren'dir."
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | kale | dedi | قول |
2 | bel | herhalde | |
3 | sevvelet | süsledi | سول |
4 | lekum | size | |
5 | enfusukum | nefisleriniz | نفس |
6 | emran | bir işi | امر |
7 | fesabrun | artık sabretmek gerek | صبر |
8 | cemilun | güzelce | جمل |
9 | asa | belki de | عسي |
10 | llahu | Allah | |
11 | en | ||
12 | ye'tieni | bana getirir | اتي |
13 | bihim | onların | |
14 | cemian | hepsini | جمع |
15 | innehu | çünkü o | |
16 | huve | O | |
17 | l-alimu | bilendir | علم |
18 | l-hakimu | herşeyi hikmetle yapandır | حكم |
Babaları dedi ki: "Hayır, nefisleriniz sizi böyle bir işe sürükledi. Bana düşen, güzel bir sabırdır. Umulur ki, Allah onların hepsini bana getirir. Çünkü O, bilendir; hikmet sahibidir."
(Yakup onlara) şöyle demişti: "Hayır! Nefisleriniz sizi (kötü) bir işe sürüklemiş. Artık (bana düşen) güzelce sabretmektir. Umulur ki Allah onların hepsini bana getirir. Şüphesiz ki O bilendir, doğru hüküm verendir."
"Hayır, egonuz sizi bir işe sürüklemiş. Bana düşen artık güzelce sabretmektir. Olur ki ALLAH, bana onları topluca getirir. O, Bilendir, Bilgedir" dedi.
"Hayır! Nefsiniz bu işte sizi aldatmış. Artık bana düşen güzelce sabretmektir. Umarım ki Allah hepsini birden bana kavuşturur. Gerçek şu ki O, Her Şeyi Bilen'dir, En İyi Hüküm Veren'dir."
Yakup dedi ki "Hayır… Arzularınız size bir iş yaptırmış… Bundan sonrası güzel bir sabırdır. Belki de Allah, onları,bana birlikte getirir. Çünkü her şeyi bilen ve kararları doğru olan O'dur."
"Hayır!" dedi; "Benlikleriniz sizi aldatarak, bir işe sürüklemiş. Bundan sonrası, güzelce dirençli olmaktır. Allah, onların tümünü bana getirir diye umut ediyorum. Kuşkusuz, O, Bilendir; Bilgelik ve Adaletle Yönetendir!"
(Olan biteni haber verdikleri babaları) "Hayır!" dedi, "tasavvurlarınız size tumturaklı bir oyun oynamış. Bundan böyle bana düşen güzel bir sabırdır; kim bilir belki de Allah hepsini birden bana kavuşturur: çünkü O, evet O'dur her şeyi bilen, her hükmünde tam isabet kaydeden."
Yakub dedi ki: "Hayır, öyle değil, nefisleriniz sizi yine bir işe itmiş. Bana düşen yine güzel bir sabra sarılmak. Bakarsın Allah onların hepsini bana getirir. Çünkü Alim olan O, Hakim olan O'dur."
(Şehre dönüp durumu babalarına aktarınca o:) "Hayır" dedi. "Nefsiniz sizi yanıltıp (böyle) bir işe sürüklemiş. Bundan sonra (bana düşen) güzel bir sabırdır. Umulur ki Allah (pek yakın bir gelecekte) onların tümünü bana getirir. Çünkü O, bilenin, hüküm ve hikmet sahibi olanın kendisidir."
Babaları dedi ki: "Yok sizi nefsiniz aldatmış; artık (bana düşen) güzel bir sabır! Umulur ki Allah bana hepsini birden getirir. Gerçek şu ki, herşeyi bilen O'dur, her yaptığını bir hikmete göre yapan O'dur."
(Ve babalarının yanına dönüp, olup biteni o'na anlattıkları zaman Yakub;) "Yoo; yine kendi muhayyilenizdir olmayacak bir işi size olağan gösteren; (bana gelince) artık sabır en iyisidir; belki de Allah onların hepsini birden bana (geri) getirecektir; gerçek şu ki, Allah doğru hüküm ve hikmetle edip eyleyen, mutlak ve sınırsız bilgi sahibidir!"
Yakub, "Nefisleriniz sizi bir iş yapmağa sürükledi. Artık bana düşen, güzel bir sabırdır. Umulur ki, Allah onların hepsini bana getirir. Çünkü O, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir" dedi.
