İkisinin arasının birleştiği yere ulaştıklarında hutlarını unuttular. O da denizin derinliklerine doğru kendi yolunu tuttu.
Onlar, iki denizin birleştiği yere ulaşınca, balıklarını unuttular. Derken balık da yolunu bulup denize dalarak gözden kayboldu.
İki denizin birleştiği yere* varınca balıklarını unutmuşlardı. Balık da denizde bir yol tutmuştu (gözden kaybolup gitmişti).
İki denizin birleştiği yere vardıklarında, balıklarını unuttular. Sinsice kayıp denizin yolunu tuttu.
İkisinin arasının* birleştiği yere ulaştıklarında hutlarını* unuttular. O da denizin derinliklerine doğru kendi yolunu tuttu.
İki denizin birleştiği yere varınca balıklarını unuttular. O da kayarak denize doğru yollandı.
İki denizin birleştiği yere ulaştıklarında, balıkları akıllarından çıkmıştı. Bu arada, denizin içine doğru yolunu tuttu.
Fakat iki (denizin) birleştiği yere vardıklarında, balıklarını unutmuşlardı bile; nitekim o (balık) da kendi yoluna koyulup denizde gözden kayboldu.
Bu ikisi, iki denizin birleştiği yere vardıklarında, balıklarını unuttular. Bunun üzerine balık da denizde bir deliğe doğru yola koyuldu.
Böylece ikisi, iki (deniz)in birleştiği yere ulaşınca balıklarını unutuverdiler; (balık) denizde bir akıntıya doğru (veya bir menfez bulup) kendi yolunu tuttu.
Bunun üzerine ikisi de iki denizin birleştiği yere vardıklarında balıklarını unuttular. O zaman balık denizde bir deliğe doğru yolunu tutmuştu.
Fakat iki (denizin) birleştiği yere vardıklarında balıkları bütünüyle akıllarından çıktı ve denize dalıp gözden kayboldu.
Onlar iki denizin birleştiği yere varınca, balıklarını unuttular. Balık denizde yolunu tutup kayıp gitti.
Bunun üzerine ikisi bir vaktaki iki deniz arasının cemolduğu yere vardılar balıklarını unuttular o vakıt o, denizde bir deliğe yolunu tutmuştu
İkisi (yürüdüler), iki denizin birleştiği yere varınca, balıklarını unuttular, (balık) sıyrılıp denizde yolunu tuttu.
Böylece ikisi, iki (deniz)in birleştiği yere ulaşınca balıklarını unutuverdiler; (balık) denizde bir akıntıya doğru (veya bir menfez bulup) kendi yolunu tuttu.
Bunun üzerine onlar bu iki (deniz) arasının birleşik yerine ulaşınca balıklarını unutdular. (Balık) denizde bir deliğe doğru yolunu tutmuşdu.
İkisi, iki denizin birleştiği yere gelince; balıklarını unuttular. O, bir delikten kayıp denizi boyladı.
Onlar, iki denizin birleştiği yere ulaştıklarında balıklarını unuttular. O da denizde kaybolup gitti.
Onlar iki denizin birleştiği yere vardıklarında balıklarını unutmuş bulundular. Balık sıyrılıp denizde bir yol tutmuştu bile.
Vaktaki iki denizin arasının birleştiği yere vardılar, balıklarını unuttular.. . Bunun üzerine o (balık) da o denizde yolunu bulup gitmişti!
İki denizin birleştiği yere vardıklarında, balıklarını unuttular. Sinsice kayıp denizin yolunu tuttu.
İkisinin arasının* birleştiği yere ulaştıklarında hutlarını* unuttular. O da denizin derinliklerine doğru kendi yolunu tuttu.
But when they did reach the junction between, they forgot their fish, and it was able to make its way back to the sea in a stream.
Then when they reached their meeting between them, they forgot their fish; and it took its path into the sea, tunnelling.
But when they reached their meeting-place, they forgot their fish which quickly burrowed its way into the sea.
When they reached the point where they met, they forgot their fish, and it found its way back to the river, sneakily.
But when they reached the junction that was in-between, they forgot their fish, and it was able to make its way back to the sea in a stream.
But when they did reach the junction between, they forgot their fish, and it was able to make its way back to the sea in a stream.