Eğer, bir ümmet için azabı onlardan belli bir süreye kadar erteleyecek olursak, "Bunu engelleyen şey nedir ki?" derler. Bilesiniz ki, onlara azap geldiği gün, artık geri çevrilmez. Alaya aldıkları azap onları kuşatır.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | velein | ve şayet | |
2 | ehharna | geciktirsek | اخر |
3 | anhumu | onlardan | |
4 | l-azabe | azabı | عذب |
5 | ila | için | |
6 | ummetin | bir süre | امم |
7 | mea'dudetin | sayılı | عدد |
8 | leyekulunne | mutlaka derler | قول |
9 | ma | nedir? | |
10 | yehbisuhu | onu alıkoyan | حبس |
11 | ela | haberiniz olsun ki | |
12 | yevme | gün | يوم |
13 | ye'tihim | o geldiği | اتي |
14 | leyse | değildir | ليس |
15 | mesrufen | geri çevrilecek | صرف |
16 | anhum | kendilerinden | |
17 | ve haka | ve kuşatır | حيق |
18 | bihim | onları | |
19 | ma | şey | |
20 | kanu | oldukları | كون |
21 | bihi | onu | |
22 | yestehziune | alaya alıyor(lar) | هزا |
Andolsun, eğer biz onlardan azabı sayılı bir süreye kadar ertelersek, elbette,"Onun gelmesini engelleyen nedir?" derler. Bilesiniz ki, kendilerine azap geldiği gün, bir daha onlardan uzaklaştırılacak değildir. Alay etmekte oldukları şey, onları çepeçevre kuşatmış olacaktır.
Onlardan azabı sayılı (belirli) bir süreye* kadar ertelesek, mutlaka "Onu(n gelmesini) engelleyen nedir?" derler. Dikkat edin! Kendilerine azap geldiği gün, bir daha onlardan uzaklaştırılacak değildir.* Alay etmekte oldukları şey, onları çepeçevre kuşatmış (olacak)tır.
Onlardan azabı belli bir süre için ertelesek, "Onu tutan nedir?" derler. Doğrusu, onlara geldiği gün, kendilerinden geri çevrilemez ve alay ettikleri şey kendilerini kuşatacaktır.
Eğer, bir ümmet* için azabı onlardan belli bir süreye kadar erteleyecek olursak, "Bunu engelleyen şey nedir ki?" derler. Bilesiniz ki, onlara azap geldiği gün, artık geri çevrilmez. Alaya aldıkları azap onları kuşatır.
Onlara vereceğimiz azabı belli bir süre ertelesek "Onu tutan ne ki?" derler. Şunu bilin ki azap geldiği gün onlardan savılacak değildir. Hafife aldıkları o şey başlarına gelecektir.
Ama belirlenmiş bir süreye dek cezayı onlardan ertelesek, kesinlikle, şöyle derler: "Onu önleyen ne?" İyi bilin ki, ceza geldiği gün onlardan uzaklaştırılmayacak ve alay ettikleri şey onları kuşatacaktır.
Ve eğer onların cezasını sayılı bir süreye ertelesek, hemen "Onu tutan mı var?" derler. Bakın, o gün geldiğinde, onu onlardan savuşturacak hiçbir güç olmayacak; dahası, alaya aldıkları gerçek onları çepeçevre kuşatacak.
Ve eğer onlardan azabı, belirlenmiş bir süreye kadar ertelesek, mutlaka şöyle diyeceklerdir: "Onu erteleyen de ne?" Gözünüzü açın, azap onlara geldiği gün, kendilerinden geri çevrilecek değildir. Ve alay edip durdukları şey, kendilerini sarmış olacaktır.
Andolsun, onlardan azabı sayılı bir topluluğa (veya belirli bir süreye) kadar ertelesek, mutlaka: "Onu alıkoyan nedir?" derler. Haberiniz olsun; onlara bunun geleceği gün, onlardan geri çevrilecek değildir ve alaya almakta oldukları şey de kendilerini çepeçevre kuşatacaktır.
Eğer kendilerinden ilerideki sayılı bir süreye kadar azabı geciktirecek olsak, mutlaka: "Onu ne engelliyor?" derler. Azap onlara geleceği gün, artık kendilerinden çevrilecek değildir ve alay ettikleri şey kendilerini sarmış olacaktır.
Ve ayrıca, onların (hak ettiği) azabı (tarafımızdan) belirlenmiş bir vakte kadar ertelesek hemen şöyle derler: "Onun (hemen gerçekleşmesini) önleyen ne?" Bilin ki, o Gün (o sözü geçen azap) onların başına geldiği zaman, onu kendilerinden uzak tutacak hiçbir güç olmayacak; ve alay edip durdukları şey onları kuşatıp bunaltacaktır.
