Tahıl yüklerini açtıklarında verdikleri bedelin kendilerine geri verilmiş olduğunu gördüler. "Ey babamız! Bak sermayemiz bize geri verilmiş. Daha ne istiyoruz! Onunla da kendimize tahıl getiririz. Kardeşimizi de koruruz. Fazladan bir deve yükü daha alırız. Zaten bu bize yetmez." dediler.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | velemma | ne zaman ki | |
2 | fetehu | açtılar | فتح |
3 | metaahum | (zahire) yüklerini | متع |
4 | vecedu | buldular | وجد |
5 | bidaatehum | sermayelerini | بضع |
6 | ruddet | geri verilmiş | ردد |
7 | ileyhim | kendilerine | |
8 | kalu | dediler ki | قول |
9 | ya ebana | babamız | ابو |
10 | ma | daha ne? | |
11 | nebgi | istiyoruz | بغي |
12 | hazihi | işte | |
13 | bidaatuna | sermayemiz | بضع |
14 | ruddet | geri verilmiş | ردد |
15 | ileyna | bize | |
16 | ve nemiru | yine yiyecek getiririz | مير |
17 | ehlena | ailemize | اهل |
18 | ve nehfezu | ve koruruz | حفظ |
19 | ehana | kardeşimizi | اخو |
20 | ve nezdadu | ve fazla alırız | زيد |
21 | keyle | yükü | كيل |
22 | beiyrin | bir deve | بعر |
23 | zalike | bu | |
24 | keylun | bir ölçüdür | كيل |
25 | yesirun | az | يسر |
Eşyalarını açtıklarında,ödedikleri bedelin kendilerine geri verildiğini gördüler. Dediler ki: "Ey babamız! Daha ne istiyoruz. İşte sermayemiz de bize geri verilmiş. Yine onunla ailemize erzak getiririz, kardeşimizi koruruz ve bir deve yükü de fazla alırız. Çünkü bu getirdiğimiz, az bir miktardır."
Eşyalarını açtıklarında sermayelerinin kendilerine geri verildiğini görmüş ve şöyle demişlerdi: "Ey babamız! Daha ne istiyoruz! İşte sermayemiz de bize geri verilmiş. (Onunla yine) ailemize yiyecek getiririz; kardeşimizi korur ve bir deve ölçek (tahıl) da fazla alırız. Bu (aldığımız) az bir ölçek (tahıl)dır."
Erzak yüklerini açınca, eşyalarının kendilerine geri verilmiş olduğunu gördüler ve, "Ey babamız, daha ne isteriz? İşte eşyalarımız bize geri verilmiş. Ailemizin geçimini sağlar, kardeşimizi korur ve bir deve yükü daha erzak alırız. Bu, kolay bir iştir" dediler.
Tahıl yüklerini açtıklarında verdikleri bedelin kendilerine geri verilmiş olduğunu gördüler. "Ey babamız! Bak sermayemiz bize geri verilmiş. Daha ne istiyoruz! Onunla da kendimize tahıl getiririz. Kardeşimizi de koruruz. Fazladan bir deve yükü daha alırız. Zaten bu bize yetmez." dediler.
Yüklerini açınca sermayelerinin kendilerine iade edildiğini gördüler. Dediler ki "Ey babamız! Daha ne isteriz; işte sermayemiz, o da iade edilmiş. Ailemize yiyecek getiririz, kardeşimizi koruruz, bir deve yükü de fazla alırız. Bu tahsisat bize azdır."
Yüklerini açtıklarında, yiyecek karşılıklarının kendilerine geri verilmiş olduğunu gördüler. "Ey babamız!" dediler; "Yiyecek karşılıklarımız da bize geri verilmiş; daha ne isteriz? Ailemize yiyecek getiririz, kardeşimizi koruruz ve bir deve yükü çoğaltırız; bu ölçek zaten çok az!"
