De ki: "Şefaat etme tamamıyla Allah'ın elindedir. Göklerin ve yerin egemenliği yalnızca O'na aittir. Sonra O'na döndürüleceksiniz.
De ki: "Bütün şefaat Allah'ındır. Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz."
De ki: "Şefaat tamamen ve yalnızca Allah'a aittir.* Göklerin ve yerin otoritesi yalnızca O'na aittir. Sonra da yalnızca O'na döndürüleceksiniz."
De ki: "Tüm şefaat ALLAH'a aittir." Göklerin ve yerin yönetimi O'na aittir. Sonra O'na döndürüleceksiniz.*
De ki: "Şefaat etme tamamıyla Allah'ın elindedir.* Göklerin ve yerin egemenliği yalnızca O'na aittir. Sonra O'na döndürüleceksiniz.
De ki "Şefaat yetkisi* tümüyle Allah'ın elindedir. Göklerin ve yerin hakimiyeti O'ndadır. Zaten sonunda tekrar yaratılıp O'nun huzuruna çıkarılacaksınız."
De ki: "Ara buluculuk, yalnızca Allah'a özgüdür.* Göklerin ve yeryüzünün yönetimi de O'na özgüdür. Sonra, O'na döndürüleceksiniz!"
De ki: "Şefaate (izin verme) yetkisi tamamıyla ve sadece Allah'a aittir: Gökler ve yerin mutlak otoritesi (de) O'na aittir: sonunda sadece O'na döndürüleceksiniz.
De ki: "Şefaat, tümden ve sadece Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü/yönetimi O'nundur. Sonunda O'na döndürüleceksiniz."
De ki: "Şefaatin tümü Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz."
De ki: "Bütün şefaat Allah'a aittir. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra hep döndürülüp O'na götürüleceksiniz!"
De ki: "Şefaat (hakkını verme yetkisi) yalnız Allah'a aittir: Gökler ve yer üzerindeki hakimiyet (yalnız) O'nundur ve sonunda yalnız O'na döndürüleceksiniz".
De ki: "Şefaat tümüyle Allah'a aittir. Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Sonra yalnız O'na döndürüleceksiniz."
De ki Allahındır o şefaat bütün, onundur mülkü Göklerin ve Yerin, sonra hep döndürülüp ona götürüleceksiniz
De ki: "Şefa'at tamamen Allah'ındır (yardım ve destek yalnız O'ndandır). Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz."
De ki: "Şefaatin tümü Tanrı'nındır. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz."
De ki: "Bütün şefaat (hakkı) Allahındır. Göklerin ve yerin mülk (-ü tasarrufu) onundur. Nihayet (hepiniz) ancak Ona döndürü (lüb götürü) leceksiniz".
De ki: Bütün şefaat Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra hepiniz O'na döndürüleceksiniz.
De ki: Şefaatin hepsi Allah'ındır. Göklerin ve yerin hakimiyeti O'na aittir. Bir zaman sonra O'na döndürüleceksiniz.
De ki: "Şefaatin tamamı Allah'a aittir. Çünkü göklerin ve yerin mülk ve hakimiyeti de O'nundur. Sonunda da O'nun huzuruna götürülecek, O'na hesap vereceksiniz."
De ki: "Şefaat tümüyle Allah'ındır! (Çünkü) semaların ve arzın mülkü O'nundur! Sonra O'na rücu ettirileceksiniz. "
De ki, 'Tüm şefaat ALLAH'a aittir.' Göklerin ve yerin yönetimi O'na aittir. Sonra O'na döndürüleceksiniz.
De ki: "Şefaat etme tamamıyla Allah'ın elindedir.* Göklerin ve yerin egemenliği yalnızca O'na aittir. Sonra O'na döndürüleceksiniz.
Say: "To God belong all intercessions. " To Him belongs the sovereignty of the heavens and the Earth, then to Him you will be returned.
Say thou: “Unto God belongs intercession altogether — His is the dominion of the heavens and the earth; then to Him will you be returned.”
Say: ‘Intercession is entirely Allah’s affair. The kingdom of the heavens and earth is His. Then you will be returned to Him.’
Say, "All intercession belongs to GOD." To Him belongs all sovereignty of the heavens and the earth, then to Him you will be returned.
Say: "To God belongs all intercession." To Him belongs the sovereignty of the heavens and the earth, then to Him you will be returned.
Say, "To God belong all intercessions." To Him belongs the sovereignty of the heavens and the earth, then to Him you will be returned.