Andolsun, biz onlardan azabı belirli bir süreye kadar geciktirsek, o zaman da mutlaka "Onu ne alıkoyuyor?" derler. İyi bilin ki, azap onlara geleceği gün, kendilerinden bir daha uzaklaştırılmaz ve alay etmekte oldukları şey, kendilerini çepeçevre kuşatmış olur.
Ve eğer ilerideki sayılı bir müddete kadar kendilerinden azabı te'hır edersek o vakıt da mutlak şöyle derler: onu ne men'ediyor? O, onlara geleceği gün kendilerinden çevrilecek değildir, ve o istihza ettikleri şey, kendilerini sarmış bulunacaktır
Andolsun onlardan azabı sayılı bir ümmete (belli bir süreye) ertelesek, "Onu tut(up bize gelmesine engel ol)an nedir?" derler. İyi bilin ki, o (azab) başlarına geldiği gün, bir daha onlardan geri çevrilmez ve alay ettikleri şey, kendilerini kuşatmış olur.
Andolsun, onlardan azabı sayılı bir ümmete (veya belirli bir süreye) kadar ertelesek, mutlaka: "Onu alıkoyan nedir?" derler. Haberiniz olsun; onlara bunun geleceği gün, onlardan geri çevrilecek değildir ve alaya almakta oldukları şey de kendilerini çepeçevre kuşatacaktır.
Andolsun ki biz kendilerinden azabı sayılı bir müddete kadar gecikdirsek mutlakaa diyeceklerdir ki: "Bunu alıkoyan (sebeb) de ne"? Haberiniz olsun ki, o bunlara geleceği gün kendilerinden döndürülecek değildir. Eğlenceye alageldikleri şey (azab) onları çepçevre kuşatacakdır.
Sayılı bir müddete kadar üzerlerinden azabı erteleyecek olsak mutlaka: Bunu alıkoyan da ne? derler. Dikkat edin, o geldiği gün, onlardan asla dönmeyecek, alaya aldıkları şey onları mahvedecektir.
Şayet azabı onlardan sayılı bir süreye kadar ertelersek: -O'nu engelleyen nedir? derler. Dikkat edin. Alay ettikleri şey onlara geldiği gün; onlardan hiç ayrılmaz ve onları çepeçevre içine alır.
Şayet biz kendilerine azap göndermeyi belirli bir zamana kadar ertelersek: "Bu azabı alıkoyan sebep nedir?" derler. İyi bilin ki o azap başlarına geldiği gün, artık onlardan geriye çevrilmez ve alaya aldıkları o azap, kendilerini çepeçevre kuşatmış olur.
Andolsun ki, eğer azabı onlardan belirli bir süre ertelesek; kesinlikle: "Onu tutan nedir?" derler.. . Kesin olarak bilin ki! Onlara geldiği gün, onlardan geri çevrilecek değildir! Alay etmekte oldukları şey her yönden onları kuşatmıştır.
Onlardan azabı belli bir süre için ertelesek, 'Onu tutan nedir,' derler. Doğrusu, onlara geldiği gün, kendilerinden geri çevrilemez ve alay ettikleri şey kendilerini kuşatacaktır.
Eğer, bir ümmet* için azabı onlardan belli bir süreye kadar erteleyecek olursak, "Bunu engelleyen şey nedir ki?" derler. Bilesiniz ki, onlara azap geldiği gün, artık geri çevrilmez. Alaya aldıkları azap onları kuşattır.
And if We delay for them the retribution to a near period, they will Say: "What has kept it" Alas, on the day it comes to them, nothing will turn it away from them, and what they used to mock will catch-up with them.
And if We delay from them the punishment until a reckoned time, they will say: “What detains it?” In truth, the day it comes to them, it will not be averted from them; and there will surround them that whereat they mocked.
If We postpone the punishment for them for a limited time, they will say, ‘What is holding it back?’ No, indeed! The day it reaches them it will not be averted from them and the things they mocked at will encompass them.
And if we delay the retribution they have incurred - for we reserve it for a specific community - they say, "What is keeping Him?" In fact, once it comes to them, nothing can stop it, and their mocking will come back to haunt them.
And if We delay for them the retribution to a near period, they will say: "What has kept it?" Alas, on the day it comes to them, nothing will turn it away from them, and they will be surrounded by that which they used to mock.
If We delay for them the retribution to a near period, they will say, "What has kept it?" Alas, on the day it comes to them, nothing will turn it away from them, and what they used to mock will catch up with them.