Ve yüklerini açtıklarında, (takas olarak) verdikleri malların kendilerine iade edilmiş olduğunu gördüler. "Ey babamız!" dediler, "Başka ne isteyebiliriz ki? İşte, verdiğimiz karşılık (bile) aynen bize iade edildi. Bunlarla ailemiz için tekrar erzak alabilirz. Üstelik hem kardeşimizi korur, hem de fazladan bir deve yükü daha alırız; (zaten) bu (getirdiğimiz) tartıca az bir miktar."
Yüklerini açtıklarında sermayelerini buldular; onlara geri verilmişti. "Ey babamız, dediler, daha ne istiyoruz! İşte sermayemiz, bize geri verilmiş. Ailemize yeniden yiyecek alırız. Kardeşimizi koruruz. Bir deve yükü zahire de ilave ederiz. Zaten şu aldığımız az bir miktardır."
Erzak yüklerini açıp da sermayelerinin kendilerine geri verilmiş olduğunu gördüklerinde, dediler ki: "Ey Babamız, daha neyi arıyoruz, işte sermayemiz bize geri verilmiş; (bununla yine) ailemize erzak getiririz, kardeşimizi koruruz ve bir deve yükünü de ilave ederiz. Bu (aldığımız) az bir ölçektir."
Derken yüklerini açtıklarında sermayelerini kendilerine iade edilmiş buldular. Dediler ki: "Ey babamız, daha ne isteriz, işte sermayemiz de bize iade edilmiş! Yine ailemize erzak getiririz, kardeşimizi de koruruz, belki bir deve yükü fazla alırız ki bu (aldığımız zaten) az bir şey!
Ve neden sonra, denkleri çözdüklerinde, (takas için götürdükleri) malların kendilerine iade edilmiş olduğunu gördüler; "Ey babamız!" dediler, "Başka ne isteyebiliriz? İşte kendi mallarımız, olduğu gibi bize bırakılmış! (Eğer Bünyamin'in bizimle gelmesine izin verirsen) bu mallarla ailemize (yeniden) erzak getirebilir, kardeşimizi de (iyi) koruyup gözetir ve (böylece) birer deve yükü zahire fazladan elde etmiş oluruz. Zaten bu (ilk seferde getirdiğimiz) tartıca pek az sayılır".
Yüklerini açıp zahire bedellerinin kendilerine geri verildiğini gördüler. "Ey babamız! Daha ne isteriz? İşte ödediğimiz bedeller de bize geri verilmiş. Onunla yine ailemize yiyecek getirir, kardeşimizi korur ve bir deve yükü zahire de fazladan alırız. Çünkü bu getirdiğimiz az bir zahiredir" dediler.
Derken meta'larını açtıklarında sermayelerini kendilerine iade edilmiş buldular, ey pederimiz! dediler: daha ne isteriz, işte sermayemiz de bize iade edilmiş yine ailemize erzak getiririz, kardeşimizi de muhafaza ederiz, hem bir deve yükü fazla alırız ki bu az bir şey
Zahire yüklerini açtıklarında sermayelerinin kendilerine geri verilmiş olduğunu gördüler. Dediler ki: "Ey babamız, daha ne istiyoruz? İşte sermayemiz de bize geri verilmiş! Yine ailemize yiyecek getiririz. Kardeşimizi koruruz, bir deve yükü de fazla (azık) alırız. (Çünkü) Bu, az bir ölçüdür (bize yetmez)."
Erzak yüklerini açıp da sermayelerinin kendilerine geri verilmiş olduğunu gördüklerinde dediler ki: "Ey Babamız, daha neyi arıyoruz, işte sermayemiz bize geri verilmiş; (bununla yine) ehlimize (ailemize) erzak getiririz, kardeşimizi koruruz ve bir deve yükünü de ilave ederiz. Bu (aldığımız) az bir ölçektir."
Meta'larını (zahire yüklerini) açdıkları zaman sermayelerini kendilerine geri gönderilmiş buldular. "Ey babamız, dediler, daha ne istiyoruz, işte sermayemiz de bize iade edilmiş. (Biz onunla tekrar) ailemize zahire getiririz. Kardeşimizi koruruz. Bir deve yükü zahire de artırırız. Bu (seferki aldığımız) az bir ölçekdir (bizi idare etmez)".