Yok, dedi: size nefsiniz bir emir tesvil etmiş, artık bir sabrı cemil, yakındır ki Allah bana hepsini bir getire, hakikat bu: alim o, hakim o
(Dönüp babalarına geldiler ve kardeşlerinin sözünü söylediler. Ya'kub): "Herhalde, dedi, nefisleriniz size bir işi süs(leyerek sizi ona sürük)ledi. Artık (bana) güzelce sabretmek gerek. Belki de Allah, onların hepsini bana getirir. Çünkü O, bilendir, herşeyi hikmetle (yerli yerince) yapandır.
(Şehre dönüp durumu babalarına aktarınca o:) "Hayır" dedi. "Nefsiniz sizi yanıltıp (böyle) bir buyrultuya sürüklemiş. Bundan sonra (bana düşen) güzel bir sabırdır. Umulur ki Tanrı onların tümünü bana getirir. Çünkü O, bilenin, hüküm ve hikmet sahibi olanın kendisidir."
(Geldiler, aynı sözü söylediler. Bunun üzerine Ya'kub) dedi ki: "Hayır, sizi nefisleriniz aldatıb (böyle büyük) bir işe sürüklemiş. Artık (bana düşen) güzel bir sabırdır. Allahın, onların hepsini birden bana getirmesi yakın bir ümiddir. Hakıykat şudur ki: Her şey'i bilen, yegane hüküm (ve hikmet) saahibi olan Odur".
Ya'kub dedi ki: Hayır, nefisleriniz sizi aldatıp bir işe sürüklemiş. Artık bana sabır gerekir. Umulur ki Allah, onların hepsini birden bana getirecektir. Muhakkak ki Alim, Hakim O'dur O.
Yakup: -Sizi nefsiniz bir iş yapmağa sürükledi, artık bana güzelce sabır gerekir; belki Allah hepsini birden bana getirecektir, çünkü O bilendir, hakimdir, dedi.
Ama babaları Yakub: "Hayır, hayır! Korkarım yine nefisleriniz sizi olumsuz bir işe sürükleyip ayağınızı kaydırmıştır. Ne yapayım? Bu hale karşı sükunet ve ümit içinde sabretmekten başka yapacak şey yok! Ümidim var ki Allah bütün kaybettiklerimi bana lütfedecektir. Çünkü O alimdir, hakimdir (benim de onların da hallerini bilir ve beni elbette hikmetini ortaya koymak için, bu imtihana tabi tutmuştur)."
(Babaları) dedi ki: "Hayır (öyle olduğunu sanmıyorum)! Nefsleriniz sizi (kötü) bir işe yönlendirmiş. Bana güzellikle sabretmek düşer bundan sonra.. . Umulur ki, Allah onların hepsini bana getirir. . . Muhakkak ki O, Aliym'dir, Hakiym'dir. "
'Hayır, egonuz sizi bir işe sürüklemiş. Bana düşen artık güzelce sabretmektir. Olur ki ALLAH, bana onları topluca getirir. O, Bilendir, Bilgedir,' dedi.
"Hayır! Nefsiniz bu işte sizi aldatmış. Artık bana düşen güzelce sabretmektir. Umarım ki Allah hepsini birden bana kavuşturur. Gerçek şu ki O, Her Şeyi Bilen'dir, En İyi Hüküm Veren'dir.
He replied: "No, for it is your own souls that have conspired you to this. So patience is most fitting, perhaps God will bring them all to me. He is the Knowledgeable, the Wise."
He said: “Nay, your souls have enticed you into a matter. Then: comely patience — it may be that God will bring them to me all together; He is the Knowing, the Wise.”
He said, ‘It’s merely that your lower selves suggested something to you which you did. But beauty lies in having steadfastness. Perhaps Allah will bring them all together. He is indeed All-Knowing and All-Wise.’
He said, "Indeed, you have conspired to carry out a certain scheme. Quiet patience is my only recourse. May GOD bring them all back to me. He is the Omniscient, Most Wise."
He said: "No, for it is your own souls that have conspired you to this. So patience is most fitting, perhaps God will bring them all to me. He is the Knowledgeable, the Wise."
He replied: "No, you lured yourself to commit this work. So patience is good; perhaps God will bring them all to me. He is the Knowledgeable, the Wise."