Yüklerini açyıkları vakit; karşılık olarak götürdüklerinin kendilerine iade edilmiş olduğunu gördüler. Dediler ki: Ey babamız, daha ne isteriz, işte mallarımız da bize geri verilmiş, onunla ailemize yine zahire getiririz. Kardeşimizi koruruz ve bir deve yükü zahire artırırız. Esasen bu, az bir ölçektir.
Yüklerini açınca karşılık olarak götürdükleri sermayelerinin kendilerine iade edilmiş olduğunu gördüler. -Ey babamız! Daha ne isteriz; işte sermayemiz de bize iade edilmiş; ailemize onunla yine yiyecek getirir, kardeşimizi de korur ve bir deve yükü de artırmış oluruz; esasen bu az bir şeydir, dediler.
Yüklerini açınca da, zahire bedellerinin yükleri içine geri konulduğunu gördüler ve:"Baba, baba! dediler, daha ne istiyoruz, işte verdiğimiz zahire bedellerimiz de bize geri verilmiş! Gidelim, yine evimize erzak getiririz, kardeşimizi de koruruz, hem bir deve yükü de fazla alırız.Çünkü bu sefer aldığımız, az bir ölçektir (ihtiyacımıza yetmez)"
Erzak yüklerini açtıklarında, verdikleri bedelin kendilerine iade edilmiş olduğunu gördüler.. . Dediler ki: "Ey babamız. . . Daha ne isteriz? İşte ödediğimiz bedel bize iade olunmuş! Ailemiz için erzak alırız, kardeşimizi koruruz ve bir deve yükü de arttırırız (fazla alırız kardeşimizin hakkı olarak). . . Zaten bu (aldığımız) kolay bir ölçektir. "
Erzak yüklerini açınca, eşyalarının kendilerine geri verilmiş olduğunu gördüler ve, 'Ey babamız, daha ne isteriz? İşte eşyalarımız bize geri verilmiş. Ailemizin geçimini sağlar, kardeşimizi korur ve bir deve yükü daha erzak alırız. Bu, kolay bir iştir,' dediler.
Tahıl yüklerini açtıklarında verdikleri bedelin kendilerine geri verilmiş olduğunu gördüler. "Ey babamız! Bak sermayemiz bize geri verilmiş. Daha ne istiyoruz! Onunla da kendimize tahıl getiririz. Kardeşimizi de koruruz. Fazladan bir deve yükü daha alırız. Zaten bu bize yetmez." dediler.
So when they opened their bags, they found their goods had been returned to them, and they said: "Our father, what more can we desire, this is our goods returned to us, so we can get more for our family, and be guardians over our brother, and increase a measure of grain to load a camel. That is truly an easy measure!"
And when they opened their possessions, they found their merchandise returned to them. They said: “O our father: what more can we ask! This is our merchandise returned to us. And we will get provision for our people and guard our brother, and will have increase of a camel’s measure — that is an easy measure.”
Then when they opened up their saddlebags and found their merchandise returned to them, they said, ‘Our father! What more could we ask! Here is our merchandise returned to us. We can provide our families with food, and guard our brother and get an extra load. That is an easy measure to obtain.’
When they opened their bags, they found their goods returned to them. They said, "Our father, what more can we ask for? Here are our goods returned to us. We can thus provide for our family, protect our brother, and receive one more camel-load. This is certainly a profitable deal."
So when they opened their baggage, they found their goods had been returned to them, and they said: "Our father, what more can we desire, these are our goods returned to us, so we can get more for our family, and be guardians over our brother, and increase a measure of grain to load a camel. That is truly an easy measure!"
So when they opened their bags, they found their goods had been returned to them, and they said, "Our father, what more can we desire, this is our goods returned to us, so we can get more for our family, and be guardians over our brother, and increase a measure of grain to load a camel. That is truly an easy measure!"